Aile translate French
24,881 parallel translation
Ona benimle takılmasını, aile olmamızı istediğini söylemişsin, öyle dedi.
Elle m'a dit que tu voulais qu'on se fréquente, pour qu'on soit une famille.
İnsanlığımız için, bu aile için ve kafeteryada yatan o küçük kız için.
Pour notre humanité, pour cette famille et pour cette petite fille sur le sol de la cafétéria.
Yoga'nın başkenti Los Angeles'a yerleştik ve bir aile kurmaya karar verdik.
On s'était installés à Los Angeles... la capitale mondiale du yoga... et... on a décidé de fonder une famille.
Yarın akşam aile yemeğimiz var, Sawyer'ın okul tiyatrosuna girişini kutlayacağız.
On a un dîner de famille demain soir. Sawyer fait partie de la pièce de l'école, ça se fête.
Yeniden aile olduğumuz için mutluyum.
Je suis vraiment heureux que nous soyons en famille.
Bu küçük kız bu aile armasını daha önce nasıl görmüş olabilir?
Comment une petite fille a pu voir le blason de cette famille?
- Doğu kanadında.
Aile Est.
Tamam ve bende ekibime Sadie'nin aile ve arkaşaları konuşmalarını söyleyeceğim.
Et je demanderais à mes gars de contacter la famille et les amis de Sadie.
Frank Myers'la ilgili bir şeyler buldum. Evsiz olmadan önce Harrington ilçesinde aile mahkemesinde kamu avukatıymış.
J'ai découvert un truc sur Frank Myers, avant d'être SDF, il travaillait au tribunal familial comme avocat dans le comté d'Harrington.
Neden hâlâ bu aile toplantılarına gelmem gerekiyor?
Pourquoi je dois toujours venir aux réunions de famille?
Kabul etmek istediğinde kutunun içindekini kullan ki tekrar bir aile olabilelim.
Et mon offre tient toujours. Utilise ce qu'il y a dans la caisse quand tu l'accepteras, et nous pourrons être une famille à nouveau.
Doğum süitlerimiz barlar, sallanan sandalyeler, jakuzi küvetleri, aile ve arkadaşlar için fazladan odalar içeriyor.
Nos suites proposent une barre d'étirement, un fauteuil à bascule, un jacuzzi, et des chambres pour les proches.
- Aile meselesini ağırdan aldığımızı sanıyordum Fee. - Dur lütfen.
Je croyais qu'on y allait mollo avec la nouvelle famille.
Taşıyıcı koğuşundayım, batı koridoru.
Ici l'aile des porteuses, 4 Ouest.
- Aile içi sorunlar mıydı?
- Des problèmes à la maison?
Çocuğunu burada doğurarak bir aile geleneğini devam ettiriyorsun.
Tu entretiens une tradition familiale en ayant ton enfant ici.
Büyük, mutlu ve işlevsiz bir aile olacağız.
On va former une grande famille joyeusement dysfonctionnelle.
Aile indirimi bekleme.
T'auras pas de réduc.
Aile tarifesine geçtiğimizden beri telefon bir tuhaf çalışıyor.
Depuis qu'on a changé de forfait familial, mon téléphone débloque.
İlk adımlarını attığında veya ilk dişini çıkardığında veya ilk ağzına aldığında yanında değildim belki de ama aile reisi olarak büyük gününde yanında geleneksel yerimi almak hakkım.
Je n'ai peut-être pas été présent lors de tes premiers pas, de ta première dent perdue ou de ta première fellation, mais en tant que patriarche, j'ai le droit à ma place d'honneur à tes côtés pour ton grand jour.
O zaman aile reisinden düğünün parasını istemek de benim geleneksel hakkım.
Alors c'est mon droit de demander au dit patriarche de payer pour ça.
Belgelerinizi inceleyeceğim, aile ve arkadaşlarla konuşacağım.
Je vais passer en revue vos documents, en apprendre plus sur vos proches.
Sonra alçaktan giden bir uçağın kanadı delse bunu.
Puis être transpercé par l'aile d'un avion volant à basse altitude.
Aile zayıflıktır demiştim sana.
Je t'avais dit que la famille était une faiblesse.
Aile yabani mantar yüzünden trajik bir şekilde öldü.
Tragédie de champignons sauvages, une famille meurt d'une mort atroce.
Hiç âşık olmadım, aile kurmadım.
Je suis jamais tombé amoureux, j'ai jamais eu de famille.
Ama 33 yaşındayım ve 40 yaşına geldiğimde aile sahibi olmak istiyorum.
Mais j'ai 33 ans et je voudrais avoir fondé une famille d'ici mes 40 ans.
Bu, aile arasında bir şey.
C'est un problème familial.
Aile ve ışık zamanı
Un moment festif pour les familles
İki ay ülke dışında numarası yapmasından bu yana aramız limoni.
Ça bat un peu de l'aile entre nous depuis qu'elle a fait semblant de partir deux mois.
Balina Dünyası her yaştan çocuğun eğlenceli ve seksi vakit geçirdiği bir aile müessesesidir.
Whale World est un établissement familial où les enfants de 7 à 77 ans passent un moment sympa et sexy.
Aile önce gelir.
La famille passe avant tout.
O zengin aile İtalyan yemeğini ve şampanya çeşmelerini severdi.
Cette famille adorait la bouffe italienne et les fontaines de champagne.
- Aile evimizde görüşürüz.
Donc, euh, je vous vois à la maison.
Ama her hafta yarım saat, kimseleri olmadığı halde bir araya gelip aile kuran dört kişinin anlatıldığı o diziyi izlerdim.
Pendant une demi-heure chaque semaine, je regardais cette série sur quatre personnes seules qui ont formé une famille.
İnsanlar aile üyeleriymiş gibi mi poz veriyorlar?
Quand les gens l'exhibaient comme un membre de la famille?
Tek düşündüğüm, her gün bana Bayan Clara sonunda doğru kararı verdi mi diye soran çalışanlar, boyacılar ve aile üyeleri. Hepsi ay sonunda daha iyi durumda olabilir, hepsi bu.
J'imagine le nombre d'ouvriers, de maçons, toutes ces familles, qui s'inquiètent chaque jour de savoir si madame Clara s'est enfin décidée, et si leur sort va s'améliorer à la fin du mois.
Değil mi Clara? Koyu tenli bir aile, değil mi? Sahip olduklarını elde etmek için çok ter döktüler.
Une famille à la peau plus foncée, qui a gagné ce qu'elle possède à la sueur de son front.
Aile bağlarınıza arkadaşlarınız sosyal çevrenizde dahil yani.
L'extension des liens familiaux aux cercles d'amitié...
Aile bunun için vardır.
C'est ce que font les familles.
Kübalıların önünde asla aile meselelerini açma.
Ne jamais parler des affaires de famille devant les Cubains.
Bart, aile üyesi olmayan birine karşı resmi olmayan bir İspanyolca ile konuşuyorsun.
Bart, tu parles Espagnol familièrement avec quelqu'un qui n'est pas de ta famille.
Ve araştırmalarında sosyal medyada çok verimli olan, internette popüler bir Ermeni aile keşfettim, gerçi sürekli kalçalarını gösteriyorlar.
Et j'ai découvert une famille arménienne qui est incroyablement efficace dans les réseaux sociaux, très populaire sur le net, bien qu'ils montrent trop souvent leurs derrières.
Farkındayım. İşlevsiz bir aile içinde sıkıştık.
On est coincés dans une famille dysfonctionnelle...
Sylvester, ben... Annen ve ben senin için doğru aile olamadığımız için özür dilerim.
Sylvester, je... je suis désolé que ta mère et moi, n'ayons pas été la bonne famille pour toi.
Yedi ayrı koruyucu eve yerleştirildikten sonra, sonunda bir yuva ve aile buldum.
Après sept différents placements en familles d'accueils J'ai finalement trouvé une maison... et une famille.
Aile herşeydir..
La famille est tout.
Koruyucu Aile reform tasarısı üzerinde çalışıyor.
Elle travaillait sur une réforme pour les lois sur le système d'accueil.
- U - Ama devlet koruyucu aile bütçesinin % 50'sinden fazlasını özelleştirilmiş evlere tahsis ediyor.
Mais ça répartit 50 % du budget d'état du système d'accueil aux foyers de privatisation.
Müvekkiliniz neferlerini korumak için bir morgu havaya uçurmayabilir ama aile işi değiştirir.
Votre client n'exploserait pas une morgue pour ses subalternes, mais la famille, c'est différent.
O aile çok zor günler geçirdi.
Après ce qu'ils ont traversé...
ailesi 63
ailem 154
ailen 55
aileme 19
ailen nasıl 44
ailem yok 31
ailemi 22
ailen nerede 33
aileler 22
ailen var mı 30
ailem 154
ailen 55
aileme 19
ailen nasıl 44
ailem yok 31
ailemi 22
ailen nerede 33
aileler 22
ailen var mı 30