English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ A ] / Akıllıca

Akıllıca translate French

4,914 parallel translation
Bunu yapman pek akıllıca olmaz.
Ça n'a pas de sens de faire ça.
Babanı, yani bir polisi, soğuk kanlılıkla öldürüp kimliğini çalan kişinin cidden ben olduğumu düşünüyorsan karşımda oturup tehditler savurman akıllıca mı sence?
Si tu penses vraiment que c'est moi qui ai tué ton père, un flic, de sang-froid, et qui a eu les couilles de lui voler son identité, tu crois que c'est une bonne idée de me menacer?
Dük, Paris'teyken onu farklı bir hapishaneye nakletmek akıllıca olabilir.
Peut-être que cela serait sage de le déplacer dans une autre prison pendant que le Duc est à Paris.
Akıllıca.
Futé.
Bari bu akşam akıllıca davran.
Alors fais pas de connerie ce soir.
"Bir ulusun endüstrisini geliştirmekteki en akıllıca işlem ülkenin başkentini geliştirmek değil başkentin daha büyük bir kesiminin başka şekillerde olabileceğinden daha daha aktif ve üretken olmasını sağlamaktır."
"Ce n'est pas en augmentant le capital d'un pays, mais en distribuant une plus grande partie de ce capital bien plus actif et productif que d'autres ne le seraient, que la plus judicieuse des transactions financières peut... peut améliorer l'industrie du pays."
Akıllıca bir yatırım ortaya koymayacağını kim bilebilir?
Qui sait quand cela pourrait s'avérer être un sage investissement?
İnan hiç akıllıca değil.
Je te conseille d'éviter de faire ça. Je t'assure.
Yarım akıllıca yaptığın şeyi farketmişsindir. Bir daha yapmaman gerektiğini anlaman için bir an önce.
Et tu sais que si tu te donnes pas à fond, tu devras recommencer.
Akıllıca. Parmağı buza koymak diyorum. Akıllıca.
C'est intelligent de mettre son doigt dans la glace.
Eğer bunun onlarla bir ilgisi yoksa bütün itleri kızdırmak akıllıca olmaz.
Ce serait idiot de prendre le risque que les Cabots réagissent mal s'ils n'ont rien à voir avec ça.
Çok akıllıca.
Elle est si maligne
Şu sıralar, pencere ve kapıları kilitli tutmak akıllıca olur.
En attendant, ce serait sage de consolider vos portes et fenêtres.
Eğer durumunuz radikal bir artış göstermediyse daha fazla borç almanızın akıllıca olduğunu düşünmüyorum.
Mais ma situation personnelle s'est complètement améliorée... ne vous endettez pas plus.
Sence hayatlarının en tehlikeli yolculuğuna çıkmadan önce buraya uğrayabilecek bir adamının seni kör kütük sarhoş görmesi akıllıca mı?
Est-il vraiment sage d'être soûl à la vue de tous tes hommes, juste avant votre voyage le plus dangereux?
Hangi tercihin akıllıca olup, hangisinin olmayacağını nereden bileceksin?
Comment savoir quel choix est sage ou non?
Çok akıllıca.
Trà ¨ s sage.
- Evet. Sanırım bu akıllıca.
Plutôt malin, je suppose.
- Emlak değerini arttırmak için akıllıca bir hamle.
Ça ajoute de la valeur au terrain.
Güçlerini bilip, akıllıca kullanırsan bir adam 10.000 adamdan değerli olabilir.
Connais tes forces, utilise-les sagement, et un homme en vaudra 10 000.
Akıllıca bir karar, saygı duyuyorum.
C'est une sage décision. Je la respecte.
En azından akıllıca bir şeyler söylemeye çalış.
Essayez au moins d'avoir l'air intelligent.
Tuhaf görünebilir, bu Lassiter'ın verdiği en akıllıca tavsiyeydi.
C'est étrange que ce soit le meilleur conseil que Lassiter a jamais donné.
Çok akıllıca bir seçim.
Quelle prudente décision.
Şimdi bildiğiniz gibi, gerçekten dersimi aldım Konu tehlikeli hayvanlara gelince daha akıllıca davranıyorum.
Comme vous le savez, j'ai appris la leçon sur la prudence avec les animaux sauvages.
Çok akıllıca bir planı vardı, ancak o dönemin teknolojisi ışık kadar hızlı hareket eden bir şeyin hızını ölçmeye yeterli değildi.
Il avait un plan très astucieux, mais la technologie de l'époque n'était pas assez bonne pour mesurer la vitesse de quoi que ce soit qui bouge aussi vite que la lumière.
Tamam, akıllıca bir numara.
Ok, super astuce.
Bence akıllıca bir karar olur bu.
Selon moi, c'est une sage décision.
Sizce bu akıllıca mı efendim? Bir memuru, dört mahkumla yalnız bırakmak?
Est-ce sage de laisser un agent seul avec quatre prisonniers?
Akıllıca değil mi?
Intelligent, n'est-ce pas?
Bana pek akıllıca bir kariyer seçimi gibi görünmedi.
Pas très malin, comme reconversion.
Akıllıca bir hareket değildi.
Pas un choix judicieux.
Oldukça akıllıca, eklemek istiyorum.
Du bon boulot.
Bu çok akıllıca.
C'est astucieux.
- Belki de bağlantı kurmamak daha akıllıca olur.
- Il vaut mieux éviter tout contact.
Bu adadan kaçmanın en akıllıca yolu.
C'est le moyen le plus malin pour quitter l'île.
Bu akıllıca mı? Peki işteyken ne olacak?
Et ton travail?
- Çok akıllıca o, Meechum.
- Très drôle, Meechum.
Ama bu tehlikeli arayıştan vazgeçip sanatsal uğraşlarına devam etmen daha akıllıca olur.
Tu serais sage d'abandonner cette fatale quête et reprendre tes efforts artistiques.
Ne oldu yani yeterine akıllıca ve muhteşem neden veremedim mi seni burada tutabilecek?
Et alors? Je ne t'ai pas donné assez de raisons pour te garder ici?
Kız kardeşler kendilerine iyi bakmışlar. Kazandıkları güzellik yarışmasını akıllıca değerlendirmişler.
Les sœurs s'en sont bien sorties.
İkimiz de daha akıllı olduğunu biliyoruz.
Nous savons tous deux que vous êtes plus malin que ça.
Bu durumun getireceği sonuçları bilecek kadar akıllı olmalısın.
Tu es assez brillant pour savoir comment ça va aboutir.
Kimin akıllı olup olmadığına hemen karar verme, Rajveer.
Ne décidons pas de ça si vite, Rajveer.
Akıllıca mı?
Sage?
Akıllıca bir seçim.
Excellent choix.
Aferim, akıllı çocuk.
Ça c'est un bon garçon.
Ben oğlum gibi yarım akıllı olmadığımdan neden bunu yaptığını sormayacağım.
Puisque je ne suis pas un imbécile comme mon fils, je ne te demanderai pas pourquoi tu as fait ça.
Çok akıllıca.
Très intelligent.
Seksi bir şey değil ama bize adam akıllı para kazandıracak.
Ce n'est pas sexy, mais ça rapporte un max.
Düşünmeden hareket etmek hiçbir zaman akıllıca bir eylem olmamıştır.
C'est pas bon d'être trop impulsif.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]