Arıyorum translate French
11,320 parallel translation
Size, Ricardo Manoukian'ın Ulusal Özgürlük Cephesi tarafından kaçırıldığını bildirmek için arıyorum.
J'ai le devoir de vous informer que Ricardo Manoukian a été enlevé par le Front de libération nationale.
Kızımı arıyorum.
Je cherche ma fille...
İş arıyorum.
Je cherche du travail.
Bizim için bir ev arıyorum.
J'essaye de nous trouver un endroit où vivre.
İç Güvenlik'ten arıyorum.
M.Gallo, j'ai un appel de la Sécurité Intérieure.
Yeni bir avukatlık firması arıyorum.
Je recherche un nouveau cabinet d'avocat.
- Pete'in telefonunu arıyorum.
- Je cherche le téléphone de Pete.
Ana bilgisayarları dışarıdan erişime mümkün hale getirecek bir zemin kat mühendisi arıyorum.
Je cherche un ingénieur spécialisé pour convertir les serveurs à un accès réseau extérieur.
Şimdi arıyorum.
Je vais l'appeler.
Çünkü her gece dışarıda sokaklarda onu arıyorum. Bir şekilde ona yardım edebilirim ya da mantıklı davranmaya ikna edebilirim diye umuyorum.
Je suis dehors toutes les nuits, à la chercher dans les rues, espérant qu'il y ait un moyen que je l'aide ou que je la raisonne.
Polisi arıyorum.
J'appelle les flics.
- Özel bir şey arıyorum. Bir Kehrseite'ın anlamayacağı bir şey. Vahşi bir şey.
Je cherche quelque chose de spécial, qu'une Kehrseite ne comprendrait pas, quelque chose de sauvage.
Ben Sean Renard'ı arıyorum.
Je cherche Sean Renard.
- Burada ne arıyorum, Clark?
Qu'est-ce que je fais ici Clark?
bu da demek oluyor ki hemen şartlı tahliye memurunu arıyorum. Ağzınızdan çıkan hiçbir kelimeye inanmadığım sürece.
Je vais appeler votre agent de probation, à moins que la vérité ne sorte de votre bouche.
Çatışmayı kabullenmekteki huzuru arıyorum.
Je la vois comme l'acceptation de conflit.
Randolph Hale'i arıyorum!
Je cherche Randolph Hale.
Seni arıyorum.
- Je te cherche.
Anormallik arıyorum ama hiçbir şey bulamadım.
J'ai cherché des anomalies, et rien n'est apparu.
- Çünkü birkaç dakikadır arıyorum.
Ça fait déjà un petit moment.
Booth'u arıyorum.
J'appelle Booth.
Ruhun maddeselliğini arıyorum...
Je cherche la substance de l'âme...
İçimizde tanrı'nın varlığını... kanıtlayan bir belge arıyorum.
Je cherche l'organe qui prouve l'existence de Dieu en nous.
Aklımı değil, asâmı arıyorum.
Pas la tête, mon livre.
Cassandra'yı arıyorum.
J'appelle Cassandra.
Patronunu arıyorum, oradakini işte.
Je cherche votre patron.
Kayıt yapabileceğim bir şey arıyorum.
Je suis à la recherche d'un truc pour enregistrer...
Edel'in oğlunu arıyorum.
Je cherche le fils Edel.
- Ben de rozetimi arıyorum.
Et moi je cherche ma plaque.
Van Gogh'u arıyorum da, bir servet ödedim onun için.
Je suis à la recherche du Van Gogh. J'ai payé une fortune pour lui.
Avukatımı arıyorum.
J'appelle mon avocat.
Arıyorum.
C'est le cas.
Pekala. Bu kadar yeter. Hemen polisi arıyorum.
J'appelle les flics maintenant.
Homer Simpson adında bir barbekü hödüğü arıyorum.
[BAVARDAGE EXCITÉ] Oui, je recherche un fou du barbecue du nom d'Homer Simpson?
- Beni götürecek birini arıyorum.
- Je cherche quelqu'un pour m'emmener.
Birini arıyorum.
Je cherche quelqu'un.
- Polisi arıyorum.
J'appelle la police.
Bende remi olmayacak şekilde izleyecek bir şeyler arıyorum.
Officieusement, j'essaye de trouver quelque chose à regarder.
Özür dilerim. Sayfayı arıyorum da.
Désolé, je cherche la page.
Sucking Chest Wound'un polislere gönderebileceğim bir anını arıyorum.
Je cherche des images de Sucking Chest Wound à envoyer à la police.
Bu durumdan bir çıkış yolu arıyorum. Sende işe yarayıp yaramamasıyla ilgisi yok.
Que ça vous convienne ou pas est hors sujet.
Merhaba. Loker'ı arıyorum.
Je cherche Loker.
Evet, onu arıyorum...
Je recherche...
Hey. Henry'i arıyorum. Buralarda mı?
Je cherche Henry.
Kimi arıyorum?
Je cherche quoi?
Bu manyağın sabıkalıları arıtmak istemesini anlıyorum Peder Nabors ve Barnes ne yaptılar da bu listeye girdiler?
Je comprends pourquoi ce malade pense que les ex-détenus doivent être purifiés, mais qu'ont fait le père Nabors et Barnes pour être sur la liste?
Babamı arıyordum, şu an bir sürü şeyle uğraşıyorum tamam mı?
Je cherchais mon père. Je dois m'occuper d'un tas de trucs.
Arıyorum.
Je cherche.
Floridalı polisler Pratt'i komplo suçundan arıyor. Ama ben onun bir katil olduğuna inanıyorum.
Ils ont coincé Pratt pour association de malfaiteurs, mais je crois que c'est un tueur.
- Avukatımı arıyorum.
- J'appelle mon avocat.
Birini arıyor. Ne dediğini duyamıyorum.
Je n'arrive pas à entendre ce qu'il dit.