English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Babam geldi

Babam geldi translate French

461 parallel translation
Babam geldi anne.
Papa est là.
Ah, babam geldi.
Vous rentrez bien tôt! En effet.
Korkmuştum. Sonra babam geldi ve adamı yere fırlattı.
J'avais peur, et puis papa a fait voltiger un homme!
- Babam geldi mi? - Evet.
- Père est rentré?
Babam geldi.
Chic, alors!
Bakın, babam geldi.
Regardez, c'est Papa!
Ciro dur bir saniye. Gitmeliyim babam geldi
Attends, voilà mon père.
Babam geldi.
Il est ici.
Babam geldi.
Viens vite, Maman!
Babam geldi!
Voilà papa!
- Anne, babam geldi!
Maman, papa est rentré.
Babam geldi.
C'est lui
Babam geldi.
C'est papa!
Babam geldi!
C'est papa!
- Anne, babam geldi.
- Maman, c'est papa.
Galiba babam geldi.
Je crois que papa est rentré.
Babam geldi.
- Papa est là.
Anne, babam geldi.
- Maman, papa est là.
Sabah babam geldi.
Le matin, pere est entre dans la chambre.
Hey, babam geldi!
Papa est rentré.
Babam geldi.
- Papa est rentré! - Papa!
Babam geldi. Çok şükür, yalnız gelmiş.
Tiens, papa!
Anne! Bak babam geldi!
- Hé, maman, regarde!
Keşke okula gitmek için de Cumartesi dışarı çıkmak için olduğun kadar istekli olsan. Babam dün gece geç geldi.
Tu n'es pas si pressé pour aller à l'école.
Aklımdan Hindistan geçmişti ama sonra babamın aklına orada havanın yağmurlu olduğu geldi.
- Le temps. J'ai pensé à l'Inde, mais c'était la mousson.
- 17 yeni kişi geldi. Babam nerede?
- 17 nouvelles personnes. où est papa?
Babam geldi.
- Durga, ouvre la porte.
Yıllarca, babam sizle ve sürü sahipleri arasındaki dar yolda gidip geldi.
Il a évité la lutte en ne prenant jamais parti.
Babam şimdi geldi!
Papa vient d'arriver.
Babamın. Hediye geldi.
- ll est à mon père, c'est un souvenir.
Babam geldi!
- Voilà le vieux!
Rosario, Babam atıyla geldi.
Rosario, prenez le cheval de papa.
Babam kırmızı bornozunu giymiş bana doğru geldi.
Mon père vint à moi dans sa robe de chambre rouge.
Annem ve babam, Batı'da bir çiftlikleri olsun isterdi ve ellerinden en fazla bu kadarı geldi.
Mes parents rêvaient d'une ferme dans l'Ouest et ils sont arrivés jusqu'ici.
Babam Paris'e geldi.
Je dois déjeuner avec mon pêre, il est de passage à Paris.
Bir gece, ben yattıktan sonra Harry, yani babam, aniden eve geldi.
Une nuit, alors que j'étais au lit, Harry, mon père, est rentré sans avoir prévenu.
Babamız geldi.
C'est Papa! C'est Papa!
Aklıma babamın not ettiği bir şiir geldi.
Je me souvenais d'un poème que mon père avait gardé.
Babam da geldi.
Mon père aussi.
Diğer çocuklar ile birlikte babam da dünyaya geldi.
Mais toujours est-il que, parmi leurs enfants... mon père naquit.
Babam aklıma geldi de.
Je pensais à mon père.
Babam doğru yola geldi ve bizi uyandırabileceği bir düdük yaptı, bizi kahvaltıya çağırıyor.
P.S. Mon père se tient pour vaincu et il s'est fait un pipeau avec lequel il nous réveil chaque matin pour nous rassembler au petit déjeuner.
Çünkü babam onun mektubu yüzünden şehre geldi!
Elle a écrit à mon père.
Babam kaldı bir tek ama o da öldü ve sıra bana geldi
Et papa est mort aussi. Et il ne reste que moi.
Babamız geldi.
Debbie!
Sonra Castro geldi ve babam işsiz kaldı.
Castro arriva. "El Rey" s'en alla.
Babam eve geldi. Beklesinler!
Papa est là, qu'ils attendent!
Babam geldi mi?
Papa est là?
Al işte, babam eve geldi.
Tiens, voilà papa qui rentre.
Bizim yanımıza geldi namluyu babamın başına dayadı onu da vurdu.
Il vient derrière nous. Il met pistolet à la tête mon père. Il tire.
Telefon geldi, babam kopmuş galiba
Il a pété un plomb.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]