English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Batıya

Batıya translate French

2,318 parallel translation
40'tan batıya doğru, ne kadar? 50 km falan geleceksin.
Tu vas prendre la 40, vers l'ouest, pendant... 50 km?
Sanırım hepsi kış gelince batıya uçmuş.
J'imagine qu'ils sont partis vers l'ouest pour l'hiver.
Sonra Buck ve Wayne batıya, görkemli şehir Las Vegas'a yöneldiler umutların ve hayallerin şehri.
Buck et Wayne sont donc partis pour Las Vegas, terre d'espoirs et de rêves.
Polis memuru destek istiyor. Griffing'den batıya giden kırmızı Toyota'yı takip ediyoruz.
Un officier demande du renfort à la poursuite d'une Toyota rouge allant vers l'ouest sur Griffing.
Batıya doğru gitmek gerekiyor.
Veillez juste à aller vers l'ouest, d'accord?
Batıya gitmeliyiz.
Il faut aller vers l'ouest.
Onun 20 metre ilerisinde... batıya bakın.
À 12 mètres de là... regardez vers l'ouest.
Batıya gidip güzel bir kumsal buluruz.
On va vers l'ouest, on trouve une plage de sable.
Üniversiteye başlıyordum, o da batıya gidiyordu bu yüzden son şansım olduğu biliyordum.
J'allais commencer l'université et il allait à l'Ouest, alors c'était ma dernière chance...
"Sokağın karşısına geç ve 47.ci sokağın doğusundan batıya git." yazıyor.
C'est écrit : "Traversez la rue " et tournez à l'ouest sur la 47e Est. "
Batıya dönecek olursak, yüksek hızlı rüzgarların sıcak hava dalgasıyla beraber batı yakasına doğru alçaldığını görüyoruz.
A l'ouest, nous avons une crête de haute pression accompagnée d'un front chaud traversant la partie ouest du pays.
- En sevdiğim kısım Rhett'in batıya gidip Sioux kabilesiyle karşılaştığında yaşadığı şeylerdi.
Ce qui est arrivé à Brett quand il a rencontré la tribu de Sioux.
Batıya yöneldi.
Il se dirige vers l'ouest.
Çakalların izleri batıya doğru gidiyordu ama şimdi izler kaybolmuşlar.
Vous avez vu une interview de 10 minutes hier soir.
Batıya doğru sürmüş. Arabayla uzaklaşmış. Sonra da geri dönmüş.
J'ai vu un film sur un extra-terrestre qui ne savait pas qu'il en était un.
Batıya giden bir arabaya binmeye çalışıyormuş. - Sağ ol.
- Tu as toujours été ici, depuis?
Dinleyin, o saat 2 : 30'da, Burkman binasının yedinci katında, batıya doğru baktığını söylemişti.
Il a dit être au 7e étage du Burgman Building à 14 h 30, et regarder vers l'ouest.
2 : 30'da orada batıya bakıyordum ve güneş direk gözüme geliyordu.
J'étais là-haut, à 14 h 30, tourné vers l'ouest, j'avais le soleil dans les yeux.
Batıya.
Ouest.
Batıya doğru 10 adım yürüyün diyor.
Il dit de faire 10 pas vers l'ouest.
Bu yüzden kesinlikle yönünü batıya çevirmiştir. Buradan toplayabileceğimiz her delili toplamalıyız.
Nous devons collecter tout ce qu'il y a ici.
Şu bölge, batıya doğru uzanıyor fakat orada son aldığımız istihbarata göre hiçbir şey yok.
Dans cette région très reculée, vers l'Ouest. Si nos renseignements sont exacts, il n'y a rien dans cette zone-là.
Batıya gitmeliyiz.
Nous devrions aller vers l'ouest.
Sen batıya git.
Allez vers l'ouest.
Esir taşıyıcı kuzey batıya ilerliyor. San Francisco'ya 289 yönünden yaklaşıyor.
Le transport de prisonniers allant au Nord Ouest... se dirige via Orientation 2.8.9 vers San Francisco.
Bu giriş noktasından batıya doğru gidersek bir şey olmaz.
Si on se dirige vers l'ouest à ce point d'entrée, on est bons.
Şuradan, Batı'ya giden kestirme bir yol yok muydu?
N'est-ce pas un raccourci vers l'ouest?
Demek istediğim, ya birisi daha kötü bir durumda kısılıp kalır ve benim gibi çıkmak için mücadele etmek zorunda kalırsa?
Imagine qu'un autre se retrouve dans une situation plus grave et se bat pour en sortir, comme moi.
Serbest piyasanın ya batış ya da çıkış olduğunu düşünüyorum.
Je croyais que le marché libre, c'était marche ou crève.
Bir saç kesimi bir kariyeri ya yükseltir ya da batırır.
Une coupe peut forger une carrière.
Ya da Vahşi Batı.
Le Far West.
Birkaç yıl sonra James yeni pazar arayışları için.. ... Batı'ya gitti.
Quelques années plus tard, James est allé vers l'ouest... pour trouver de nouveaux marchés.
Annesine, Batı Virginia'ya gitmeye kalktı. Başkente kadar gidebildi.
Il voulait rentrer chez lui en Virginie, voir sa mère, mais n'a pas dépassé Washington.
- Batı Yorkshire Polisi yönetim kademelerinin Canavar soruşturmasını yürütme tarzlarını eleştiren ağır bir rapor hazırlama aşamasında olan Bay Hunter'ın askıya alındığı açıklandı.
... la suspension de M. Hunter serait-elle liée au rapport négatif qu'il préparait sur les pratiques de la police du West Yorkshire dans l'enquête sur l'Éventreur?
Kaçırırsan ya da batırırsan, kariyerini berbat edebilir.
Si je rate ça, si je foire, ça va gâcher ma carrière.
Batılı şirketler, Çinli işçilere, uyduruk plastik oyuncaklar üretmeleri için, uyduruk maaşlar ödüyorlar. Sonra bunları Avrupa'ya gönderip daha fazla plastikle kaplıyorlar.
L'Occident paie aux Chinois des salaires très bas pour fabriquer des jouets qui sont expédiés en Europe et emballés dans du plastique.
Ama şimdilik gidin. Batı'ya gidin genç bayan.
Mais pour l'heure, partez vivre dans l'Ouest.
Meiji Dönemi sırasında Japonlar Batı'ya anlaşma teklifinde bulundurlar. Tarihi kim söyleyecek?
Le Japon s'était déjà ouvert à l'Occident à l'occasion de l'ère Meiji en...
Peki ya şu bazen kahvaltıya gittiğimiz batı yakasındaki diğer yerin adı?
{ \ pos ( 192,240 ) } Et cet endroit, sur le West Side, on y allait petit-déjeuner.
Batı Avrupa'ya, orada yemekler daha iyi.
En Europe de l'Ouest, on mange mieux.
Sen bir gökkuşağı ya da gün batımıyla konuşur muydun?
Parlerais-tu à un arc-en-ciel? À un coucher de soleil?
Peki ya işleri batırırsa?
Et s'il se plante?
Sonra bir yerlere gidebilirim. Batı Almanya'ya.
- Après j'irai sans doute quelque part.
Buna karşın İran'ın taşrasından Batı'ya yeni gelmiş bir çocuğun kültürel hurafelerine sıkı sıkıya sarılmasının şaşılacak bir tarafı yoktur.
- Alors, qu'un jeune du fin fond de l'Iran... récemment arrivé en Occident... pas étonnant qu'il s'accroche à ses superstitions culturelles. Et voilà.
Sanırım başını taşa çarpmış ya da kazık batırılmadan önce birisi kafasına vurmuş.
Je crois que sa tête a heurté la pierre ou alors on l'a frappé avant de le poignarder.
Bibi'yi görüyorum, Clements Caddesi'nden batıya yöneliyor.
Bibi en visuel, elle se dirige vers Clements Street.
Şey, eğer Wheaton ve Stuart maçlarını kazanırsa ve biz yalnız Larry ve Kaptan Süveter Altı Eşofman giyen'i gelecek rauntta döversek şampiyonla karşı karşıya geleceğiz.
Si Wil et Stuart gagnent leur match et qu'on bat Larry le Solitaire et Capitaine Survêt', on les affrontera en finale.
Batıya.
À l'ouest.
Ancak bu, bir ordu olarak savaşır ve hemen her türlü yırtıcıya karşı koyabilir.
Il se bat au sein d'une armée et tient tête à beaucoup de prédateurs.
Zanlı en son kırmızı bir teslimat minibüsüyle Batı Alameda'ya giderken görüldü.
Le suspect a été vu à l'ouest sur Alameda sur un fourgon rouge.
Hitler küplere binmişti ama şüpheye yer yoktu ve Batı'ya saldırmaları için planlar yaptı.
- Dans Varsovie en ruine, Hitler se fait filmer par une équipe.. ... de la propagande. Ici, au fond, sur une voiture travelling.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]