Bazıları translate French
16,664 parallel translation
Bazıları sahtedir.
Sans doute des faux comptes.
Bazılarını İnternet'te satıyorum, bu da yeni ve güzel bir tecrübe oldu.
J'en ai même vendu quelques-uns en ligne, c'est une nouvelle expérience, c'est cool.
Bunlar bazıları İnanılmaz düşüncelerimizin
Ce sont que quelques-unes De nos pensées incroyables
İnanılmaz düşüncelerimizin Sadece bazıları
Ce n'est qu'une de nos pensées incroyables Nos pensées incroyables
Bazılarının misilleme dediği katliamı başkaları önemsiz bir endüstriyel kaza olarak düşünüyor.
Représailles contre un massacre pour certains, un simple accident industriel pour d'autres
- Bazıları.
Quelques uns.
Bazıları olduğum kişi yüzünden söylediklerime inanmayacak.
Certaines personnes ne le croiront pas si cela vient de moi, à cause de qui je suis.
Bazılarımız farklı.
Pas... complètement.
Bu yüzden bazıları kilisenin doktrinini reddetmeyi kendilerine vazife edinerek kâfirliği alışkanlık hâline getirirler.
_ _ _
Kitapları ve tabloları canı kadar seviyormuş ama bazılarını da mecburen satıyormuş.
Il aime les livres et les tableaux comme sa propre chair, mais il doit parfois se séparer de quelques-uns.
Ne yazık ki verilerden bazıları kafalarda soru işareti oluşmasına neden olmuş.
Malheureusement, il y a beaucoup de questions sur vos données.
Bazılarımız birlikte büyüdük.
Parfois, on a même grandi ensemble.
- Bazıları travma geçirdi.
- Non. ll a traumatisé des gens, mais pas moi.
Bir şeyler söylemek için bazılarını arada sırada kullanıyorsundur.
Il doit vous arriver d'avoir des conversations.
Bazılarını kaderine bırakman gerekir.
Tu peux pas sauver tout le monde.
Bazılarına göre üniformalıların itibarı son günlerde pek parlak değil.
Certains diront que la police n'a pas très bonne presse ces temps-ci.
Bazılarına korku veren, diğerlerine umut veriyor.
Ce qui effraie certains donne de l'espoir à d'autres.
İnsanların bazıları kulüpten kaçarken yaralandı fakat birkaçı da silahla vuruldu.
Plusieurs personnes sont blessées, surtout suite à la bousculade pour sortir du club, mais il y a aussi des blessures par balles.
Bazılarınız beni Hero Truther olarak tanıyorsunuz.
Certains me connaissent sous le nom d'Hero Truther.
Bazıları üniversitenin insanın kendini bulduğu yer olduğunu söyler.
On dit que pour certains, l'université était le meilleur moment de leur vie... là où tu peux te trouver.
Ve bazıları içinse...
Et pour d'autres...
Bazıları hala her şeyin değişebileceğine dair umutlarını koruyor.
Des gens espèrent encore changer tout ça.
Bazıları bu boku izlemeyi seviyor.
Mais certains aiment me voir chier.
Bazıları bu dünyanın çirkinliğini görmeyi tercih eder.
Certains ne veulent voir que la laideur du monde.
Bazılarınızı ne diye eşleştirdiklerini hiç anlamamıştım.
Je n'ai jamais compris pourquoi ils vous avaient séparés.
Bazıları bu dünyanın çirkinliğini görmeyi tercih eder.
Certains choisissent d'y voir la laideur.
Önceki hatalardan bazıları hala burada aramızda.
Certaines de mes premières erreurs sont encore ici, parmi nous.
Bazıları bunun seni dinden dönmüş bir yaptığını iddia edebilir.
Beaucoup penseraient que ça fait de vous un apostat.
Otis'in brovnilerinin bazıları devlet destekli üreticiden gelmiyormuş.
Les brownies d'Otis ne venaient pas de son fournisseur du gouvernement.
Bazıları elenmiş oldu ve bu eklenmesinden iyidir, değil mi?
Ça élimine du monde, c'est toujours mieux que d'en rajouter, non?
Arkadaşlarımdan bazıları benimle bir daha konuşmadı.
Certains de mes amis ne me parlent plus maintenant.
McDonald's'ta ülkemiz gibi harika bir... Bazıları el emeği...
Chez McDonald s, comme cette grande nation qui est la nôtre.
Belki de bazılarımız onun için empati hissediyor olabilir.
Et je pense que peut-être, certains ont de l'empathie pour lui.
Amerikan kahramanının düşüşünü gördük ve... sanırım bazıları Bay Simpson'un durumunu ona benzetiyorlar.
Nous avons vu la chute d'un héros national, et dans une certaine mesure, je voyais M. Simpson de cette façon.
O kadınlardan bazıları bana hâlâ mektup yazıyor.
Certaines de ces femmes noires m'écrivent encore des lettres.
- Bazıları geç kaldı.
Il y a des retardataires.
Bu tartışmalardan bazılarının fiziksel zararla sonuçlandığı doğru mu?
- Est-il vrai que certaines disputes sont devenues physiques?
Bazıları Dothrakların yabancılarla üremesini yanlış buluyor.
Selon certaines, les Dothrakis ne devraient pas procréer avec des étrangères.
Buradakilerden bazıları senden biraz korkuyor gibi.
Je crois que tu fais peur aux autres.
- Bazılarımızın hâlâ hoşuna gidiyor.
Certains d'entre nous aiment encore ça.
Düşmanlarımızı korkutmak gayesiyle bazılarını biz yaydık hatta.
On en a même propagé certaines nous mêmes, avec l'espoir d'intimider nos ennemis.
Bazı cesetleri saklıyor, bazılarını saklamıyorsun. Hiç tutarlı değilsin.
Vous... cachez certains cadavres, mais n'en cachez pas d'autres.
Bazılarınız organ bağışı hakkında sorular sordu. Ama ailesi Roger'ın adına yapılacak olan herhangi bir organ bağışının böbrek değişiminin uygulanmasının ardından organ bağışı vakfına yapılmasını tercih ediyor.
Certains d'entre souhaiteraient adresser des dons, mais la famille préférerait que chacun de ces dons soit adressé à la mémoire de Roger, à l'association des donneurs d'organes.
Bazılarına kürk bazılarınaysa uçmak için kanat verildi.
Aux uns, un pelage, à d'autres, des ailes pour voler.
Bazıları sana "casus" bile diyebilir.
"Espion", certains pourraient chuchoter.
Bazılarımız bir kahramanı görür görmez tanır.
Certains d'entre nous reconnaissons un héros quand nous en rencontrons un.
Bu süre zarfında bazılarınız Fransız Kızılhaç'ından genç bir bayan tarafından muayene edileceksiniz.
En attendant, certaines d'entre vous seront examinées par la jeune femme qui est ici en mission pour la Croix-Rouge française.
Düşünmüştüm ki... Düşünmüştüm ki belki sana bazı anıları veya bir şeyleri hatırlatabilirim. Ensendeki saçlar diken diken olur, kalbin küt küt atmaya başlar ve arkanda bıraktığın her şey sana geri döner.
Je pensais... que peut-être, si je touchais un certain souvenir ou un truc comme ça, tes cheveux se lèvent sur ta nuque et ton cœur commence à battre pendant que tout te revient, tout ce que tu as laissé derrière toi.
Petey bazı sıkıntılar çekiyordu, annesiyle konuştu o da bana ulaştı.
Il a eu des problèmes en arrivant. Il en a parlé à sa mère, qui m'a contacté.
En iyi ihtimal, DNA'ları atarlar en kötü de jürinin aklına bazı şüpheler düşürürüz.
Au mieux, la preuve sera rejetée, et au pire, on fera douter le jury, et c'est l'idée ici.
Bazı sanatçılarımıza güveniyoruz. Beni dinle.
On croit en certains artistes.