Birkaç kere translate French
576 parallel translation
Babam haftada birkaç kere sarhoş olur ve bizi döverdi. Annem buna katlanıyordu.
Mon père se soûlait et cognait.
Saçını birkaç kere daha yıkaman gerekiyor.
Il va falloir les laver encore.
David'in bulunabileceği her yeri farklı zamanlarda birkaç kere aramış.
Elle a appelé partout, plusieurs fois.
Bir kere değil, birkaç kere hem de.
À plusieurs reprises.
Söyleceklerim, duyanlar için önemli ve değerli olabilir. Birkaç kere düşünüp vazgeçtikten sonra, ama en sonunda yaptığım gibi... bir şeyler yapılabilirdi. Gerçi, maalesef çok geç artık.
Elle incitera peut-être certains à réfléchir un instant, comme j'ai fini par le faire, bien que malheureusement trop tard.
Birkaç kere tuvalete gitti, üç tane masal anlattım ve bir bardak su içti de ancak uyuyabildi.
Deux ou trois visites aux toilettes, quelques histoires, un verre d'eau avant de s'endormir.
Hayır komutanım. Ahırın etrafında beni birkaç kere dolaştırırsanız, iyi olacak.
Non, mais si vous m'aidez a faire quelques tours, je me sentirai mieux.
- Dükkanına birkaç kere mi geldi?
- Vous la revoyez?
Ben buraya yalnızca birkaç kere geldim, öyle uğradım o kadar.
J'étais déjà venu. Mais en passant, en courant d'air.
Orada iyi tanıdığım birine rastladım ; birkaç kere rastlaşmıştık.
Pour des raisons personnelles, j'étais dissimulé dans l'égout.
Ona yaslanıyordu. Birkaç kere de ona kalçasıyla vurdu.
Elle s'appuyait sur lui, et une ou deux fois elle l'a poussé d'un coup de hanche.
Lynch'i tanımış. Arada birkaç kere Nancy Ashton'ı ziyaret ettiğini söylemiş.
Il a vu Lynch... lui rendre visite.
Hayır. Çocukken birkaç kere ölümden döndüm.
J'ai failli mourir étant petit.
Birkaç kere daha başına gelmişti.
Ça lui est déjà arrivé.
Sadece birkaç kere daha uğra.
Il te reste quelques rendez-vous.
Şimdiden elimizde dünyayı birkaç kere havaya uçuracak gücümüz var.
Nous pouvons faire sauter la planète plusieurs fois.
Birkaç kere.
Je l'ai vu une ou deux fois.
Birkaç kere mi?
Plusieurs fois?
Karım zaten bildiği her şeyi polislere birkaç kere anlatmıştı.
Ma femme a déjà dit à la police tout ce qu'elle savait à plusieurs reprises.
Günde birkaç kere.
Deux fois par jour.
Birkaç kere çok zor durumda kaldığımı itiraf etmeliyim.
Elles te jugent très vite. Alors... j'ai vraiment eu un ou deux épisodes difficiles.
Birkaç kere kontrol edildi.
Ça a été vérifié plusieurs fois.
Birkaç kere neredeyse takla atacak gibi oldum.
J'ai failli me tuer à quelques reprises.
Onunla birkaç kere çıkmıştım.. - Evet?
Je l'ai sortie 2 ou 3 fois.
- Birkaç kere onu gördüm.
Je l'ai vue.
Buralardan geçerken birkaç kere uğradım ama evde hiç yoktun.
Je suis passée avant mais tu n'étais jamais là.
Birkaç kere yemeğe gittik.
On a déjeuné ensemble.
Ben küçükken, ara sıra evimize gelirdi. Birkaç kere.
Il nous rendait visite, quand j'étais môme.
Birkaç kere çalışmıştım. Ulaşabilirim.
- J'ai travaillé avec lui à 2 reprises.
Birkaç kere seni konuşmaya dahil etmeye çalıştım.
J'ai essayé de te faire participer plusieurs fois.
Sanırım, birkaç kere senin fikirlerini de talep ettik. Hiçbiri cana yakın değildi.
Nous avons essayé de solliciter votre opinion.
Birkaç kere beraber çalıştık.
J'ai bossé avec lui.
Ondan birkaç kere bahsettim.
J'ai parlé d'elle une ou deux fois.
Birkaç kere kırmışım onu.
Je lui brise le cœur plusieurs fois.
Buraya daha önce birkaç kere daha gelmiştim. Teşekkürler.
Je suis venu ici pas mal de fois.
Birkaç kere az kalsın onu geri verip parasını alacaktım.
J'ai failli m'en servir deux ou trois fois.
Seni, bir süre önce, Sinek diye biri aradı hem de birkaç kere.
Un certain Fly a téléphoné. Il y a déjà un moment.
Birkaç kere onları buradan kovmaya çalışmış.
Il voulait les faire chasser.
Annem seni birkaç kere aradı. Ulaşamadı.
Maman t'a téléphoné, elle te cherchait.
Biliyor musun üzgünüm ama birkaç kere senin kolyeni çalmıştım.
Tu sais quoi? Parfois, je regrette d'avoir volé ton collier de perles.
Ve birkaç kere çakilmadan uçmayi ögrenemeyiz.
Et l'on apprend pas à voler sans se crasher quelque fois.
- Ona birkaç kere acıdım.
- J'ai eu pitié de lui quelquefois.
Bu sabahtan beri birkaç kere değiştim, anlıyor musunuz?
Ma foi, je ne saurais le dire.
Her zaman aynı şekilde dönmüyor ama iki kere bizim rotamızla aynı... paralele döndü. Birkaç dakikalığına da olsa.
Ce n'est pas toujours du même côté mais il l'a fait deux fois pour être parallèle à nous pendant quelques minutes.
Jiggs, birkaç kere komitemize gelip, bize bazı iyiliklerde aracı oldu.
Il m'a rendu certains services.
Birkaç gündür ofisinizi belki yüz kere aradım.
Rien. Et moi, j'ai appelé votre bureau une centaine de fois.
Yabancı ona Paul Lazzaro'nun kim olduğunu ve penissiz yaşamın nasıl olacağını düşünmek için birkaç saniye verecek sonra da onu bir kere de kıçından vurup, çekip gidecek.
- L'étranger lui laissera quelques secondes pour se souvenir de qui était Paul Lazzaro... - Et ce que la vie sera sans mâchoire, - Puis il lui tirera dans les couilles et s'en ira.
Haftada birkaç kere toplanırlar...
Des groupes de 1ères années...
Bir kere de birkaç kişi beni tutmuş ve bütün vücudumu tıraş etmişti.
Il a mis des cadavres d'animaux dans mon casier. Une fois, lui et ses amis m'ont rasé des pieds à la tête.
Sadece bir kere, birkaç sene önce.
Une fois, il y a des années.
İşlemleriniz birkaç gün sürecek, ama artık yola çıktınız bir kere.
Il faudra quelques jours pour tout régler, mais vous partez.
kereste 17
birkaç 16
birkaç gün sonra 35
birkaç ay sonra 20
birkaç gün önce 41
birkaç hafta sonra 22
birkaç dakika sonra 23
birkaç saat önce 23
birkaç gün içinde 28
birkaç gün 43
birkaç 16
birkaç gün sonra 35
birkaç ay sonra 20
birkaç gün önce 41
birkaç hafta sonra 22
birkaç dakika sonra 23
birkaç saat önce 23
birkaç gün içinde 28
birkaç gün 43