Boşaltın translate French
2,273 parallel translation
Siz de burayı boşaltın.
Il vous faut décrocher.
- Boşaltın!
- Écopez!
- Boşaltın.
- Evac.
Boşaltın.
Evac.
Boşaltın, boşaltın.
Évacuez! Évacuez!
Tamam, tamam, odayı boşaltın!
Bon. Laissez-moi seul avec lui.
Odayı boşaltın!
- Laissez-moi seul avec lui. - Allez, viens.
Ceplerinizi boşaltın!
Videz vos poches!
Cebinizde ne varsa boşaltın.
Tout ce qu'il y a dans vos poches. Allez.
Odayı boşaltın.
Sortez. Sortez tous!
- Odayı boşaltın.
- Sortez tous.
Odayı boşaltın!
- Où sont-ils? Sortez tous!
Suç mahallini boşaltın.
Scène de crime!
- Alanı boşaltın, teşekkürler.
- Quittez la zone.
Şimdi alanı boşaltın!
Quittez la zone.
Eğilin. Ceplerinizi ve çantalarınızı boşaltın.
Videz vos poches et vos sacs.
Bütün kutuları açın. İçindekileri bu masaya boşaltın.
Ouvrez les boites et placez leur contenu sur cette table.
Sadece ceplerinizi boşaltın, efendim.
Videz vos poches, monsieur.
Hadi, alanı boşaltın, Ve sana, benim adamımla birlikte Güvenlik odasında ihtiyacım var.
Évacuons les environs, et allez au bureau de la sécurité avec mes hommes.
Alanı boşaltın, daha gelen olabilir!
Dégagez la zone, d'autres pourraient arriver!
Kuleyi boşaltın!
Dégagez le pont.
Bölgeyi boşaltın.
Evacuez cette zone immédiatement.
Yoldan çekilin beyler. Boşaltın burayı.
- Écartez-vous.
Lütfen binayı boşaltın.
Veuillez évacuer les locaux.
Ardından güney merdiven boşluğunu da boşaltın.
Et ensuite dégagez un chemin menant à la cage d'escalier sud.
- Kapıyı boşaltın!
- Faites place!
Herkes geri çekilsin! Kapıyı boşaltın!
Que tous ceux qui sont dans la grange s'éloignent des portes!
İçeri gireceğiz! Herkes geri çekilsin! Kapıyı boşaltın!
Que tous ceux qui sont dans la grange s'éloignent des portes!
Bir numaralı kisti boşaltıyorum.
Je dégonfle le kyste n ° 1.
Bir ağacın tepesinde olduğu için, her gün içi dışkı dolu bir kovayı boşaltıp temizlemesi ve içine yemek koyup yukarı göndermesi için arkadaşına veriyormuş.
Un seau sur une poulie. Elle est dans l'arbre. Elle descend le seau à caca à son amie, tous les jours, qui le vide, le nettoie, met de la nourriture dedans et le remonte.
Ve gördüm ki, Çöpler atılmamış ve bulaşık makinesi boşaltılmamış.
Et j'ai constaté que la poubelle n'a pas été sortie et le lave-vaisselle n'a pas été vidé.
Hesabınızı boşaltıp, tüm parayı Danson'a verdiğinizi de söylemediniz.
Vous ne m'avez pas dit avoir vidé votre fonds de retraite et donné tout l'argent à Danson. On a vérifié ses comptes bancaires.
Kurbanların vücudundaki tüm kanın boşaltıldığı gerçeğini nasıl açıklayabilirsiniz? Ne kanı?
Comment expliquer le fait que les victimes ont été trouvées avec tout le sang vidé de leurs corps?
Hadami'nin evi boşaltılmış.
Hadami n'est plus chez elle.
Nedensiz yere hesaplarını boşaltıp, evini terk etmenden daha saçma değil.
Pas plus que la fermeture de vos comptes et votre fuite.
Sokağın karşısında boşaltılmış bir lokantada dört rehine var.
Quatre otages dans un resto abandonné en face.
Ceplerinizi boşaltır mısınız lütfen?
- Vous voulez vider vos poches?
Altıncı Zırhlı Tümen'deydi. 1945 yılında kampın boşaltılmasına yardım ettiklerini anlatmıştı.
6e division blindée. Il était à la libération du camp en 1945.
Üssü boşaltın.
Évacuez la base.
Ceplerini boşaltır mısın?
Vide tes poches.
Banka hesapları boşaltılmış, kredi kartların limitleri dolmuş.
Compte à sec. Cartes détruites.
Evet, bir çift, beyaz bir adamın Bay Parsall'ı birkaç kez yakın mesafeden vurduğunu görmüş. Kasasını boşaltıp, kaçmış.
Oui, un couple a vu un jeune homme, caucasien, tirer sur M. Parsall plusieurs fois à bout portant, vider sa caisse et s'enfuir.
Kaçarken onu takip edemesinler diye bilgisayarların içini boşaltır.
Ils se servent de lui comme cobaye, et il efface leurs données en s'enfuyant pour pas être... pisté.
Orman yangını varmış, bütün mahalleyi boşaltıyorlar, evden hemen çıkmamız lazım.
Il y a un incendie. Tout le quartier est évacué. - On doit partir.
Ve eşyalarını boşalt... yada sen ve haşhaşçı posta arkadaşın yasadışı, kontrollü madde göndermeden federal adalet sisteminde büyük bir mola verebilirsiniz..
Sinon, toi et ta copine, vous aurez de gros soucis pour transport illégal de stupéfiant.
Hemen binanın boşaltılmasını istiyorum, binada kimse kalmasın.
Je veux que le bâtiment soit vide et tout le monde dehors.
Evlat, beni gerçekten gündelik boşaltımımı yaparken yakaladın.
Mon gars, tu me fais gagner mon salaire aujourd'hui. Je dois réfléchir :
Dolabını boşaltırken Onüç'e rastladım.
Je viens de croiser Numéro 13, qui vidait son vestiaire.
Annenle babanın ayrılmasına olan üzüntünü boşalt.
Laisse sortir toute la souffrance due au divorce de tes parents.
Tank bir kaç haftadır boşaltılmamış.
Le réservoir n'a pas été vidé depuis deux semaines.
Dolabın alt katını boşaltıp benim yetişkin bir adamı golfte yenmemi konuşmak?
Dévaliser le frigo en parlant d'un adulte que j'ai battu au golf? - T'as golfé avec Bobby aujourd'hui? - Arrête ça.