Bütün gece mi translate French
295 parallel translation
- Bütün gece mi?
- Toute la nuit?
- Bütün gece mi? - Muhtemelen bütün gece değil.
- Toute la nuit?
- Kilise balosunda. - Bütün gece mi?
A une fête de l'église.
Bütün gece mi?
Il ne vous a pas quitte?
Bütün gece mi?
Toute la nuit?
Bütün gece mi?
Toute la soirée?
Bütün gece mi?
- Toute la nuit?
- Bütün gece böyle mi kalacağız?
- Va-t-il nous garder toute la nuit?
Bütün gece çalmayın. Ben mi?
Ne jouez pas toute la nuit!
- Bütün gece sürer mi? - Gözden geçirilecek çok şey var.
- Il nous faudra un certain temps.
Önümüzde bütün bir gece var, değil mi?
La soirée est à nous, n'est-ce pas?
Bütün gece soğuk yerde mi oturacaksın?
Tu vas rester assis par terre toute la nuit?
Bütün gece böyle oturup bekleyelim mi, öldürülmek ve yanmak için?
Je ne vais pas rester à attendre toute la nuit Qu'on me coupe la gorge et qu'on brûle l'école?
İş arıyordum. Bütün gece mi?
Toute la nuit?
Onun ki gibi bir ağız gördüğünde hiç unutmazsın değil mi? - Dün bütün gece neredeydin?
Une gueule comme ça, on s'en souviendrait!
Bütün gece yatar gibi yapıp beni mi dikizlediniz ikinizde? Neden dikizleyelim ki seni, Norah?
Pourquoi t'aurions-nous épiée, Norah?
Düşünsene, bütün gece onunla birlikte olacağım, bakmalıyım değil mi?
Vous comptez rester toute la soirée avec nous?
Bütün bir gece mi?
Seul avec vous? Toute la nuit?
- Ambulansta sardılar. Bütün gece benimle mi eğlendiniz?
Tu m'as laissé accoutré comme ça toute la nuit?
Şerefe. Ama bütün gece dışarıda kalmasına izin verilmeli mi?
Mais lui permettre de découcher...
Bütün gece mi boşsun?
La nuit est à toi.
Peki, bütün gece burada böyle dikilmemi mi istiyorsun?
Vous voulez me faire passer la nuit dehors?
Bütün gece hiçgerilmedin mi?
Pas un instant? Non.
Bütün bu sayfaları dün gece mi yazdınız?
M. Benson, vous avez écrit tout ça hier soir? Tout seul?
Marco, gece çökene kadar bütün içebileceğimiz bu, öyle mi?
DOCTEUR : Marco, est-ce tout ce que nous allons avoir jusqu'à ce soir, hum?
Bu gece bütün dünyayi mutlu görmek istiyoruz, degil mi?
On veut du bonheur pour tout le monde, ce soir, n'est-ce pas?
Bütün gece ve yarın izleyelim mi?
Le surveiller toute la nuit, et demain?
Bütün gece bu kanepede mi uyudun? Bu da ne?
- Vous avez dormi sur le canapé?
- Bütün gece sıtmaya karşı mücadele mi ettin?
- De combattre ainsi le paludisme?
Bu bütün gece devam edecek mi?
Ça va durer toute la nuit?
Brian, bütün gece film mi göstereceksin, yoksa başka bir şey yapacak mısın?
Oh Brian, vas-tu faire autre chose, que de me passer des films toute la soirée?
Bütün gece dans edecek mi?
Il va danser toute la nuit?
Bütün bir gece mi kalacaksın, yoksa yalnızca yarım saatliğine mi?
Tu vas rester toute la nuit ou seulement une demi-heure?
Onu bütün gece böyle mi tutacaksın?
Le laisserez-vous ainsi toute la nuit?
Pazar etini bütün gece pişmeye bıraktık, değil mi?
Vous avez laissé cuire le rôti du dimanche toute la nuit.
Bu gece herkes mi tuhaflaştı? Bütün bunlar Michael Myers saçmalığı.
Tout le monde est obnubilé par ce Michael Myers.
- Dediğim gibi bu beni hiç ilgilendirmez ama bu adam bu gece kendisinin olmanı bekliyor. Bütün gece. Bilmem anlatabildim mi?
Ecoute, ça ne me regarde pas, mais ce type te veut pour la soirée.
Bütün gece beni mi bekledin?
Tu m'as attendu toute la nuit?
Bütün gece dışarıda olacağım, demedim mi?
Que je sortirais toute la nuit?
Bütün gece dışarıda birisiyle birlikte olacağımı söyledim, değil mi?
Je t'avais dit que je sortirais toute la nuit, avec quelqu'un, hein?
Bütün gece dışarıdasın sözüm ona arkadaşınla birlikte, değil mi?
Tu passes la nuit dehors... avec ce soi-disant ami, n'est-ce pas?
Onu bütün gece elinde mi tutacaksın?
Tu vas la tenir toute la nuit?
- Ve bütün gece koştuklarını söyledin, değil mi? - Evet, onu da söyledim. - O zaman daha ne bekliyoruz?
Parfois les gens font des choses sans penser aux conséquences.
Bütün gece bir pisliği aramak için uyanık kaldın değil mi?
T'as passé toute la nuit à chercher ce connard, pas vrai?
Steve geri geldi ve bütün gece iş tuttunuz, değil mi?
Steve est rentré et vous l'avez fait toute la nuit?
Ne yaptınız, bütün gece içtiniz mi?
Vous avez fait quoi? Bu toute la nuit?
Zavallı biçarenin biri, bütün gece, fok suratlıya kulağına damla damlattırmış, değil mi?
La pauvre malheureuse! Ce gros phoque lui a bavoté dans l'oreille toute la nuit, eh?
En kısa çöpü çeken sigortaya bakmaya gidecek mi, yoksa bütün gece karanlıkta dolanacak mıyız?
La plus courte paille y va ou on va rester dans le noir toute la nuit?
Bütün gece seni izledim. Bunu yapmamı sen istedin, değil mi?
Je t'ai bien observée, tu ne demandais que ça, non?
Beni bütün gece havalı bir tüfekle mi tutsak aldınız?
Vous m'avez pris en otage avec un fusil à plombs?
- Bütün gece hapiste mi kalması gerek?
- Il doit passer la nuit en prison? - Vous le reprendrez demain matin.
bütün gece neredeydin 17
bütün gece 59
gece mi 18
michael 2337
michele 109
michèle 40
mike 2004
mina 105
miss 41
mira 52
bütün gece 59
gece mi 18
michael 2337
michele 109
michèle 40
mike 2004
mina 105
miss 41
mira 52