Canlı olarak translate French
1,131 parallel translation
Bilirsin, onu canlı olarak en son gören benim.
C'est sans doute moi qui l'ai vu vivant en dernier. Oui.
Bayanlar ve baylar, oğlanlar ve kızlar, Gotham Tepesi'nden canlı olarak Batman'in ölümü.
Mesdames, messieurs, filles et garçons, en direct du Mont Gotham... la mort de Batman.
Yine de canlı olarak görülüyorum.
Mais je suis considéré comme un être vivant.
Canlı olarak dönersiniz. Bence bunu tercih ederlerdi.
Tu rentrerais vivant, elle préférerait.
Bu gezegenden tek bir Nol gemisinin canlı olarak kaçmasına izin vereceğimi düşünüyor musun?
Parce que tu crois que je laisserais un seul Nol s'échapper de cette planète en vie?
Tosk'un bildiği en büyük rezilliğe katlanacaksın - esir alınıp canlı olarak geri götürüleceksin.
Tu seras capturé et ramené vivant.
Bu gemiden canlı olarak ayrılmanız için tek şansınız, söylediğimi yapmanızdır.
Votre seule chance de partir d'ici en vie est de me croire.
Şimdi de polis merkezine canlı olarak bağlanıyoruz.
Passons maintenant en direct au siège de la police.
Yarın onu burada istiyorum, canlı olarak.
Je le veux ici demain, vivant.
Hemen, Wayne Gale'in bir ayaklanmanın tam ortasında röportajına devam ettiği Botongo Cezaevi'ne canlı olarak bağlanıyoruz.
On me dit que nous sommes en direct de la prison de Batongo où Wayne Gale continue son interview au milieu d'une émeute totale.
Şimdi... git buradan... git ve o bomba uzmanını bul... ve onu... bana canlı olarak getir...
Va s-y, trouve cet expert en explosifs, et ramène-le-moi vivant.
Benim... benim seni canlı olarak geri götürmem lazım, çünkü patronum... ölürken gözlerinin içine bakmak istiyor.
Je dois te prendre vivant, mon patron veut te regarder mourir.
Mümkünse canlı olarak.
Vivant, si possible.
- Canlı olarak yakalamaya çalışın.
- Prends-le vivant.
Ben göçtüğümde, benimle birlikte canlı olarak gömülebileceksin.
Quand je mourrai, vous serez enterré vivant avec moi.
Susan Schiffer canlı olarak bildiriyor.
Sur place, Susan Schiffer.
Canlı olarak dön.
Revenez en un morceau.
Ve şimdi size Pharmakom'dan canlı olarak ulaşıyor.
En direct de la PharmaKom.
Bana canlı olarak ihtiyacın var.
Tu as besoin de moi vivant.
Numune canlı olarak yakalanmalı.
II doit être attrapé vivant.
Onu canlı olarak ele geçirmeye çalışıyorsunuz, değil mi?
Vous essayez de Ie capturer vivant, c'est ça?
Canlı olarak Chicago'dan Dermot Conley'e bağlanıyoruz.
En direct de Chicago : Dermot Conley.
Kaza mahaline canlı olarak bağlanıyoruz.
Notre correspondant estsur les lieux.
Ve ailen bağırıyor "Allahım canlı olarak yanıyoruz."
Votre famille hurle : "Oh, mon Dieu. On va être brûlés vifs."
Böylelikle, Bay Barnes, Sid'i imha etmiş oldunuz. Kızı canlı olarak bulma şansını da kaybetmiş oldunuz.
En détruisant Sid, vous avez perdu toute chance de retrouver la petite.
Yıldızlar Arası Haber Merkezi, "Babil 5'te 36 Saat" i sunar. Sunucunuz Cynthia Torqueman Cenevre'deki ISN Haber Merkezi'nden canlı olarak bildiriyor.
Le Réseau Info Interstellaire présentent 36 heures sur Babylon 5... avec Cynthia Torqueman... correspondante au centre ISN de Genève...
Canlı olarak kurtulabilmenize sevindim, Cynthia.
Heureusement, vous êtes saine et sauve.
Bay Chase bu para, Centauri işgalinden canlı olarak kaçmayı başaran tüm Narnların birikimlerinin bir toplamıdır.
Monsieur Chase... l'argent de ces armes vient des économies des Narns... qui ont réussi à échapper à l'occupation Centauri.
- Helikopter 5'ten canlı olarak Dr...
- En direct avec le docteur...
Canlı olarak kaçabildiğin için çok şanslıymışsın.
Xena... Tu as eu de la chance de t'échapper avec ta vie.
Onu canlı olarak yakalamalıyız ve. olduğunca orijinal halinde kalmalı
L'attraper sous cette forme et essayer de le ramener en vie.
Kızı canlı olarak son gören kişi oydu.
Il était avec elle.
Onu canlı olarak gören son kişi sendin.
Tu l'as vue en dernier!
Dünyayı sarsan "Kadercilik" manifestosunun yazarı T.Azimuth Schwitters ve dünyanın en büyük düşünürü 11 Şubatta canlı olarak Kent Sporları Sanat Gösterileri Sahnesinde karşınızda olacak.
A présent, T.Azimuth Schwitters, auteur du manifeste fracassant "L'ÉVENTUALISME." et le penseur le plus influent du monde sera en personne, le 11 février,. à la salle de sport municipal, sous le dôme de la grande salle.
Günün manşet haberi için canlı olarak Kelly Lange'e bağlanıyoruz.
- Notre histoire du jour, nous rejoignons Kelly Lange en direct du centre ville.
- Boss Vic Koss, Three Rivers Mattress King. Orpheum Salonundan canlı olarak, rock'n'roll yıldızlarını sunuyor.
Boss Vic Koss présente une pléiade de vedettes du rock n'roll au Majestic Orpheum.
Lif çarptığında, sanki canlı bir elektrik kablosuna değmiş gibi, gemi anlık olarak yüklenmiş.
Quand le filament a heurté le vaisseau, il a momentanément chargé, comme si on avait touché un fil électrique sous tension.
Canlıları absorbe ettikten sonra, varlığın ürettiği bir artık olarak gözüküyor.
C'est apparemment un résidu que l'entité cristalline produit après avoir absorbé de la matière vivante.
Bir düşünce adamı olarak baş karakterinin, acınacak derecede hasta olan ama cinsel açıdan güçlü ve canlı olduğunu hayal ettiğin psikozlu bir kadın için bu kadar çaba harcamasına izin vermek seni alçaltmıyor mu?
N'est-ce pas indigne d'un penseur mature... de laisser votre héros gâcher tant d'énergie affective sur son obsession d'un rapport psychotique avec une femme en qui vous voyez un fantasme sexuel et inspiré et qui n'était qu'une pauvre malade?
Benim canlı bir varlık olarak durumum bahis konusu olduğunda haklarımı korumak için savaşmıştınız.
Quand mon statut d'être vivant était remis en question, vous avez protégé mes droits.
Hepsini bağlanmış olarak istiyorum, canlı ya da ölü. Hepsini gözetim altına koyun.
Qu'on mette tous ses occupants sous observation.
Bir kaç yıl önce onu Drakula rolüyle canlı olarak izledim.
Mais par la suite, j'ai vu tous ses films. Il y a quelques années, je l'ai vu sur scène.
Hindular ve hippiler der ki sonraki yaşamlarımızda bazılarımız karınca olarak geri gelecek. Bazılarımız kelebek olacak, diğerleri fil ya da deniz canlıları olacak.
D'après les Hindous, et aussi les beatniks, certains se réincarneront en fourmis, d'autres en papillons, en éléphants, en créatures marines.
Bu kız, bu kız tam olarak Canlı sex afrodizyağı gibi.
Cette fille... C'est une boule d'énergie sexuelle.
Önce seni canlı kalkan olarak kullanacağım.
D'abord, vous allez me servir de bouclier humain.
Okul öncesi topluluğun lideri olarak bu görevi alıp arkadaş canlısı olma özelliğini müdürlüğe tekrar kazandıracağım.
En tant que chef des parents d'élèves, je suis enchanté de ce poste, et je pense être le "pro" de "proviseur".
Bir ışık varlığı olarak tüm canlılara sevgi beslerim.
Etre de lumière, j'ai du respect pour tout ce qui vit.
Büyük ihtimalle onun hayaletini hacklemeye çalışıyor zaten hayalet toplantı da canlı bomba olarak kullanılacak.
Il voulait pirater son "Ghost" pour lui faire tuer les dé légués.
Bu canlılar, kendilerini Holografik güverte matrisinin içine, Holografik-karakter olarak yerleştirmişler.
Ces êtres peuvent se manifester dans la matrice d'un personnage.
Çok sofistike teknolojileri vardır. Belki bize yardım edebilirler hem çok dost canlısıdırlar. yani genel olarak..
Ils pourraient nous aider, c'est un peuple aimable... en général.
En azından, canlı olarak. Hey, dostum. Özür dilerim, ama turistler buraya giremez.
- Pas de touristes ici.