English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ C ] / Canını sıkma

Canını sıkma translate French

460 parallel translation
İşler kötü gittiğinde canını sıkma
Ne vous en faites pas Quand ça ne va pas
Hiçbir zaman canını sıkma
Ne vous en faites pas Si parfois
Gökyüzü griyse canını sıkma
Ne vous en faites pas Quand le ciel est gris
Canını sıkma.
Ne vous en faites pas.
Daha hızlı koşuyorsun diye canını sıkma.
Tu parles! Tu cours plus vite que moi, c'est tout.
- Canını sıkma niyetinde olduğumu sanma Bay Castle.
- Je ne vais pas vous ennuyer, M. Castle.
George'u gördük. Canını sıkma, tatlım.
Nous avons vu George.
Onunla canını sıkma. Ona bir şey olmaz.
- Laissez-le, il trouvera son chemin.
- Hiç canını sıkma.
- Ne vous en faites pas.
Lütfen canını sıkma, hayatım.
Ne sois pas si bouleversé, chéri.
Lütfen canını sıkma. Önemi yok.
Ça ne fait rien.
Şu tabelayı yerine koymanın bir yolunu arıyorum. - İyi, canını sıkma.
Comment remettre l'enseigne?
Artık bu konu için Jody'nin canını sıkma.
Ne te fais pas de souci pour lui.
Tatlım, sen hiçbir şeye canını sıkma.
Ne t'énerve donc pas pour rien.
Ona canını sıkma Ed. İşe gecikeceksin.
Ne t'en fais pas pour ça, Ed, tu vas être en retard.
- Sen canını sıkma evlât.
Ne t'en fais pas pour ça.
- Benim sana söylediklerimle canını sıkma.
Ne vous inquiétez pas de ce que je pense.
Bunun için canını sıkma.
C'est déprimant. Ne t'inquiète pas pour ça.
İçkini bitiremedin diye hiç canını sıkma.
Ne finissez pas votre verre.
Sen bu meseleyle canını sıkma.
Ne t'en fais pas pour ça.
Kızım hakkında endişe ediyorum, ama o bana canını sıkma diyor.
Mais Yukiko n'a pas l'air de s'en rendre compte.
Tamam, tamam. Canını sıkma.
D'accord, vous excitez pas.
- Kimsenin canını sıkma.
- Ne l'embête pas. - Je l'embête?
Canını sıkma Bibì.
Console-toi Bibi, c'est mon fric.
Canını sıkma söylemesine gerek yok.
Laisse-le, il n'est pas encore habitué.
Hiç canını sıkma.
N'ayez aucune crainte.
Canını sıkma. Uslu bir kız ol yeter.
Ne les laisse pas t'embêter.
Canını sıkma yeter.
Laisse-moi tranquille.
Canını sıkma, sevgili dostum.
Calmez-vous, mon ami.
- Adamın canını sıkma.
- Ne dérangez pas un homme...
- Canını sıkma, başı belada değil.
- ll n'a pas d'ennuis. Sois tranquille.
Oh, sakın canını sıkma, tatlım.
Ne vous inquiétez de rien, mon chou.
Canını sıkma. Kızına gayet iyi bakıyoruz.
Pas d'inquiétude, on prend soin de ta fille.
Benim yüzümden canını sıkma.
Ne vous inquiétez pas.
Yo, sıkma canını.
Laisse donc tout ça!
Bunlarla canını sıkma.
Ne t'en fais pas pour ça.
- Sıkma canını, Wesley.
Ne vous laissez pas tourmenter.
Parayı verdiğinde bu mesele tamamiyle kapanacak. Ayrıca canını sıkma.
Détendez-vous.
Sen sıkma canını.
Tu repasseras?
Sıkma canını, Marjorie.
Ne soyez pas amère.
Sıkma canını.
Laisse, ce n'est rien.
- Sıkma canını kimse mükemmel değildir.
- Eh bien, personne n'est parfait.
Canını sıkma!
Mais non!
- Sıkma canını.
Ca ne fait rien.
Sıkma canını, nasıl olsa benim için fark etmezdi.
Elle est irresponsable.
Sıkma canını, gel burada ateşin yanında biraz ısın.
Mets-toi bien au chaud près du feu.
Sıkma canını, Tom.
Ne dites pas de bêtises.
Sıkma canını.
Ne t'affole pas.
Bu arada canını da çok sıkma.
Ne t'ennuie pas trop.
Hayır, canımı sıkma. Bu saçmalıklara ayıracak vaktim yok benim.
Je n'ai pas de temps à perdre en telles sottises.
Sen hiç canını sıkma.
- Ne t'en fais pas pour ça.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]