Cell translate French
60 parallel translation
Şu göz bana bakıp duruyor.
Cet cell... qui me regarde.
Kartal gözlü, leylek bacaklı, kedi bıyıklı, tilki dişli homurdanan serseriyi yaran.
cell d'aigle, jambe de cigogne, moustache de chat, dents de loups fendant la canaille qui grogne.
Şişko ve Çökmüş, şimdi harekete geçin. Diğerleri takip etsin.
Big Boy, Brain Cell, allez y. Les autres vous suivront.
Göze göz, dişe diş.
"cell pour œil".
Hücre kurtarıcıyı kullanıyorlar mı?
Ils utilisent la cell saver?
Burada fazla cell saver cihazı var mı?
- Un cell saver en plus?
Put him in a cell with a long hose on him Put him in a cell with a long hose on him
Jetez-le en prison sous un robinet d'eau Jetez-le en prison sous un robinet d'eau
- Cell saver'ı as.
- Branchez le cell saver.
- 500'lük ototransfüzyonda. - Yavaşlıyor.
- Plus 500 qui viennent du cell saver.
Hâlâ dış taraf ve pilli motor için nanonete ihtiyacımız var.
Nous avons encore besoin de "nanonet" pour l'extérieur et du "cell motor".
Neo-hucre tedavisi neredeyse hazir degilmi?
Mais le traitement "Neo-Cell" n'est-t-il toujours pas prêt?
Sende basal cell carcinoma ( deri kanseri ) var.
Vous avez un épithélioma basocellulaire.
Tamam, bu daha zor bir soru.
Ok, cell-là est plus difficile.
Navy NCIS 02x20 Red Cell
Saison 2 - Épisode 20 ( Version LOL ) "Red Cell" Synchro :
- Evet, free cell.
- Oui, freecell.
Merhaba Kaliforniya Benzin Birim Ortaklığına hoşgeldiniz. geleceğe yeni ve çevre dostu bir enerji sunuyoruz.
Bonjour, et bienvenue au California Fuel Cell Partnership où nous alimentons l'avenir tout en respectant l'environnement.
Sonuçta bu iş kaliforniya Pompacılar ortaklığına doğru gidiyor ki bu anlamda bir çok ortak çıkarları var.
Ce travail avance énormément grâce au California Fuel Cell Partnership qui a permis de rassembler les divers intérêts.
Lloyd Kaliforniya Benzin hücre Ortaklığı yönetimine girdi.
Lloyd a accepté la direction du California Fuel Cell Partnership.
Hey, cell nerd.
Hé, le taulard.
Showtime'da yayınlanan "Sleeper Cell" e bakalım.
Show time diffuse la série "Sleeper cell"
- Ya cell saver?
- Et le thora-seal?
Beni cepten ara, oldu mu?
[Rappelle-moi sur mon cell, OK? ]
Bana hemen cell saver bulabilir misin Sam?
Sam, trouve-moi vite un récupérateur de sang, s'il te plaît!
İkinci göğüs tüpünü takarken kanı yeniden kazanmak için cell saver'ı bağladık.
On a mis le récupérateur pour recycler le sang pendant que je place le second tube.
- Sonic The Hedgehog, Splinter Cell. - Güzel.
- Sonic le hérisson, Double Agent.
İnanıyoruz ki kız arkadaşın bir terörist grubu olan Sleeper Cell için çalışıyor.
Nous avons des raisons de croire que votre amie travaille pour une cellule terroriste en sommeil.
Ben Burns zafer sarhoşu şekilde soğuk ve taze sütünü yudumlar ve binlerce kamera onu çekerken Sirrus Aeronautics neredeyse 1-2 puanlık kazanç sağlayarak Penninsula Güç Hücre Şirketi'nin hakimiyeti ele alması için gerekli parayı karşılayamamasına sebep oldu.
Mais, tandis que Ben Burns sifflait du lait frais à Victory Lane devant un millier de flashs, Sirrus Aeronautics gagna douze points, ce qui empêcha Penninsula Power Cell d'en prendre le contrôle.
Geçitten ilk çıkan Hidra-Cell Takımı oldu.
Le premier à sortir du col est... - L'équipe Hydra-Cell.
* Kurtulmalıyım bu hapishane hücresinden *
I just got to get out of this prison cell
Duş bölümüne gidin!
Sur le cell block!
Sahte ilgi. " Yoksa telefonunu mu kaybettin?
- T'as perdu ton cell? Pauvre fille.
Is cell number five free?
La cellule 5 est libre?
Harlem'deki bir cep telefonu.
- Il a appelé qui? - Un cell à Harlem.
Yok, ben cebinden ulaşmaya çalışırım.
Ah... Non. Non, je vais essayer sur son cell, merci.
Ve şimdi karşınızda Cook Eyalet Hapishanesinin 3 tatlı katilinden "Hücreler Tangosu".
Et maintenant, les six joyeuses meurtrières de la prison de Cook County et leur interprétation de "The Cell Block Tango"
Rachel, Danny'nin kendi Telefonundan mesaj aldı.
Rachel got a text originating from Danny's cell phone.
Stans'in telefonu cevap vermiyor.
No answer on Stan's cell phone.
Cell service is iffy, though.
Le service téléphonique est douteux, cependant.
- Bir saattir hiçbir çarıma cevap vermedi.
- J'appelle son cell depuis une heure.
- Hatlar kesik.
- Lignes mortes. Cell aussi.
* Aradım seni ama *
I called your Cell phone
Yapacak elinden geleni bir adamın ve onu uzaktan seven milyonlarca insanın aşkı uğruna.
- I didn t. She'll do all she can [Cell phone ringing] For the love of one man and for millions who love from afar
Adrian Cross'un grubu Açık Hücre'nin bir üyesi. 30 bin gizli devlet belgesini "serbest bırakıp" sahadaki ajanların hayatını tehlikeye attılar.
Elle fait partie du groupe Open Cell créé par Adrian Cross et qui a dévoilé 30 000 documents confidentiels du gouvernement, mettant en danger la vie de nos agents sur le terrain.
Terörist tehdidi bir oyun Açık Hücre'ye veri yükleyecek vakti kazanmak için.
La menace terroriste est une couverture donnant a Open Cell le temps de télécharger les données.
Veya Açık Hücre'nin daha çok zarar vermesini göze almaya?
- Le risque provient d'Open Cell.
Soft Cell.
Soft Cell.
Thoraseal'e cell saver cihazı lazım.
- Sa fille est à côté. - Il me faut un thoracyl.
Cell Block Number 9
"l won t get fooled again", "cell Block Number Nine"...
[cell phone rings]
- Allo?
Sickle cell anemiye ne dersin?
- Drépanocytose.
Bırak da sickle cell onların olsun.
Laissons-leur la drépano.