Cüzdanım translate French
2,128 parallel translation
İyi yanı, cüzdanımda sadece üç dolar olması. Derek Jeter beysbol kartım da vardı.
Heureusement, j'avais que trois dollars et la carte collector de Derek Jeter.
Evet, sen ısmarlıyorsun, biri benim cüzdanımı çaldı, yani nasıl ısmarlayabilirdim?
Toute façon, on m'a piqué mon portefeuille. - Je n'aurais pas pu payer.
Cüzdanımı geri alıyorum!
Je reprends ça.
Cüzdanımı yanıma almamışım.
J'ai pas mon porte-feuille.
Karayipli biri. Cüzdanımı çalmıştı zamanında.
Un mec des Caraïbes qui a volé mon porte-feuille il y a un certain temps.
- Bunu söylemekten nefret ediyorum ama sanırım cüzdanımdan nakit paramı da araklıyor.
- Ça me fait mal de l'avouer, mais je crois aussi qu'elle vole de l'argent dans mon portefeuille.
Ben ise cüzdanımı evde unuttum.
Mais j'ai pas mon portefeuille.
Cüzdanım nerede? Telefonum nerede?
Mon portefeuille?
Cüzdanımı al.Korkuyorum "
J'ai peur. Tiens-moi mon sac. "
Cüzdanım kapalı.
Mon portefeuille est fermé.
Cüzdanım kapalı.
On retourne au sous-sol. Je suis si fière de vous.
Evet, cüz... cüzdanım pantolonumda.
Mon portefeuille... dans ma poche.
- Tabii cüzdanımı çocuklara vereyim hemen geliyorum. - Konuşabilir miyiz?
- Et un poster de Mila Jovovich.
Cüzdanımı unutmuşum.
- J'ai oublié mon portefeuille, vous voyez?
Diyelim ki elimde evlilik cüzdanım var niye size vermeliyim?
Et pourquoi vous le donner, ce certificat de mariage, même si je l'avais?
Bir dakikalığına tutabilir misiniz? Cüzdanımı çıkarmam gerekiyor.
Tiens-la pendant que je sors mon porte-monnaie.
Kartımı yukarıda cüzdanımda unuttum galiba.
J'ai oublié la mienne là-haut.
Cüzdanım çalınmış!
On a volé mon sac!
Cüzdanımı çaldı!
Il a volé mon sac!
Cüzdanımı çaldın!
Il a volé mon sac!
- O çaldı! Cüzdanımı çaldı.
- Il a volé mon sac!
Cüzdanımı çaldın ve paramı aldın.
Tu as volé mon sac, mon argent!
Dur bir dakika, tamam mı? - Cüzdanımı çaldı.
- Il a volé mon sac.
Cüzdanım var.
Mon portefeuille.
Ben bu yatakta yattığım sürece, bir elleri göğsümde bir elleri cüzdanımda.
Tant que je suis dans ce lit, ils ont une main dans ma poitrine et l'autre dans mon portefeuille.
Cüzdanımı çaldılar.
Ils ont pris mon portefeuille.
- Bir baktım, cüzdanımı açıyorum.
Et sans m'en rendre compte, j'ouvrais mon portefeuille.
Cüzdanımı kaybettim.
J'ai perdu mon portefeuille.
Cüzdanımı- - Aklını mı kaybettin diyeceksin ama- -
{ \ pos ( 192,210 ) } J'ai perdu... { \ pos ( 192,210 ) } Tu vas dire "l'esprit", ou "mes billes",
Cüzdanımı nereye sakladın?
Où t'as caché mon portefeuille?
Cüzdanım!
Mon portefeuille.
Aman tanrım.! - Cüzdanım nerde?
Où est mon sac?
- Nerde nereden bileyim. - Anne, anne, anne! - Cüzdanım bir dakika önce elimdeydi.
- Je ne sais pas où elles sont.
Şey, cüzdanımı unutmuşum, dışarıda buluşuruz, olur mu?
Tu sais quoi? J'ai oublié mon sac. Je te retrouve dehors.
Tanrım, cüzdanımı unutmuşum 21 dolar - 21 bende var
Bon Dieu. J'ai oublié mon portefeuille. - Ça fait 21 $.
- Cüzdanınız için kaçma fırsatınız olur umarım Albay.
- voici le Colonel Gillian Davis. - Madame.
Bunun hoş olmadığının farkındayım, ama evlilik cüzdanınızı da görmem gerekiyor.
Je sais que ça vous arrange pas, mais j'ai besoin de documents qui prouvent que vous étiez mariés.
- Hadi cüzdanını çalalım.
Prenons-lui son portefeuille.
Evlilik cüzdanı var mı?
Le certificat de mariage?
Bir dahaki sefere cüzdanınızı çıkardığınızda kaliteli bir kahveye mi yoksa süslü bir ambalaja mı para ödediğinizi iyi düşünün.
Quand vous serez à la caisse, demandez-vous si vous payez un café supérieur ou simplement une marque.
Cüzdanı prezervatifle doluydu. Müşterilerinin çoğunluğu beyaz olmalı çünkü prezervatifler normal boy. Çok hoş.
Ses clients devaient être blancs, elle avait des capotes taille M.
Kimliğinize bakmak için arka cebinizdeki cüzdanınızı alıyorum, bayım.
Je prends votre portefeuille - pour contrôler votre identité.
- Cüzdan var mı?
- Un portefeuille?
Adamın cüzdanı üstündeydi değil mi? İçinde para var mıydı?
Le mari avait encore son argent?
Şu adını hatırlayamadığım karıyla, angutun cüzdanını araklamış.
À cause du sac de l'autre et du portefeuille de l'andouille.
Ben Tara'nın cüzdanını kaptım. Sponsorumuz sağlam, bebeğim.
J'ai braqué le portefeuille de Tara, on est blindées, bébé.
Cüzdanı yok. Bakmıştım.
- Pas de portefeuille.
- Cüzdanını mı arıyor?
Il cherche son portefeuille?
Telefonunu ve cüzdanını kaldırım kenarında bulduk.
On l'a trouvé avec son portefeuille dans un caniveau.
Para çekmek için vaktim yok o yüzden cüzdanından nakit aldım.
Je suis trop en retard pour retirer de l'argent. Je me suis servi dans ton portefeuille.
Cüzdanım!
Mon portefeuille!