Dalí translate French
29 parallel translation
Elmas kolyeler, bilezikler, bir Hockney, bir Salvador Dalí.
Colliers de diamants, bracelets, un Hockney, un Salvador Dalì.
Salvadore Dali'nin feminen tarafını düşünün ve sivri dişleri var.
Imaginez le côté féminin de Salvador Dalí. - Avec des crocs. - D'accord...
Dali'nin çizimleri sanattan anlamayan gösteriş düşkünlerine çok yüksek fiyatta satılıyor.
Les prix des Dalí sont gonflés pour satisfaire des excentriques vaniteux qui n'apprécient pas l'art.
Gala en sonunda Dali ile birlikte oldu, Louise ve başka bir kadınla birlikte olduğu için Eluard'ı bıraktı hani şu garip Denise Levy, o da, o tarihlerde yanılmıyorsam şeye kur yapıyordu
Gala a fini avec Dalí, ce qui a laissé à Éluard et Louise le soin de se partager l'étrange Denise Lévy, qui se faisait trousser, - par, je crois... - Breton.
Dalí'mi, yoksa daha çok Picasso'mu?
Je suis plutôt un Dalí ou un Picasso?
Hadi ama, onca ödülün var, Picasso'yu, Monroe'yu, Camot'u Dale'yi biliyorsun.
Tu as reçu le prix Nadal. Tu connais Picasso, Camus, Malraux, Dalí...
Salvador Dali.
Salvador Dalí.
Pixies'in seslendirdiği bu şarkının Salvador Dalini'nin Bir Endülüs Köpeği adlı kısa filmiyle ilgili olduğunu biliyor muydun?
Tu connais cette chanson des Pixies? Ça parle d'un court métrage de Dalí, Un Chien en Andalousie.
O zamanlarda, Dali'yi ayartıyordum... Çünkü Dali'nin galaksinin deli imparatoru olmasını istiyordum.
À cette époque, je courtisais Dalí car je voulais que Dalí joue l'empereur fou de la galaxie.
Dali'yi kimse anlayamaz, çünkü ben de kendi işlerimi asla anlamadım.
Personne ne peut comprendre Dalí car je ne me comprends pas moi-même.
Dali anlayamaz asla bir Dali resmini. Çünkü Dali sadece bilmeceler oluşturur.
Dalí n'a jamais compris un seul tableau de Dalí, parce que je ne créé que des énigmes.
Dali yok mu, ha?
Dalí était quelqu'un à part.
Ve biz Dali'ninde Regis Otel'de olduğunu keşfettik!
On a découvert que Dalí était dans le même hôtel!
Dali bana dedi ki, "burayı seviyorum çünkü burada 6 metrelik, osuruğa adanmış... bir tablo var."
Dalí m'a dit : "J'aime venir ici pour ce tableau immense dédié à un pet!"
Bana, "Paris'te karşılaşacağız." dedi.
Dalí m'a dit : " On se verra à Paris.
Tabii ki Dali'nin Dune'un konusu hakkında hiç bir fikri yoktu.
Dalí ne savait absolument pas de quoi parlait Dune.
Dali, "Amanda prensesi oynamalı!" diyordu.
Dalí a dit : "Amanda doit jouer la princesse."
"Dikkatli olun, Dali yıkıcıdır... eğer'evet'diyorsa filmi yok etmek için herşeyi yapacaktır." dedi.
Elle a dit : "Fais attention, Dalí est destructeur. S'il accepte, il fera tout pour détruire le film."
Dali, "Bir helikopterim olabilr mi?" diye soruyordu.
Dalí a demandé un hélicoptère. Pour lui, avoir un hélicoptère, c'était le summum.
Ve Dali, "Eğer heykeli daha sonra müzem için bana verirsen olur."
Dalí a dit : "Si vous donnez la sculpture à mon musée."
"Tamam." Ve bu şekilde Dali aramızda.
"D'accord." Et comme ça, j'ai eu Dalí.
Ve Dali, konuşmamız sırasında Giger'in bir kataloğunu gösteriyor.
Dalí, pendant notre conversation, me montre un catalogue de Giger.
Bu gördüğünüz Salvador Dalí tarafından yapılan bir tablodur.
Voilà une peinture de ce type, Salvador Dalí.
Picasso'ların, hisselerin, çiftliklerin, evlerin, apartmanların, botların, uçakların, arabaların var...
T'as des Picasso, des Dalí, des maisons de campagne, des apparts, des bateaux, des avions, des bagnoles...
Salvador Dalí kadar yaratıcı.
Créative façon Salvador Dali.
Önden bakıldığında daha çok bir Dali tablosunu andırıyorum.
De face, je suis plutôt un Dalí.
Bana sormadan buraya Salvador Dalí'yi mi aldınız?
Attends, tu as engagé Salvador Dali sans me demander?
Salvador Dali, gerçeklik hissini bozmak için göz kapaklarına alkol sürüyormuş.
Apparemment, Salvador Dalí se frottait les paupières avec de l'alcool pour déformer son sens de la réalité.
"Nedir, Bay Dali?"
"Quoi, M. Dalí?"