Diğer tarafa translate French
1,116 parallel translation
Bir gözü buradaydı, - burnu da diğer tarafa kaymıştı.
Il avait un oeil ici, un nez tordu sur le côté...
Eğer üç ya da dört inç kaldırabilirsem, diğer tarafa kaydırabilirim.
Si je la soulève de quelques centimètres, elle basculera peut-être de l'autre côté. C'était quoi?
Diğer tarafa!
Par ici!
- Diğer tarafa geçin
- Allez de l'autre côté.
Diğer tarafa!
De l'autre!
- Diğer tarafa döndür!
- Ramenez-moi!
- Diğer tarafa. - Ne?
Va de l'autre côté.
Bundan sonra diğer tarafa ABD askerlerinin hareketlerini yayınlar.
Avec ses propos, il va faire passer nos troupes aux Viets!
Diğer tarafa mı geçtin?
Qu'est-ce que tu racontes?
Şimdi diğer tarafa fırlatacak.
Mon mari! Il la jette par terre.
Yanlış şeritteyiz! Diğer tarafa geç!
Merde, on est... du mauvais côté!
Diğer tarafa
De l'autre côté!
Virgil, diğer tarafa dön.
Virgil, tourne-toi sur le côté.
Kocam diğer tarafa göçmeden önce haftada bir kez buraya gelirdik.
Avant que mon mari ne meure nous venions ici une fois par semaine.
Hayır, hayır, diğer tarafa.
De l'autre côté!
Nehre yaklaş ve köprüden diğer tarafa geç
Traverse le pont en passant par la rivière.
Diğer tarafa geçmek istiyorsan Yahudi Mahallesini tramvayla geçmelisin
Pour aller en ville, le tramway passe dans le ghetto.
Fakat eğer korkusuzca öpersek... bizi bahçeye götürür. Kapıdan içeri alır. Diğer tarafa.
Mais si on l'embrasse sans peur, il nous emmènera dans le jardin, à travers la porte, de l'autre coté.
Diğer tarafa bakalım şimdi.
Essayons de l'autre côté.
Trigger! Şu silahı diğer tarafa doğrult.
Diable, Pendard, pointe ta sarbacane ailleurs!
Diğer tarafa doğru bir şey istiyorum. - Ben istiyorum.
- Plutôt le contraire, en fait.
Arkasını dönüp diğer tarafa yürüyecek, güneş ışığına doğru.
Se retourner et partir de l'autre côté, droit dans les rayons du soleil.
Benim diğer tarafa ulaşmam anlık bir iş.
Ça va me prendre un moment pour atteindre l'autre côté.
Belki sadece yer değiştirmek istemiştir. Bilirsin... -... diğer tarafa geçmek gibi.
Peut-être voulait-il changer de place, se déplacer.
Mutluluk geğirmek için sana dönüp parmağımı çek demesindense diğer tarafa dönmesidir.
C'est le bonheur quand il se détourne pour roter plutôt que se tourner en disant "Tire sur mon doigt".
- Diğer tarafa çevir.
- Essaie de tourner dans l'autre sens.
Diğer tarafa gelin. Benim yaptığımı seyredin.
Restez pas par-là, venez par ici, patron!
Diğer tarafa tarifesiz bir yolculuğa çıkmak üzereler.
Ils s'apprêtent à passer de l'autre côté.
Oğlumuz kötü birşey yaptığında senin yaptığın kafanı diğer tarafa çevirmek.
Notre fils a fait une bêtise, et tu refuses de voir la vérité.
Diğer tarafa geçmeyi daha karlı bulan eski bir ordu mensubu.
Un ancien type des services secrets qui a décidé de changer de bord.
Sürünerek diğer tarafa çıktığımda beni bekliyordu. Pat!
Quand j'ai émergé à l'autre bout, elle m'attendait.
Gelip aynaları söküyorlar ve tek taraflı ayna takıp diğer tarafa kamera koyuyorlar.
Ils entrent, enlèvent tous les miroirs, les remplacent par des miroirs sans tain et collent une caméra de l'autre côté.
Diğer tarafa da bir tane yap.
Fais pareil de l'autre côté.
Ama onlar diğer tarafa geçince kimse onlarla dalga geçmiyor.
Oui, mais à l'arrivée, ils ne se font pas humilier.
Güvenlik Şefi, diğer tarafa geçtiğin zaman, tek başına olacaksın.
Une fois de l'autre côté, vous serez livré à vous-même.
Sevgili eşim, diğer tarafa değerli bir şey götürebilecek olsaydım bu senin şefkatli öpücüğün olurdu.
Chère épouse, si je pouvais emmener un seul trésor dans l'au-delà, je choisirais un tendre baiser de vous.
Bir kez diğer tarafa gidince..... diğer kapının üzerindeki sembolleri çözmemiz gerek.. .. ve kısacası, takımı geri getirmek için..
Une fois de l'autre côté,..... il faudra décrypter les symboles, c'est à dire, les codes de retour,..
Diğer tarafa bakın.
Regardez ailleurs.
Diğer tarafa geçtiğinde seni Dünya Birliği'nin gemileri karşılayacak.
puis un vaisseau de la Terre vous attendra.
Şimdi sandalyemi diğer tarafa çevirmem lazım.
Je dois tourner ma chaise par là, maintenant.
Eğer saçların dökülürse, sakın bir kaç teli favorilerinin üstünden diğer tarafa doğru yatırma.
Si tu te dégarnis, ne te fais pas une longue mèche sur le côté pour t'en entourer la tête.
Bilirsin, kimse daha önce şeytani bir şövalyeyi diğer tarafa getirmemişti.
Tu sais... personne n'a encore emmené un chevalier démon de l'autre côté.
Diğer tarafa.
L'autre joue.
- Diğer tarafa gidelim.
De l'autre côté.
Bütün iyonlar diğer tarafa kaçar.
Tous les ions vont à l'autre bout.
Ben göremiyorum. Küçük bir tatil için çocuklarımla diğer tarafa geçmek istiyoruz.
Que se passe-t-il?
Diğer tarafa geçtim, prenses.
Je suis dans l'autre monde.
Adanın diğer tarafından dolaşır, sonra bizim tarafa limandan döneriz.
II passe de l'autre côté de l'île et il coupe par le port jusqu'à chez nous.
Altı yedi kişi San Carlos'a doğru gitmiş... diğer ikisi de şu tarafa.
Six ou sept vont vers San Carlos. Les deux autres, par là.
Başınızı diğer tarafa çevirin lütfen.
Tournez la tête, s'il vous plaît.
O diğer tarafa gidiyordu
Il rentrait au pays.
diğer 21
diğeri 113
diğerleri 136
diğer yandan 98
diğerleri gibi 54
diğer taraf 30
diğerleri nerede 149
diğer bir deyişle 112
diğer taraftan 148
diğeri ise 20
diğeri 113
diğerleri 136
diğer yandan 98
diğerleri gibi 54
diğer taraf 30
diğerleri nerede 149
diğer bir deyişle 112
diğer taraftan 148
diğeri ise 20