Duruyoruz translate French
1,106 parallel translation
El Corazon'un Cordoba bölgesinde saklandığını yazan yeri görüyor musun? Yani tam ortasında duruyoruz.
Il est écrit là que El Corazon est caché dans la province de Cordoba.
Niye duruyoruz?
- Pourquoi on s'arrête?
Bu radyasyonlu havayı soluyup duruyoruz.
Nous respirons toute cette radiation en permanence.
Evet, bu bir gerçek. Şu anda hepimiz bir devrimin eşiğinde duruyoruz. Modern savaş sanatının devrimi.
Voici la naissance d'une révolution dans l'art de la guerre.
Neden duruyoruz?
Pourquoi on s'arrête?
Bir kaç saattir burada duruyoruz... Sizin için bekliyoruz kovboylar
Ça doit faire deux heures qu'on est là à attendre la cavalerie.
Neden burada duruyoruz?
Pourquoi on s'arrête ici?
O zaman neden üç yıldır onu dövüp duruyoruz?
pourquoi alors, on le combat depuis 3 ans?
Pekala, kafalarımız kesilene kadar bekliyoruz, sonra avluda dolaşıp duruyoruz, çiftliğin kapısından çıkıp gidiyoruz.
Eh ben on attend qu'ils nous coupent la tête, et pis on tourne en rond dans la cour, et pis on saute le grillage et salut!
Yağmurun altında duruyoruz vıcık vıcık bir yol kenarındayız, yol, ufukta görünen ova üzerindeki iki sıra kaçınılmaz kavak ağacıyla birleşiyor.
Nous sommes sous une pluie battante à coté d'une route boueuse bordée de peupliers.
O yüzden aynen dönüp duruyoruz maksimum çaba gösterip, minimum ilerleme kaydediyoruz.
On tourne en rond. De gros efforts et peu de progrès.
O zaman burada ne dikilip duruyoruz?
Qu'est-ce qu'on fait là?
On yıldır dolanıp duruyoruz ama sığınacak bir yer bulamadık.
Depuis dix ans, nous fuyons sans trouver d'asile.
Tamamen... duruyoruz. Bir şey var mı?
Je ne voudrais pas être désagréable, mais cette visite tombe très mal.
- Tamamen duruyoruz efendim.
- Arrêt complet, capitaine.
Aynı yerde dönüp duruyoruz. Bay Escalante, biz psikometri uzmanlarıyız.
Mr Escalante, nous sommes des psychométriciens, de niveau approfondi au point d'ennui.
- Bak, George, duruyoruz.
Ça va, on s'arrête.
- Nerede duruyoruz? - Belki de bir duvar önüdür?
Où, contre un mur peut-être?
- Neden duruyoruz?
Pourquoi on s'arrête?
Rüzgarda sürüklenen bir yaprak gibi... dolanıp duruyoruz.
Nous voyageons comme une feuille que le vent souffle.
Şimdi duruyoruz cüce
Maintenant on s'arrête petit bout.
Ama hep aynı soruya geri dönüp duruyoruz :
Mais on en revient à la même question.
Evet, sürekli bir birimize fax gönderip duruyoruz.
On s'envoie des fax, sans arrêt.
- Tamamen duruyoruz efendim.
- Arrêt complet enregistré, Cmdt.
Tamamen duruyoruz efendim.
Arrêt complet, capitaine.
Birisi kazanana kadar dans edip duruyoruz.
Et c'est le meilleur qui gagne.
Sonunda yine kurallara gelip duruyoruz.
Il ne parle que de règlements.
Biz hala duruyoruz.
- Nous on l " est.
Üç haftadır olduğumuz yerde dönüp duruyoruz.
- Ça fait trois semaines.
Sanki aynı yerde dönüp duruyoruz.
On tourne en rond.
Suçlu gibi mi duruyoruz?
A - t-on l'air de truands?
Suç işleyecek insanlar gibi mi duruyoruz?
A - t-on l'air de criminels?
Ne zamandır birlikte para fırlatıp duruyoruz, ne kadar oldu bilmiyorum ve bu zaman boyunca eğer tüm zaman buysa, yüz elli yedi para fırlatıldı...
Nous jouons à pile ou face depuis des temps et des temps Et depuis tout ce temps, si temps il y a, 157 lancers consécutifs ont donné 157 fois "face"
Farkında mısın, bir mezarlıkta duruyoruz.
On est dans un cimetière, tu sais?
Uğraşıp duruyoruz.
Je m'occupe.
Plan yapmadığımız için böyle işlerde çalışıp duruyoruz.
C'est parce qu'on n'a pas de projets qu'on a ces boulots.
Sanırım daireler çizip duruyoruz.
Je crois qu'on tourne en rond.
Emredersiniz efendim. Tamamen duruyoruz.
Arrêt complet.
Birbirimize veda edip duruyoruz değil mi?
Encore une fois, il faut se dire au revoir.
Yarım saattir dönüp duruyoruz.
Ça fait une demi-heure qu'on tourne en rond.
Genelikle şatoda yatıp duruyoruz
À déambuler autour du château
Şu sırada, Amerikan hükümetinin... New Orleans'taki bütün istihbarat teşkilatlarının göbeğinde duruyoruz.
On est au cœur du renseignement américain, ici, à La Nouvelle-Orléans.
Bütün bunlar, toplumdaki bu düzende her zaman aynı şeyi yapıp duruyoruz.
Les Blanches onr réussi. Tour, rour ce qui fair partie de la sociéré, on ne fair que refaire les mêmes choses encore er encore.
Kendimizi ve değerlerimizi reddedip duruyoruz.
On se rabaisse, nous er nos valeurs.
Rava, büyük bir saltanatın karşısında duruyoruz.
Rava, nous sommes en présence d'un roi.
Olduğunuz yerde kalın çocuklar. Su almak için duruyoruz.
Ne descendez pas, on fait le plein d'eau.
On dakika duruyoruz.
Nous nous arrêterons pour dix minutes.
On dakika duruyoruz.
Nous allons nous arrêter pendant dix minutes.
Hayır, ilerideki açıklıkta duruyoruz.
Non, arrêtez-vous dans la clairière.
Ve ayakta duruyoruz Dualarımızda ve rüyalarımızda Hepimizi korumanı istiyoruz
Dans nos prières et nos rêves, nous Vous demandons de nous bénir tous
Ve ayakta duruyoruz Dualarımızda ve rüyalarımızda Hepimizi korumanı istiyoruz
Dans nos prières et nos rêves, nous Vous demandons de nous bénir tous