Edeceğim translate French
18,492 parallel translation
Bir turisti takip edeceğim diye tüm gece ayakta olacağım.
Pister une touriste, je serai debout toute la nuit.
Başka bir sese karar verene kadar bu sesle devam edeceğim.
Je la garderai sauf si vous en décidez autrement.
Ben de ona yardım edeceğim.
Je l'aiderai.
Seni hep ziyaret edeceğim.
Je viendrai te voir tout le temps.
- Bunu telafi edeceğim.
Je voudrais me faire pardonner.
Biraz mahremiyet rica edeceğim.
S'il vous plait, un peu d'intimité.
Size ben eşlik edeceğim.
Je vous garderai deux compagnie ce temps autour.
Topu sana teslim edeceğim, istediğin yapman için Vernon Masters ile birlikte.
Je vous délivre le canon, avec Maîtres Vernon faire avec comme vous voudrez.
Pek tercih edeceğim bir yol değil ayrıca.
Sans passer par le chemin que j'aurais choisi.
Maskat'ta ne halt edeceğim peki?
Je ferai quoi à Mascate?
Seni iade edeceğim.
Tu seras rendue à ton peuple.
Seni benimle gelmeye ikna edene kadar bekleyebilir. Ki edeceğim.
- Ça peut attendre jusqu'à que je te convaincs de m'accompagner, ce que je ferai.
Tabii ki yardım edeceğim ama Ark'ta yapay zeka olsaydı bence haberim olurdu.
Oui, je vous aiderai. Mais s'il y avait une intelligence artificielle, je le saurais.
Sorun değil. Hatırlamana yardım edeceğim.
Je vais t'aider à t'en souvenir.
Sizi haşat edeceğim.
Aucun de vous va s'enfuir comme ces fauteurs de trouble,
Seninle dans edeceğim kardeşim Sen de benimle
Je danserai avec toi, l'ami Tu danseras avec moi
Sizi şikayet edeceğim
Je vais vous dénoncer à l'état.
Hiç bir yere gitmiyorum. Müdahale edeceğim.
Je ne sors pas, je m'en mêle.
Ben yürümeye devam edeceğim.
Je continue ma promenade.
Bu lafın için özür dilemene müsaade edeceğim.
Je vais te laisser t'excuser d'avoir dit ça.
Son 24 saat içinde şiddet belirtisi görmediğim için taburcu edeceğim ama durumu oldukça sıkıntılı.
Je vais le faire sortir car il n'a montré aucun signe de violence au cours des dernières 24 heures, mais... son incident est très troublant.
Tamam o zaman acele et, sonra ben seni tıraş edeceğim.
Dépêche-toi, parce que, je me fais toi après.
Sen buna "korkunç" diyebilirsin ama ben bu rezil yerdeki her mahkûmu iyileştirene kadar çalışmama devam edeceğim.
Aussi monstrueux soit-il à tes yeux, je poursuivrai mon travail pour guérir tous les malheureux internés ici.
Wilcox'u ziyaret edeceğim.
Je vais visiter Wilcox.
Axe aleyhinde tanıklık edeceğim ama şimdi lütfen...
Je vais témoigner contre Axe, mais maintenant je dois... [toux]
- Sana ihtiyacım olduğunda işaret edeceğim.
- Vous entendrez mon signal au besoin.
Bir şey itiraf edeceğim.
Je dois t'avouer quelque chose.
Yine de arkanı kollamaya devam edeceğim.
Je vais continuer à regarder votre dos, quel que soit.
Debbie'nin kürtaj olması için ailedeki herkesi seferber edeceğim.
Je vais devoir unir cette famille pour obliger Debbie à le faire.
Önceden mevcut olan durumunuzu not edeceğim sadece.
Je fais juste une remarque concernant votre état.
Yanımda olursan daha iyi kontrol edeceğim kesin.
Elle le serait plus avec vous à mes côtés.
İkiniz için de dua edeceğim.
Je prierai pour vous. Pour vous deux.
Seni YTÖE'ye teslim edeceğim.
Je vous renvoie à l'ATCU.
- Hepsini telafi edeceğim.
Je vous dédommagerai.
Bana ihtiyacın var ve ben sana yardım edeceğim.
T'as besoin de moi, je suis là pour toi.
- Araştırmaya devam edeceğim, efendim.
- Je vais continuer à chercher, Sir.
Benden şüphe edenlerin, beni küçümseyenlerin kaybettiklerim için benden umudunu kesenlerin benim krallığıma boyun eğecekleri zaman gelmiştir. Ve her şeyi görkemli bir zaferle geri kazanacağım ve kazanmaya da devam edeceğim.
Time pour tout le monde qui me doutait jamais, qui m'a déprécié, qui a désespéré de mes pertes, se baisser à ma parenté, et s'enorgueillit de mon éclat comme je gagne en arrière tout,
Öylece kabul mu edeceğim?
Et je vais juste accepter ça?
Tek ihtiyacım olan termal çekirdeği nasıl stabilize edeceğim sonrasında hayallerimdeki nükleer adamı yaratmış olacağım.
Tout ce que je dois savoir c'est comment stabiliser le noyau thermique, et mon rêve de créer un homme nucléaire sera réalisé.
Sicilini kontrol edeceğim.
Je vais vérifier ses antécédents.
Bunu yakında sana telafi edeceğim.
Je me rattraperai très bientôt.
Ne kadar etiketlemenin yanlış olduğuna inansam da lafını ona aynen iade edeceğim.
Même si je pense que mettre des étiquettes est une imposture, je vois le pouvoir que peut procurer une épithète.
Bunu kendin için söylediğini farzedip özrün olarak kabul edeceğim.
Je vais considérer que tu parles de toi et que ce sont des excuses.
Açıkçası Tanrı'ya inanmıyorum ama sizin için dua edeceğim.
En toute franchise, je ne crois pas en Dieu. Mais je prierai pour vous.
Gidip yapmasına yardım edeceğim.
Je vais l'aider à le réparer.
Burada beklemenizi rica edeceğim.
Je vais vous demandez de rester ici.
- Evet edeceğim bayan.
Je relèverai les empreintes, M'dame.
Yemeği iptal edeceğim.
Je vais annuler mon dîner.
Yardım edeceğim.
Puis je t'aide.
- Telafi edeceğim. Lütfen.
Quand, dans ma prochaine vie?
Babamın giyinmesine yardım edeceğim.
J'aide mon père à se préparer.