English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ E ] / Ey

Ey translate French

1,524 parallel translation
Ey dağların tanrısı lütfen beni dinle.
Dieux de la montagne, écoutez-moi, je vous prie.
Ey yüce olan. Bu laneti kaldırmanın bir yolu var mı acaba?
Puissant seigneur, y a-t-il une façon de me libérer du maléfice de Nago?
Ey yüce Okkoto bırak kızı alayım.
Ô tout-puissant, rendez-moi la fille!
Sön ey garip kandil!
Eteins-toi, pauvre chandelle!
Ey yurdumun engin göğü altın tarlaları...
O que tu es belle Pour tes ciels immenses Pour tes vagues blondes de blé
Ey ulaklar! Ey ulaklar!
Messagers!
Öne çık ey boğulmuş ruh!
Avance vers moi, toi qui t'es noyé!
Ona ebedi istirahat ver, ey Tanrım.
Donnez-lui le repos éternel.
Şimdi başını aşağı ey.
Baisse la tête.
" Lütfen ey Karakiş
" M. Sibérie, je vous en prie
Ve sen, Ey sefil yaratık?
Et toi, ô Rétrogradé?
Nehir, ey, nehir
Fleuve, O fleuve
Ey baksana! lslandım.
Oh, je suis encore trempé!
Ey Musa... Firavun'a gittiğin zaman yanında olacağım.
Oh, Moïse... je serai avec toi quand tu iras trouver le Roi d'Égypte.
- Ey, moruk!
- Dh, putain!
Ey kaderin cilvesi! Düşmanıma borçluyum yaşamımı.
Ma vie devient ma dette envers mon ennemi.
" Yüksel de ey güzel Güneş, öldür şu kıskanç Ay'ı.
" Lève-toi, clair soleil, et tue l'envieuse lune
Ey Azize, nefret ediyorum ismimden ben de, sana düşmandır diye!
Mon nom est en haine à moi-même puisqu il est ton ennemi.
Ey kutsanmış, mukaddes gece!
Ô nuit bénie...
Ey gözler, son kez bakın!
Mes yeux, regardez une dernière fois.
Ey kollar, son kez kucaklayın!
Mes bras, prenez un dernier embrassement.
Ve siz ey dudaklar, nefes kapıları hakka uygun bir öpüşle mühürleyin açgözlü ölümle yaptığım bu süresiz anlaşmayı!
Et mes lèvres, ô vous, portes du souffle, par un légitime baiser scellez un marché sans âge avec la dévorante mort.
Gel ey tatsız kılavuz!
Viens, guide repoussant.
Ey umutsuz kaptan! Deniz tutmuş şu yorgun tekneyi yalçın kayalara bindiriver artık!
Toi désespéré pilote, jette enfin sur les récifs ta barque épuisée et malade de la mer.
Ey mutlu hançer! Senin kının burası!
Toi, poignard chéri, c'est ici ton fourreau.
Ey, Selim.
Hé! Sélim.
Ey, Selim!
Hé, Sélim!
" Ey Rabbim, bıktım,
" O Dieu, je suis las
Ey rabbim, vay başıma gelenler benim vay!
Ah, quel malheur!
Öyleyse ey gökler ve orada yaşayan sizler, mutlu olun!
" Réjouissez-vous, Cieux et vous qui êtes aux cieux.
Siz dünyanın en parlak ışıkları,... cennetin mevsimlerine hükmeden güneş ve ay, siz ey Bacchus ve cömert Ceres,... Chaonia'nın meşe palamudunu... olgun bir başağa dönüştüren, ve Achelous'un su ve şarabını ilk karıştıran ; ve siz...
Vous, flambeaux du monde, le soleil et la lune, qui guidez dans le ciel le cours de l'année. Vous, Bacchus et l'alme Cérès, dont le don a remplacé le gland de Chaonie par l'épi lourd, et versée dans la coupe de l'Achéloüs le jus des grappes, et toi...
Sen ey fıçıların efendisi,... burası bütün senin armağanlarıla dolu.
Viens ici, ô père Lénéen, tout est plein de tes bienfaits ici.
Üzüm suyu köpük köpük oluyor dolup taşan fıçılarda. Buraya gel ey fıçıların efendisi, çıkar çizmelerini,... daldır taze şıraya ayaklarını.
Viens ici, ô père Lénéen, et, détachant le cothurne de tes jambes nues, rougis-les avec moi dans le moût nouveau.
"Ey Kedi!"
"O Chat!"
Ey kudretli ruh, bize gel...
Puissant esprit, viens à nous...
Ey Tanrımız, suretini süpürgeliğimizde göstermeyi uygun gördüğün için Piskopos Brennan'ın bu mutlu gününde bağışlayıcılığını göster bize.
Bon, allez-y. Oh, Seigneur, en ce moment de grande joie avec Monseigneur Brennan, quand vous avez fait apparaître son visage sur les plinthes de la maison, nous vous demandons de considérer le don du pardon.
Şuna ne dersiniz Chan-no-ey?
Si on disait... Chanoey?
Eğer karşımda olsaydı ona derdim ki... " Ey!
S'il était là, je lui dirais :
Ben de geçen gün annemle benzer bir şey yaşadım. Dedim ki... " Ey!
J'ai connu ça avec ma mère, je lui fais,
— Seni orospu çocuğu! — Ey!
Fils de pute!
— Dayan Cartman! Ey!
- Accroche-toi.
Ey, bütün o Terrance ve Phillip bebeklerini nereden kazandınız?
Où vous avez gagné toutes ces poupées?
Bana bakın! ) — Ey!
Je suis un sorcier!
Ey, çok şeker bu!
Super.
Ey Tanrım, neden beni terk ettin?
Mon Dieu, mon Dieu, pourquoi m'as-tu abandonné?
Ey insan, seni tanımıyorum bu yüzden sigara vermeyeceğim.
Je ne t'ai jamais vu de ma vie, et je ne file pas de cigarettes.
Güle güle, ey peri.
Adieu, nymphette.
Af dileyin, ey günahkarlar!
Repentez-vous pécheurs.
Ey doğru sözlü eczacı!
Honnête apothicaire!
Ey, Selim!
Hé!
Ey, bana biraz çiğ kahve ver!
Dégueu, Cartman!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]