English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ F ] / Film yıldızı

Film yıldızı translate French

911 parallel translation
Korkarım, Harold kolejde, şu film yıldızını taklit ederse, ya kalbini ya boynunu kıracaklar.
Si Harold se comporte comme une vedette de ciné il va se faire immédiatement cassé, le coeur, le cou aussi.
Bir zamanlar en sevdiğin film yıldızı olduğu için söylüyorsun.
Parce qu'elle a été jadis ton actrice préférée!
- Film yıldızı. Etrafta hiç film yıldızı yok mu?
N'y a-t-il plus de stars?
Sense zengin bir film yıldızıydın.
Et toi, tu n'étais qu'une star inaccessible!
Film yıldızı olmayabilir ama -
- Ce ne sera peut-être pas une vedette...
Hem bu arada, yeni bir konuğun var. Hollywood'dan bir film yıldızı. Tüh!
Et une invitée vient d'arriver de Hollywood.
Büyük sessiz film yıldızıydınız.
Vous étiez une grande star du muet.
- Film yıldızı mısınız?
- Vous êtes actrice de cinéma?
Büyük bir film yıldızısın diye her kızın ayaklarının dibine bayılmasını bekliyorsun. Dokunma bana!
Toutes les femmes sont à vos pieds, mais pas moi!
Baksana, madem Sunny Cal'lisin, bir sürü film yıldızını tanıyorsundur.
Vous devez connaître beaucoup de stars.
Bir film yıldızıdır.
Plutôt une star de cinéma.
Gidip yüzelim! Bir film yıldızıyla birlikte yüzelim.
Allons nager avec une star de cinéma.
Tam altı metre boyunda bir film yıldızıyla yüzeceğim.
Une géante! Je vais nager avec une star.
Burada bir film yıldızının otelden çıkmasını bekliyorum. Onu görmeden gitmem.
J'attends qu'une star de cinéma sorte de l'hôtel... et je ne bougerai pas avant d'en voir une.
Maria D'Amata adlı film yıldızı bile değildi.
Elle n'était même pas la star Maria D'Amata.
Ünlü bir film yıldızını kimliği tespit edilmemiş biri gibi göremezsiniz.
On n'enterre pas une star comme s'il s'agissait d'un corps non identifié.
Son kontes bir film yıldızı olduğu için mi?
Car la dernière comtesse était une star?
Büyük bir film yıldızı olmak için Hollywood'a gittiğini duymuştum.
On m'a dit que tu es parti à Hollywood pour devenir une grande star du cinéma.
Ve böylece, tıpkı çoğu Hollywood film yıldızı gibi,
Et, comme une star de Hollywood,
Film yıldızımızı nasıl buldun Peggy?
Que dites-vous de notre vedette de cinéma?
Boş bir projeksiyon perdesindeki boş mezarı kendisine özel bir dünyaya çeviren, bir devrin film yıldızı Barbara Jean Trenton'a...
qui a métamorphosé le tombeau d'un écran vide en un monde bien à elle.
Film yıldızı gibi bir hanımefendi.
Et sur qui je tombe?
Margaret, güzellik mesleği sembolize ediyorsa senin de eski bir film yıldızı olman lazımdı.
Margaret, si la beauté symbolisait le métier, je vous prendrais pour une star de cinéma. Maurice.
Film yıldızı Alexandra Del Lago. Çok iyi değil.
J'espère que ça réveillera en toi la bête qui sommeille.
Film yıldızı olduğunu söylüyor.
- Ouvre-le.
- Tabii. Bütün barmenler film yıldızı olur.
Une propriété bien défendue!
Bayan büyük şişman film yıldızı.
La grande et grasse star!
1930 ların başlarının büyük film yıldızı Blanche Hudson'ın, kızkardeşi, eski çocuk yıldız Bebek Jane Hudson tarafından...
"Blanche Hudson, une star des années trente," "aurait été enlevée par sa sœur," "L'ancienne enfant-vedette Baby Jane Hudson,"
Bir film yıldızı olacak, biliyorsunuz.
Elle va être une star, vous savez.
Gerçi bunu siz de biliyorsunuzdur mutlaka, çünkü kesinlikle film yıldızı olmalısınız.
Vous le savez déjà... parce que vous êtes actrice.
Film yıldızı falan değilim. Filmlerin hiçbir şeyi değilim.
Je ne suis pas actrice!
- Film yıldızı gibi.
- Il ressemble à une vedette de cinéma.
- Kim o? - Bir film yıldızı.
- Une vedette de cinéma.
Sonuçta bir film yıldızı.
C'est une vedette.
Özür dilerim, bayım, ama... siz, ünlü film yıldızı...
Excusez-moi monsieur, mais... Vous êtes, n'êtes vous pas...
Paul Henderson, kaybolan film yıldızı.
Paul Henderson, la vedette de films qui a disparu.
Büyük bir film yıldızı olacağım.
Je deviendrai une grande vedette.
Burada ben bir senatör ya da film yıldızı tipi görmedim, Freddie.
Personne qui ressemble à un sénateur ou à une vedette de cinéma.
Sen benim ilk film yıldızımsın.
Vous êtes ma première vedette.
Ne film yıldızı ne de jönler
" Pas même une star du cinéma
Senin dışında herkes başarısız olabilir. Sen hiç olmadın çünkü son 20 yıldır eski filmleri yeniden çevirip duruyorsun. Ne olduğunu biliyor musun?
On fait tous des bides, sauf toi, parce que tu refais le même film... depuis 20 ans.
Şey, biz film yıldızları ünlü olunca sanırım onun getirdiği küçük sıkıntılara da katlanmalıyız.
Nous récoltons la gloire il faut en accepter les revers.
O filmin gerçek yıldızıdır.
C'est elle, la vedette de notre film! Kathy Selden!
O çok ünlü bir film ve sahne yıldızı.
C'est un acteur célèbre.
İşte size bir örnek : İlk filmin gala gecesini hatırlıyorum. Bırakın aşkı, erkeklere ilgi duyduğunu bile belli etmeyen, özel hayatı gerçekten özel, ama halkın gözünde, çoktan yıldız olmuş bir kadın.
Voilà une fille, le soir de la première de son film, qui ne s'intéresse ni aux hommes, ni à l'amour, dont la vie privée est vraiment privée, mais dont les gens ont déjà fait une star.
42.caddedeki "yıldız" sinemasına eski bir filme gittim.
Un vieux film au théâtre Star sur la 42e rue.
" Ünlü yıldız Pauline Shields'ın da yer aldığı Arthur Baden'in son filmi... 'The Walls Are Closin In'de rol alıyordu.
Elle tournait dans le nouveau film d'Arthur Baden... avec Pauline Shields.
İlk önce, eski bir film yıldızı Alexandra Del Lago'yla yatakta.
Laisse-moi régler ça.
Sağlam bir film. 3 yıldır aralıksız gösterimde.
Il a tenu trois ans l'affiche.
Ya da yıldız... muhteşem bir filmde Sir Roger'ın hesabına yıldız olmaya.
Ou être la vedette d'un film somptueux aux frais de Sir Roger?
Film yıldızı olmayı sen istedin.
Attention.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]