Franklyn translate French
67 parallel translation
- Çavuş Franklyn ve ben.
Le sergent Franklin et moi.
Franklyn, onu da arabaya koy.
Franklin, mettez-la aussi dans le chariot.
Franklyn arabanın yanında kalır.
Franklin restera avec le chariot.
Peki şimdi Franklyn o karşıya doğru kaçarsa arabayı ne yapacak? Eğer karşıya geçerse.
Et que fera Franklin du chariot, s'il arrive à traverser?
- Bira da yok. - Franklyn...
Ni de bière, d'ailleurs.
Ve Yüzbaşı, ve Franklyn.
Et le capitaine? Et Franklin?
Ve Franklyn MacCormack'tan okumalar.
Place aux lectures de Franklin Macaulay.
Clarence Muse. T.C., Franklyn Ajaye und Mona
Là, c'est Franklin Ajaye, et Mona est autre chose.
Adım Franklyn Madson.
Je m'appelle Franklyn Madson.
Hayır, lütfen. Ben Doktor Jack Franklyn.
Je suis le Dr Jack Franklin.
Doktor Franklyn?
Dr Franklin?
Doktor Franklyn gitmiş, ama ofisindekiler hastalarından birinin Şabatlar'dan birine denk gelen bir doğumgünü olduğunu doğruluyorlar.
La secrétaire du Dr Franklin confirme que l'anniversaire d'une des patientes correspond à un sabbat.
Evet, Doktor Franklyn cilt gerdirmesinin riski az neredeyse risksiz bir işlem olduğunu söylemişti.
Le Dr Franklin a dit qu'un peeling chimique était anodin, presque... sans risque.
Jack Franklyn'e benziyor.
On dirait Jack Franklin.
Doktor Cox'ın bu hastaları on yıl önce öldürüp Doktor Franklyn'e dönüştüğü mü?
Le Dr Cox aurait tué ces patients avant de devenir le Dr Franklin?
Hayır, bu hastaları Doktor Franklyn'e dönüşebilmek için öldürdüğünü düşünüyorum.
Il a tué ces patients pour devenir le Dr Franklin.
- Doktor Franklyn'i bulmaya.
- Trouver le Dr Franklin.
Franklyn, sen hala çıkmadın mı?
Franklyn, tu n'es pas encore sorti de là?
- Franklyn.
- Franklyn.
Franklyn. Ben odana geliyor muyum?
Je vais dans ta chambre?
Her zaman sır dolusun, Franklyn.
Tu es tellement cachottier.
- Franklyn Figuera.
- Franklin Figueroa.
Şu anda, Franklin'den, en sevdiği mikroskobu kırdığım için özür diliyorum.
Je demande pardon à Franklyn d'avoir cassé son microscope.
Tamam, Her şeyden önce, Franklin, ağlama yoktu...
D'accord. Premièrement, Franklyn, je n'ai pas pleuré.
- Franklin, duydun. Söyle.
- Franklyn, répétez.
Peki, Çaylak. Seni ayak bileklerinden yakalayıp, Franklin'in laboratuvarının dekorasyonunu değiştirmeden önce defolup gitmen için bir şans vereceğim!
D'accord, bizut, je te laisse une chance de sortir d'ici avant que je t'attrape par les chevilles pour décorer le labo de Franklyn.
Oh, Franklin, özür dilerim.
Franklyn, je suis vraiment désolé.
- Franklyn...
- Franklyn...
Hayır, Franklyn, biz sadece bulmaca çözüyorduk ve..
Non, Franklyn, on faisait des mots croisés et...
Franklyn, hayır.
Franklyn, non.
Bay Lowenstein'ın idrar testlerini biraz hızlandırabilir misin, çünkü gelecek sene burs alabilmek için çok önemli bir görüşme yapmam gerekiyor.
Franklyn. Je me demandais si vous pouviez accélérer les analyses de Mr Lowenstein? Parce que j'ai une entrevue très importante pour une bourse l'an prochain.
Eğer bu idrar talilini şimdi analiz edersen, belki de seninle seks yaparım, ama muhtemelen yapmam.
Franklyn, si tu analyses cet échantillon d'urine tout de suite, peut-être que je coucherai avec toi, mais probablement pas.
Elliot, Franklyn ile konuşup senin idrar testini öne almasını mı sağladın?
Elliot, as tu demandé à Franklyn de faire les analyses de ton patient avant les miennes?
Elliot, kendi testlerinin benimkinden önce yapılması için, - Franklyn'in kulağında dil dansı yaptı.
Elliot a mis sa langue dans l'oreille de Franklyn pour qu'il fasse ses analyses avant les miennes.
Senin testleri hızlı almanın tek sebebi basket oynarken Franklyn'i seçiyor olman, faul atışlarını karpuzlama atıyor olsa bile.
La seule raison qui fait que tu as d'habitude tes résultats de labo si vite est parce que tu emmènes toujours Franklyn jouer au basket, bien qu'il fasse toujours ses lancer-franc n'importe comment.
Lütfen, Franklyn?
S'il te plaît, Franklyn?
"487 Franklyn Caddesi."
"487 Franklyn Street."
Franklyn kim?
Qui est Franklyn?
- Franklyn, aslan odada değil. - O...
- Franklyn, le lion n'est pas là.
Franklyn, seni görmek güzeldi.
Franklyn, ravi de vous avoir vu.
Ben senin için bir denge ve açıklık kaynağıyım, Franklyn.
Je suis une source de stabilité et de clarté. Je ne suis pas votre ami.
Franklyn, nevrotik olmasaydın ; çok daha kötüsü olurdun.
Franklyn, vous seriez quelque chose de bien pire.
Sanırım Franklyn'in güçsüz hissetmesine neden oluyorum.
Je suis désolé que Franklyn se sente impuissant à cause de moi.
Franklyn'den daha azimli biriyim.
Je suis plus tenace que Flanklyn.
Franklyn, bana Lassiter'in tüfeğini ver. Yapacağımız ilk şey..
Franklin, donnez-moi le fusil de Lassiter.
Doktor Franklyn'e saldırmasının sebebi buydu.
- Et elle a attaqué le Dr Franklin.
Doktor Franklyn iyi mi?
Le Dr Franklin n'est pas là?
Keşke bir kız arkadaş edinseydin.
Franklyn, je souhaiterais que tu aies une petite amie.
487...
- Unités en mouvement 487 Franklyn Street. " 487...
Franklyn Caddesi.
Franklyn Street.
Hayır. Bu senin seansın, Franklyn.
C'est votre heure, Franklyn.
frank 3349
frankie 650
franklin 164
franky 31
frankly 31
frankfurt 50
frankenstein 152
franko 19
frank james 16
frank nerede 16
frankie 650
franklin 164
franky 31
frankly 31
frankfurt 50
frankenstein 152
franko 19
frank james 16
frank nerede 16