Galiba öyle translate French
817 parallel translation
Galiba öyle söylüyor.
Il semble que c'est ce qu'il veut dire.
Galiba öyle.
Je crois bien.
- Galiba öyle.
Je pense aussi.
- Galiba öyle patron.
- Ça m'en a tout l'air.
Evet, galiba öyle.
Oui, je dois l'être.
Evet, galiba öyle.
Je présume que oui.
- Evet, galiba öyle.
- Oui, je crois que oui.
Evet, galiba öyle olmuş.
Sûrement.
- Galiba öyle.
- Sûrement.
- Galiba öyle. Ne dersen yapacağım.
Je ferai ce que vous voudrez.
- Galiba öyle. Anlayacağınız...
- Oui, vous voyez, c'est que...
Ne oluyor? Fazla mı içtin? Galiba öyle.
La gueule de bois, je crois.
Evet, galiba öyle.
Vous avez sans doute raison.
Evet, galiba öyle.
Sans doute, oui.
- Galiba öyle.
Je pense que si.
Galiba öyle.
Tu crois?
- Çok iyi bir çocuk. - Galiba öyle.
- C'est un sacré numéro.
Evet evet tatlım, galiba öyle.
Oui, ma chérie, je crois bien que c'est lui.
Galiba öyle.
Excusez-moi.
Galiba öyle.
En effet
Galiba öyle, üzerine biraz Rus çorbası dökmüşsün. - Rus çorbası mı?
Tu y as fait une petite tache de bortch!
Evet, galiba öyle.
Oui, j'imagine.
- Hayır ama ben gidemem. - Evet, galiba öyle.
Moi aussi.
Galiba öyle.
On dirait bien.
Galiba öyle Bana öğretmen gerekecek, Ritchie.
J'aimerais bien. Tu pourras m'apprendre Ritchie.
- Bunun için mi spor spikerliğini bıraktın? - Galiba öyle.
Tu as quitté ton travail à cause de l'alcool?
Mirakle galiba, ya da öyle bir şey.
Mirakle, je crois, ou quelque chose du genre.
Biz de pis, berbat insanlarız galiba, öyle mi?
Et nous sommes de sales pourris, j'imagine, hein?
Biraz kızgınız galiba, öyle mi?
Mais on est ronchon, aujourd'hui.
- Köpeğinden hoşlanmıyor galiba. - Evet, öyle.
- II ne semble pas aimer ton chien.
Evet, öyle değil mi? Galiba bir kitapta falan okumuştum.
J'ai dû lire ça quelque part.
- Evet, öyle duydum. Galiba şimdi de seni görmeye geliyorlar.
Ils viennent vous parler, il me semble.
- Galiba öyle.
- Quelle heure est-il?
- Galiba öyle.
- Vous avez raison.
- Galiba öyle.
- Je présume.
Galiba öyle.
Je suppose.
- Öyle galiba.
- Il me semble.
- Öyle oluyor galiba.
- On dirait.
İngiliz malı değil galiba, öyle mi?
Et pratique. Il n'est pas anglais, dis?
Bana öyle gelmese de galiba fazla soru soruyorum.
Si j'en demande trop... ça me semble pas être le cas.
Öyle galiba.
Je suppose.
Pek çoğu için öyle galiba.
C'est ce que pensent bien des gens.
Galiba çocuk yerine koyuyorsunuz beni. Ya, öyle mi?
Vous me traitez en enfant.
- Öyle galiba.
Le dirais-tu?
Bütün gece endişeli ve somurtkandın, galiba ikimiz de öyle idik!
Toute Ia soirée, vous étiez tendu. Nous l'étions tous Ies deux.
Bizimki, Kaufman'larınki ve üst kattaki o iki adam, galiba iç mimarlar, öyle bir şey.
Nous, les Kaufman au-dessus... plus ces deux décorateurs.
- Öyle galiba komutanım.
Oui, probablement.
Öyle galiba.
- On dirait.
Öyle galiba.
Oui, enfin, je crois.
Öyle galiba.
Je ne sais pas.
Her şey öyle hızlı olup bitti ki, galiba donup kaldım.
Ça a été si vite que je suis resté un instant abasourdi.
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle 4799
öyleyse 1938
öyleydi 571
öylesine 89
öylemi 130
öyleyim 490
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle 4799
öyleyse 1938
öyleydi 571
öylesine 89
öylemi 130
öyleyim 490
öyle olsun 692
öyle mi dersin 362
öyleymiş 51
öylesin 305
öyle bir şey değil 75
öyleyiz 77
öyledir 296
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102
öyle mi dersin 362
öyleymiş 51
öylesin 305
öyle bir şey değil 75
öyleyiz 77
öyledir 296
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102
öyle mi diyorsun 87
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle misin 81
öyle ki 92
öyle deme 154
öyle görünüyor 500
öylece 26
öyle olsun bakalım 50
öyleydim 119
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle misin 81
öyle ki 92
öyle deme 154
öyle görünüyor 500
öylece 26
öyle olsun bakalım 50
öyleydim 119