English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ G ] / Geldiginde

Geldiginde translate French

12,145 parallel translation
Muson geldiginde Pailin'e kadar varmistik.
On s'est arrêté à Pailin quand la mousson a frappé.
Bu yüzden, Ordudan as-al personeli okuluma geldiğinde, dedikleri mantıklı geldi.
Alors, quand le recruteur de l'armée est venu dans mon école, ça a eu un sens.
Polis seni tutuklamak için geldiğinde, onlara Osela'yı anlatmalısın.
Quand la police viendra t'arrêter, tu dois leur dire à propos d'Osela.
- Dalış anı geldiğinde haber verin.
Dites-moi quand nous pourrons plonger.
İlk olarak açıkça görülen o ki Irak'taki askerlik hizmeti esnasında travma başına geldiğinde TSSB'si ortaya çıkmış olmalı.
Il paraissait évident au départ que son PTSD devait provenir d'un traumatisme survenu pendant son combat en Irak.
Tam kapıya geldiğinde, peşindekiler onu yakalamışlar. Şuradaki ağaca kadar sürüklenmiş.
Mais avant d'y arriver ils l'ont rattrapé, et traîné jusqu'à cet arbre là-bas.
İş bir vurguna geldiğinde, yanımda iki Gecko'yu da istiyorum.
Pour décrocher le gros lot, je préfère les deux Gecko.
Ama o sırada ilk saldırgan üzerime geldiğinde, Bu körleştiren ışık parlaması gökyüzünü doldurdu.
Mais alors que le premier attaquant venait à moi, cet aveuglant flash de lumière a rempli le ciel.
Babam uzun görevlerden sonra eve geldiğinde annemle ikisi de aynısını yaparlardı.
Je me souviens de mes parents traversant la même chose quand mon père revenait d'un long déploiement.
Babam geri gelecek, geldiğinde değişmiş olacak gibi yapamıyordum.
Prétendre que mon père allait revenir et et qu'il serait différent, s'il revenait.
Kampüs polisi geldiğinde umrunda olacak ama!
Ce ne sera plus le cas quand la police du campus viendra!
Ve işlerine geldiğinde, bitiriyorlar.
Et quand cela leur convient, ils y mettent un terme.
Ekip Ivarı Karposev ve Anastasia Kolcheck'i almak için eve geldiğinde Karposev'i indirmek için yollanan vurucu timle karşılaştılar.
Quand l'équipe est arrivée à la cabane pour mettre Ivan Karposev et Anastasia Kolcheck en sécurité, ils sont tombés sur un commando qui était là pour emmener Karposev.
Tamam, zamanı geldiğinde söylerim galiba.
J'imagine que je lui en parlerai quand ce sera le bon moment.
Catherine'le zamanı geldiğinde konuşacağım.
Je parlerai à Catherine quand ce sera le bon moment.
"Anne, Bernard adında bir çocukla tanıştım." Ama her zaman dikkatin dağınıktı. Eve geldiğinde de yeteri kadar uğraşacağın şey vardı.
Maman, j'ai rencontré Bernard mais tu étais toujours préoccupée ; et après, à ton retour, tu avais suffisamment de problèmes.
Yani bugün eve geldiğinde tamamen seninim.
Dès qu'on rentre à la maison, je serai là juste pour toi.
Muhabir geldiğinde burada olmadığımızı görecek.
La journaliste viendra. Elle verra que nous ne sommes plus là.
Sorunlar geri geldiğinde hazır olduğumu düşünmüyordum ama hazırdım.
Quand les perturbations sont revenues, je ne pensais pas être prêt, mais je l'étais...
Daha iyisi geldiğinde de direkt üstüne atladı resmen.
Et dès que c'est arrivé, elle a sauté dessus. Littéralement.
Ve kuyrukluyıldız geldiğinde...
Quand la comète sera là...
Zamanı geldiğinde bizimle birlikte omuz omuza Defiance'ı koruyacaktır ama bu onun şartları ile olacaktır.
Je crois que quand l'heure arrivera, elle se tiendra avec nous, épaule contre épaule pour défendre Defiance, mais cela sera selon ses termes. Je dois y retourner.
- Bak, tek bildiğim Holden geldiğinde Gretchen, Antoine'ı kontrol ediyordu.
Je sais juste que Gretchen s'occupait d'Antoine à son arrivée.
Yaralı bir hasta içinde bir kurşun ile içeri geldiğinde ne olur Antoine gibi biri?
Sais-tu ce qui arrive quand un blessé par balle arrive avec une balle en lui... Comme Antoine?
Dev çimento parçası üzerimize geldiğinde arka koltukta oturuyordu. Durumu kötüydü.
Il était à l'arrière quand ce morceau de ciment est tombé... il a été salement amoché.
Bayan Henson, normalde işler bu noktaya geldiğinde kelepçeyi takarım ve gerisini savcıya bırakırım. Ama size bizimle iş birliği yapmanız için bir şans veriyorum.
C'est généralement à ce moment-là que je passe les menottes à quelqu'un et laisse le procureur se charger du reste, mais je vais vous donner une chance de coopérer...
Vakti geldiğinde biri sana ulaşacak.
Quelqu'un vous contactera en temps utile.
Geldiğinde de ona bu gece bir konferansa gitmem gerektiğini ve söylemeyi unuttuğumu iletebilir misin?
Puis, à son retour, pouvez-vous expliquer que j'avais oublié devoir aller à une conférence ce soir.
Unutmayın, Hardy geldiğinde, onu ben öldüreceğim.
Rappelez-vous, quand Hardy arrive, c'est à moi de le tuer.
Fakat geri geldiğinde burada olacağımı sanmıyorum.
Mais je ne pense pas être là quand tu reviendras.
Geldiğinde benim nasıl biri olduğumu biliyordun ve artık karar verme vakti.
Tu savais qui j'étais quand tu l'as fait, maintenant, tu dois te décider.
Bütün o yolu geldiğiniz için teşekkür ederim ama son geldiğinde beklememi söylemiştin ve o bir hafta önceydi.
J'apprécie que vous ayez fait tout ce chemin jusque ici, mais la dernière fois que vous êtes venus à moi, Vous m'avez dis de rester assise et c'était il y a une semaine.
Sadece diğer tarafa geldiğinde yanında ol.
Il faudra juste être là quand il aura besoin.
Zamanı geldiğinde, seçme şansın olmayabilir. Eğer Cotton'un yaşamasını istiyorsan tabii.
Quand le moment sera venu, tu n'auras pas le choix si tu veux que ton Cotton vive.
Sen ve annem böyle düşünmeyebilirsiniz. Ama zamanı geldiğinde yanıldığınızı ikinize de kanıtlayacağım.
Ma mère et vous pensez que non, mais je vous prouverais le contraire au moment voulu.
Yani zamanı geldiğinde hepsi dibe vuracak.
Qui risque de dégringoler à l'ouverture de la bourse.
New York Times geldiğinde yazımı okuyabilirsin. Ow!
Vous pourrez lire mon histoire quand elle paraîtra dans le New York Times.
Boynundan vurulmuş ama ambulans geldiğinde hâlâ kendindeymiş.
Une balle dans le cou, mais il était toujours conscient quand les ambulanciers l'ont emmené.
Büyük Tehlike silahı almaya geldiğinde onu biraz şaşırttık.
Et quand Big Hazard est venu le récupérer, nous l'avons surpris.
50 yaşına geldiğinde ve hayatının içine ettiğini anladığında o defter tekrar açılabilir.
Tu te réveilleras à 50 ans en réalisant que tu t'es plantée.
Dedi ki "Oğlum, Noel geldiğinde Sidewinder'ı alacaksın."
Il a dit : "À Noël, t'auras ton Sidewinder."
Sadece teslimat geldiğinde 50 bin ödeme olacağını biliyor. O nedenle telefonun çalmasını bekliyor.
Juste qu'il recevra 50 000 $ à la livraison, il attend l'appel.
Aklıma geldiğinde bayağı heyecan yapmıştım hatta.
J'étais emballé quand j'ai eu l'idée.
Alex'in annesini öldürdün. Vakit geldiğinde, o borcu ödemeni ve onun için hayatını vermeni bekliyorum.
Tu as tué la mère d'Alex, et quand le temps viendra, je m'attends à ce que tu paies cette dette.
I buraya geldiğinde, torpil o şehri kurtarmak için benim kaderim olduğunu söyledi.
Quand je suis venu ici, l'Oracle m'a dit c'était mon destin pour sauver la ville.
Elbette, gri noktalar var ama işin özüne indiğinde, sadedine geldiğinde her tercihin arkasında, ya 1 ya 0 vardır.
Évidemment, il y a des nuances de gris mais quand on va en profondeur, à la base, en dessous de chaque choix, il y a soit un 1 soit un 0.
Vakti geldiğinde götüreceğim.
Quand le moment sera venu.
Çocuk buraya gelmeden kekleri pencerenin önüne koyalım,... geldiğinde, Max, sakın arkanı dönme.
Amenons ces cupcakes à la fenêtre avant que le gars arrive et Max, quand il sera là, ne te retourne pas.
Böylece her aklıma geldiğinde kendimi merdiven boşluğuna atmam.
Ce serait bien de pas me jeter en bas des escaliers à chaque fois que j'ai un pressentiment.
Konuşma sırası bize geldiğinde dönmüş olmazsam,... oyalayın.
Si je ne suis pas revenue quand c'est notre tour de parler, occupe-les.
Ve o gün Tate. hayatımı o şekilde mahvettiği için özür dilemeye evime geldiğinde. anılarım canlandı.
Et quand Tate s'est présenté chez moi ce jour là pour s'excuser de la façon avec laquelle il avait ruiné ma vie, tout est revenu en masse.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]