Gitmiyor translate French
6,522 parallel translation
İçinizden birisi çarka çıkıp bana olan sadakatini kanıtlamadığı sürece kimse buradan gitmiyor.
Personne ne sort d'ici avant que l'un d'entre vous n'y soit attaché... et me prouve sa loyauté et sa confiance.
Niye normal insanlar gibi beyzbol sopasıyla arabama dalıp yoluna gitmiyor?
Pourquoi elle ne vient pas me casser ma voiture comme une personne normale et aller de l'avant?
Çocuklar çok hevesli olmadığı sürece... bu tip gezilere pek gitmiyor.
Les jeunes ne s'inscrivent pas ici sans une forte motivation.
Kimse bir yere gitmiyor.
Personne ne prend la mer.
Gitmiyor muyuz?
On doit... y aller?
Hindistan'a filan gitmiyor?
- Pour aller en Inde ou ailleurs.
Adamim, kafam hic bir yere gitmiyor
- Pas de danger que je me lève.
çok sessiz hosuma gitmiyor
C'est trop calme. Je n'aime pas ça.
Yüzüm hoşuna gitmiyor mu? Buna inanmıyorum.
Je ne le crois pas.
Disarida durum iyiye gitmiyor millet.
Ça ne s'arrange pas dehors, mes amis.
Hoşuma gitmiyor.
Je n'aime pas ça.
Bilmiyorum Hiç hoşuma gitmiyor Frankie.
Je ne sais pas. Je n'aime pas ça, Frankie.
Şu an şartları aleyhime çevirmeniz hoşuma gitmiyor.
Vous vous en sortirez. Ce que je n'apprécie pas c'est que vous changiez les termes maintenant.
Ona bilgi vermemek konusunda kendi fikrimi belirmek istediğimi de söyle. Çünkü bilgi verilmemek hoşuma gitmiyor.
Eh bien dites-lui que j'aimerais bien donner mon opinion, aussi, sur le fait d'être gardé dans l'ignorance et tenu à l'écart.
Gitmiyor musun yoksa?
Tu ne le fais pas?
Özel hayatım da pek iyi gitmiyor aslında.
Côté privé, c'est pas génial.
İnsanların hoşuna gitmiyor. Takılıyorum yahu.
Je fais que me moquer, mec.
Şimdilik kimse bir yere gitmiyor.
Personne ne va nulle part encore.
Çocuğun için okul inşa ediyorsun ve o okula gitmiyor mu yani şimdi?
Vous avez construit une école pour votre fils, et maintenant il ne va même pas y aller.
Onun pek hoşuna gitmiyor ama ben ikna ettim.
Mais tu sais comment elle est, mais j'ai réussi à la convaincre...
Ben izin vermedikçe hiçbir yere gitmiyor.
Il ne va nulle part tant que je ne l'ai pas dit.
Hiçbir yere gitmiyor.
Il n'ira nulle part.
Bay Kol bu hiç hoşuma gitmiyor.
Mr. Kol, je n'aime pas ça.
Dr. Greene, bence bir şeyler yolunda gitmiyor.
Docteur Greene, quelque chose ne va pas.
- Bir şeyler yolunda gitmiyor.
Quelque chose cloche.
Viski ve rom birlikte iyi gitmiyor.
Eh bien... Le whisky et le rhum ne font pas bon ménage.
Enoch Klondike'a gitmiyor baba.
Enoch ne va pas au Klondike, père.
Ama kıskanç olduğum hissini sevmiyorum. Kıskanç olduğum fikri hoşuma gitmiyor.
Mais je n'aime pas... me sentir jaloux, je n'aime pas savoir que je suis une personne jalouse.
Evet ama savunmasız bir şekilde oturuyorsun, hoşuma gitmiyor.
Mais tu es une cible facile. Je n'aime pas ça.
Bu tehditler hoşuma gitmiyor.
Je n'aime pas ces menaces.
Seni uyarmaya çalışıyorum, ama insanların senden... farklı düşünmesi hoşuma gitmiyor.
J'essaye de te prévenir, mais tu n'aimes pas ça quand les gens sont en désaccord avec toi.
- Kongresel bir soruşturma tarafından acımasızca sorgulanmak, en az senin kadar benim de hoşuma gitmiyor.
Ecoutez, je n'aime pas être grillé tout comme vous par une audition du Congrès. Mais nous n'allons pas nous écarter.
Jessica'yı bulduklarından beri karnımda bir ağrı var ve bir türlü gitmiyor.
Depuis qu'ils ont trouvé Jessica, J'ai... une sensation de malaise dans mon estomac et ça ne veut pas partir.
Annen hapse falan gitmiyor, Cody.
Ta mère ne va pas aller en prison, Cody.
Benim de çok hoşuma gitmiyor.
Je ne l'aime plus tant que ça.
Yuhalayınca daha hızlı gitmiyor!
Le huer ne le fera pas accélérer!
Kızlar bir yere gitmiyor.
Les filles ne vont nulle part.
Bu hiç hoşuma gitmiyor.
Je n'aime pas ça.
Benim de gitmiyor ama Junior'ın tepkilerini gördün.
Moi non plus, mais tu as vu la réaction de Junior.
- Burada olmak hiç hoşuma gitmiyor.
J'aime pas être ici. Moi non plus.
Kimse bir yere gitmiyor.
Personne ne va nulle part.
Hiç gitmiyor.
Pas du tout.
Bu bir yere gitmiyor.
Celui-ci ne va nulle part.
Böyle biri olmak hoşuma gitmiyor, ama son zamanlarda gerçekten kötü kararlar vermeye başladın, bunlardan birisi hastahanede yatmak.
Je n'apprécie pas être cette personne, mais tu as prises de très mauvaises décisions dernièrement, dont une qui t'as fait atterrir à l'hôpital.
- Bu öksürük sesi hiç hoşuma gitmiyor.
Je n'aime pas le son de cette toux.
Kimse gitmiyor, Frank.
Personne n'y va, Frank.
Hayatım hiç yolunda gitmiyor, Frank.
Ma vie tourne en rond, Frank.
Neden işler istediğim gibi gitmiyor?
Depuis quand la vie me sourit?
Görünüşe göre işler son zamanlarda istediğin gibi gitmiyor.
On dirait que... la vie est dure pour vous en ce moment.
Etrafta böyle aşna fişne yapman hiç hoşuma gitmiyor.
C'est immoral.
- Gitmiyor.
Pas encore.
gitmiyorum 214
gitmiyor musun 26
gitmiyoruz 47
gitmiyor muyuz 27
gitmiyorsun 77
gitmiş 384
gitmişti 26
gitmiş mi 29
gitmişler 92
gitmiyor musun 26
gitmiyoruz 47
gitmiyor muyuz 27
gitmiyorsun 77
gitmiş 384
gitmişti 26
gitmiş mi 29
gitmişler 92