Günü translate French
34,199 parallel translation
Sana uygun bir doğum günü hediyesi veremedim.
Je ne t'ai jamais donné un vrai cadeau d'anniversaire.
O yüzden kızının doğum günü partisinde onu köşeye sıkıştırdın ve onu eşcinsel olduğuna ikna etmeye çalıştın.
Parce que vous l'avez accaparé à la fête de votre fille et vous avez essayé de la convaincre qu'elle est gay.
Her iş günü borsa açıldığında insanları bir şeye inanmaları için kandırırız.
Chaque jour, à l'ouverture du marché, on dupe les gens dans une croyance. Au rêve Américain...
Sanırım Anma Günü'nün olduğu hafta sonuydu.
C'était durant la nuit du week-end du Memorial Day.
Pekin tesisimizi salı günü sabah tam 9'da ziyaret edeceksiniz.
Vous visiterez nos bâtiments de Beijing jeudi à 9 heures du matin.
Tren platformundaki o günü düşünmeden edemiyorum.
J'arrête pas de penser à ce jour sur le quai de la gare.
Sanırım günü sağ geçirmek için daha fazla kafeine ihtiyacım olacak.
Il va me falloir plus de café pour tenir toute la journée.
Doğum günü hediyelerimizi ektin mi?
T'as placé nos cadeaux d'anniversaire?
Hangimizin Sevgililer Günü daha berbat geçti diyorduk.
Nous parlions de qui avait eu la pire Saint Valentin.
Her ne olduysa, Launa Cruz'un Sevgililer Günü'nü hepimizden daha kötü geçirdiği konusunda hemfikiriz sanırım.
Dans tous les cas, je pense que nous pouvons dire que Launa Cruz passe une bien pire Saint Valentin que chacun d'entre nous.
- Sevgililer Günü.
C'est la Saint-Valentin.
Sevgililer Günü.
C'est la Saint-Valentin.
Sevgililer Günü'nü unuttum.
J'ai oublié la Saint Valentin.
Sevgililer Günü'n kutlu olsun bebeğim.
Joyeuse Saint-Valentin.
Kandırıldın çünkü sana öz, hakiki bir Sevgililer Günü sürprizi yapmak istedim bebeğim.
Mais, je t'ai eu parce que je voulais pouvoir te donner une vraie, authentique Saint Valentin surprise!
Tamam, berbat Sevgililer Günü öyküm böyle.
Ma pauvre histoire de la Saint-Valentin.
Kocam Sevgililer Günü'nü bir telekızla geçirse ben de silahla giderdim.
Si mon mari passait le jour de la Saint-Valentin avec une pute, je serais aussi venue avec une arme.
Sevgililer Günü'nü bu adamla mı geçirdin?
C'est l'homme avec qui vous avez passé la Saint-Valentin.
Hatta aynı hindili İsveç sandviçinden söyledik ve o günü andık.
Nous avons même commandé le même sandwich à la dinde suisse et souvenu.
Berbat Sevgililer Günü deneyimimi duymak isteyeceğinizi sanmıyorum.
Je pense que vous n'avez pas envie d'entendre mon horrible expérience de Saint-Valentin.
Sevgililer Günü öykünü anlatabilirsin.
Raconte-nous ton histoire de la Saint-Valentin.
Sevgililer Günü öykümü anlatacağım.
Je vais vous raconter mon histoire de la Saint-Valentin.
"Sevgililer Günü'n Kutlu Olsun. Danny" yazdım.
"Joyeuse Saint-Valentin, Danny."
Bu benim Sevgililer Günü ritüelim.
C'est mon rituel de Saint-Valentin.
Sevgililer Günü'nü en kötü kim geçirdi tartışmasına son vermenin zamanı geldi sanırım, değil mi?
On peut dire qui a passé la pire Saint-Valentin?
Bakın, internette tanıştık ve ikimiz de ucuz Sevgililer Günü zırvaları istemedik. Sonuçta... - Burada buluşu...
On s'est rencontrés en ligne et aucun de nous ne cherchait à faire la chose de la Saint-Valentin, on va juste...
Tamam, her şey Sevgililer Günü sabahı başladı.
Tout a commencé le matin de la Saint-Valentin.
- Sevgililer Günü'nü berbat ettim. - Ne yalan söyleyeyim.
J'ai vraiment ruiné notre Saint-Valentin.
Yarın Bağımsızlık Günü. Perişan hâle geleceğim bir barbekü bulacağım.
Demain, c'est le 4 juillet, je vais chercher une fête où me sentir minable.
Bu gece meşguldüm çünkü tatil günü avukatımla tartışıyordum. Bunu almak için.
J'étais occupée parce que je harcelais mon avocat un jour férié... pour ça.
Doğum günü hediyen.
C'est mon cadeau d'anniversaire.
Salı günü bir mektup alacaksın.
Mardi, tu recevras une lettre.
Sonuçta ulusumuzun doğum günü bugün, hemen sadede gelelim.
C'est l'anniversaire de la nation, après tout, Passons aux choses sérieuses.
Bu cuma günü öğleden itibaren bunu söylediğim için üzgünüm, Washington Township tesisi federal hükümetin yönetimine geçecek.
Ce vendredi à minuit, Je suis désolé de vous dire que la centrale du canton de Washington sera prise en charge par le gouvernement.
- Doğum günü, değil mi?
Son anniversaire, c'est ça?
Bu günü binlerce kere hayal etmişimdir seni bulduğumu, üzgün olduğunu söylediğini, aslında beni sevdiğini.
j'ai imaginé ce jour des milliers de fois... te trouver, entendre que t'es désolée, que tu m'as réellement aimée.
Maçlar pazar günü değil.
On ne joue pas le dimanche.
Güneşin batışından doğuşuna, haftanın yedi günü çalışırdık.
Nous travaillions du coucher du soleil au lever du jour, sept jours par semaine.
Sevgililer Günü senin en sevdiğin bayram hatırladın mı?
C'est la Saint Valentin, ta fête préférée.
Bugün Sevgililer Günü.
C'est la Saint Valentin.
- Sevgililer Günü'nde mi? - Evet.
À la Saint Valentin?
- Pekâlâ, Sin Rostro görüşmesi günü...
Donc le jour de la rencontre...
Salı günü, hayatımızın en güzel anılarıyla döneceğiz.
On sera de retour lundi avec une histoire pour la vie.
Pizza günü!
Journée pizza.
Margaret'ın doğum günü için pasta aldık.
Nous avons un gâteau pour l'anniversaire de Margaret.
Almayacağız. Şu seyahat biletlerini verip, bu upuzun günü bitirirseniz harika olur.
Si on pouvait avoir ces tickets de croisière et terminer cette longue journée, ce serait fantastique.
Yarın havaalanına ücretsiz servisle gitmek zorundayız. Çünkü 27 iş günü daha fakiriz.
On doit prendre la navette pour l'aéroport demain, parce qu'on est encore pauvres pendant 27 jours.
Sue Tv parasının yarısını ödemek için doğum günü harçlığı ve patatesçi maaşını kullandı, hatta psikolojik bir deneye katıldı.
Alors, Sue a réunit les sous de son anniversaire, sa paie de Spudsy, et a même participé a une expérience psychologique pour payer sa part de la télé.
Sevgililer Günü mucizesi bu!
c'est un miracle de la Saint Valentin!
Bugün çöp toplama günü.
Où est la poubelle?
Bugün Hitler'in doğum günü.
Aujourd'hui c'est l'anniversaire d'Hitler.