Hissettim translate French
7,553 parallel translation
Önemli bir şey yapıyor gibi görünmem gerektiğini hissettim.
Je sentais que je devais faire quelque chose d'important.
Bu uzunca bir süre sanki... - - Yine kalkıp gidecekmiş gibi hissettim.
Je sentait qu'un jour... elle se lèverait et y retournerait.
Bugün orada hissettim tüm utanç oldu.
Aujourd'hui, j'ai ressenti de la honte. Mais si tu es revenu pour respecter Dieu et prêt à changer,
Ama yalancı olur Seni ben beri hissettim değil dedi eğer.
Mais je mentirais si je te disais que je ne l'ai pas été depuis.
Yüzüme vuruyor gibi hissettim.
C'était comme ci il remuait le couteau dans la plaie.
Bunu ilk duyduğumda kendimi ona yakın hissettim.
Et une fois que j'ai entendu ça, j'étais presque son esclave.
Kontrolü verince özgür hissettim. Sorumluluklardan karar vermekten.
En donnant le contrôle, je me sentais libre, de responsabilités.
Güvende hissettim.
De la prise de décisions. Je me sentais en sécurité.
Sonra bir yerlerde seni kaybettiğimi hissettim.
Et à un moment donné, j'ai cru te perdre.
Hissettim. Bütün dünya gitmişti.
Le monde entier aussi.
Bisikletini haşat ettiğim için kötü hissettim.
Je me sentais mal de t'être rentrée dedans.
Sadece, seninle biraz daha özel şeyler hissettim.
Mais j'ai senti une grande attirance pour vous.
Bu sabah, önümde bir 50 yıl daha var gibi hissettim.
Vous savez, ce matin, je sens que j'ai encore 50 ans devant moi.
Ve o şeyin yanımdan geçtiğini hissettim.
Je l'ai senti me frôler, putain.
Boynumda bir şey hissettim! Bir şey hissettim!
J'ai senti quelque chose, sur la nuque.
Kapana kısılmış hissettim.
Je me sentais pris au piège.
- O konuda çok kötü hissettim.
Je m'en veux terriblement.
Kendimi orangutan gibi hissettim.
Je me sentais comme un gorille.
Sona doğru harbi harbi Kubrick'mişim gibi hissettim.
À la fin, je me suis presque senti comme si j'étais vraiment Kubrick.
Aramızdaki bağın koptuğunu hissettim sadece.
On n'est plus sur la même longueur d'onde.
Evet, ben de öyle hissettim.
Ça me fait la même impression.
Aptal gibi hissettim kendimi.
- Je me suis sentie bête.
Dün gece kendimi o kadar iyi hissettim ki.
Hier soir m'a fait un bien fou.
Seninle her şeyi paylaşabilirmişim gibi hissettim.
Je peux vraiment tout te dire.
Daha sonra sen sinirlendin ve ben aniden şöyle hissettim :
Puis, tu l'as retourné. Et tout d'un coup...
Sanki karımla karşılaşmış gibi hissettim.
- Je me sens un peu comme le mari trompe. - Ha!
O gittikten birkaç ay sonra kendimi o kadar yalnız hissettim ki.
Les mois suivants, je me suis sentie très seule.
Hayatım boyunca bunu hissettim.
Je me suis senti comme ça toute ma vie.
Birini hissettim.
Je sens quelqu'un.
Biliyormusun, Mahvolmuş hissettim, ama ne yaptım biliyormusun?
Tu sais, je me sentais étouffée, aussi, mais tu sais ce que j'ai fait?
Sen önlem deyince neden beni kastettiğini hissettim?
Quand tu dis précautions... Pourquoi tu viens vers moi?
Delikanlılığımdan beri ilk defa sonraki adımımın belirsiz olduğunu hissettim.
Pour la première fois depuis longtemps, j'étais hésitant.
Vücudum kablonun üzerindeyken, kalpten gelen bir şeyi hissettim.
Avec la même tout mon poids sur le fil - - Je me sens bien.Sentant que le fil me soutient.
Kabloyu kulelerin desteklediğini hissettim.
Je me sens tour soutient fil.
Ve sonra, bir şey hissettim.
Je me suis senti quelque chose...
Minnettar hissettim.
Je me sentais reconnaissante.
Sayıklarken bir varlığı hissettim.
Dans mon délire, je sentais une présence.
Red'e yaklaştıkça, daha boş hissettim.
Mais plus je m'approchais de Red, plus le vide en moi se faisait sentir.
Kendimi burada her zaman çok güvende hissettim.
Je me suis toujours sentie en sécurité ici.
Kafasının arkasından hissettim.
J'ai touché l'arrière de sa tête.
Onu kavradım, öyle hissettim...
Je l'ai soulevé, et j'ai senti...
Çünkü bu şeyi hissettim, ve bu güzel...
Car je ressens ces choses, et c'est bien...
Evet, çok hissettim.
Je la sens aussi.
O heyecanı hissettim hayatında herhangi bir şeyi yeniden hissettiğin ve üniversiteye gittiğimiz zaman ki gibi.
J'ai eu cette excitation, comme quand tu sèches l'école, et ta vie peut redevenir autre chose.
Söyledin, evet, daha iyi hissettim, fakat hissetmiyorsun yani yalan söylüyorsun.
Vous dîtes que ça va mieux mais c'est faux, donc vous mentez.
Daha iyi hisssetmiyorsun, ama hissettim dedin.
Vous ne vous sentez pas mieux.
Sadece bacağımı çekmek istiyormuşsun gibi hissettim...
Tu mets mes jambes...
Evet, evet, evet. Hemen hissettim.
Oui, je le sens déjà.
- Sanırım bir şey hissettim.
J'ai senti quelque chose.
Vay be, birden daha iyi hissettim.
Je me sens mieux, tout d'un coup.
Sadece endişeliydim ve konuşmak zorunda hissettim. - Çok garip davranıyor.
- Elle agit vraiment bizarrement.