Hiç görmedim translate French
4,667 parallel translation
Çoğu tılsımı bilirim ama bunu hiç görmedim.
Je connais la plupart des talismans, mais je n'ai jamais vu celui-là.
Bugün gördüklerim gibisini daha önce hiç görmedim.
Jamais je n'avais vu ce que j'ai vu aujourd'hui.
Neyse, tipi başladı ve birbirimizden ayrıldık. Bir daha da onları hiç görmedim.
Enfin, une tempête s'est levée et... on a été séparés tous les trois :
Onları hiç görmedim.Oturabilir miyim?
J'ai vu, je peux m'asseoir?
Hiç görmedim.
Non, rien de tel.
Yüzünü daha önce hiç görmedim.
Un visage que j'avais jamais vu.
Bunu neden daha önce hiç görmedim?
Pourquoi n'ai-je jamais remarque cela avant?
Daha önce tek bir adamda böyle güzellik ve erkeksilik hiç görmedim.
Je n'ai jamais vu une telle beauté et masculinité dans un homme avant.
O adamı hiç görmedim. Nereden çıktı. Yemin ederim, görmedim.
Je l'ai pas vu, il est sorti de nulle part.
Kaiju deri paraziti mi o? Canlısını hiç görmedim!
Un parasite de peau de kaiju?
Daha önce hiç görmedim.
J'avais jamais vu ça!
Bugün hiç görmedim.
Je ne l'ai pas encore vue.
- Ne? Bu kadını daha önce hiç görmedim.
Non, je ne la connais pas.
- Onu daha önce hiç görmedim.
Et toi? Je l'ai jamais vue.
O olaydan sonra taşındı ve bir daha onu hiç görmedim.
Mais ensuite, il a déménagé et jamais je l'ai revu.
- Hayatımda bu adamı daha önce hiç görmedim.
- Inconnu au bataillon.
Onu bir daha hiç görmedim.
Je ne l'ai plus revu.
Daha önce hiç görmedim.
Eve : Je ne l'ai jamais vu avant.
- Doğruyu söylemek gerekirse, onu daha önce hiç görmedim.
- En fait, je ne l'ai jamais vue.
Onları neredeyse hiç görmedim.
Je les voyais d'ailleurs très peu. Je ne vois personne.
Hiç görmedim ve hep sizi izliyordum.
Je ne l'avais pas remarqué alors que je regardais droit sur vous
Görüyorsun ya, ben bu kişiyle hiç karşılaşmadım ve bu kişiyi eylem yaparken hiç görmedim.
Je n'avais jamais rencontré cette personne et ne l'avait vue à l'œuvre.
Onu daha önce hiç görmedim.
Je ne l'ai jamais vue.
Kuşkusuz, onu son zamanlarda neredeyse hiç görmedim.
Bien sûr, je l'ai à peine vu, récemment.
Samoushenka'yı aslında hiç görmedim, Savoy'da oturmaktan başka bir şey yapmazdı, ayak işlerine Nita'yı gönderirdi.
Jamais vu Samoushenka, elle restait au Savoy et envoyait Nita en courses.
Hayır, hiç görmedim.
Non, pas du tout.
Bu kadını hiç görmedim.
Je ne l'ai jamais vue avant...
Onları hiç görmedim, hiç koklamadım bağırışlarını duymadım.
Je ne les ai jamais vus, jamais sentis, ni jamais entendus brailler.
- Yok hiç görmedim.
Non, je ne sais pas où il est.
-... ama boşa giden... onca zaman boyunca... adaletin böyle acımasızca yanlış yaptığını hiç görmedim.
C'est génial... Mais jamais, dans ce long catalogue de temps perdu, j'ai vu un echec de la justice aussi attroce.
Daha önce hiç böylesini görmedim.
Jamais.
Hiç silah görmedim.
Je ne vois pas d'armes.
Hic gormedim, Ama eski bir kesisin boyle bir agaci oldugunu duydum,
Non, mais on raconte qu'un moine avait un arbre comme celui-là.
Hiç öylesini görmedim.
Jamais rien vu de tel.
Ben Bay Gatsby'i hiç görmedim efendim.
Je ne l'ai jamais vu.
- Dinle, hayatımın üçte biri boyunca iblis avlayıp durdum ve tüm bu süre içerisinde hiç melek görmedim.
Je croyais... Je chasse des démons depuis toujours et je n'ai jamais vu un ange.
Savaştığım bunca yıl boyunca hiç böyle bir şey görmedim.
De toutes mes années de guerre, je n'avais encore jamais vu un tel exploit.
Hiç birşey görmedim.
J'ai rien vu.
Annenle çıkmaya başladığımdan beri seni hiç elinden geleni yaparken görmedim dostum.
Depuis que je sors avec ta mère, je ne t'ai jamais vu faire d'efforts.
Eckles'ın yanında da hiç Bodach görmedim.
Pourtant je n'ai jamais vu de bodachs autour d'Eckles non plus.
Hİç görmedim.
Je ne l'ai jamais revu.
Seni aylardır tanıyorum, Robert, hiç vazgeçtiğini görmedim.
Depuis que je vous connais, Robert, vous n'avez jamais baissé les bras.
Daha önce hiç böyle bir şey görmedim.
Ne jamais rien vu de tel.
Biliyor musun, Seni hic onunla birlikte gormedim.
Je ne vous ai jamais vu avec elle.
Hayatımda hiç doğum görmedim.
Je n'ai jamais vu ça.
Kendimi hiç öyle çok yakışıklı biri olarak görmedim.
Je ne me suis jamais vu comme un mec de l'élite.
Hiç kimseyi görmedim.
J'ai vu personne, alors...
Tabi ya, ben hayatımda hiç masum kız görmedim de!
Oh ouais, je n'ai jamais vu de fille plus innocente qu'elle de toute ma vie!
Buraya gelmeden önce hiç av hayvanı görmedim.
Je n'ai jamais vu de jeu avant devenir ici.
Ben hiç açık görmedim.
Je ne l'ai jamais vue ouverte.
Paris'teki lağımda süründüğümden bu yana, hiç bu kadar berbat bir şey görmedim.
Je n'ai vu quelque chose de dégoûtant dans les égouts de Paris.