Homer j translate French
234 parallel translation
Homer J. Simpson, sen bir dahisin.
Homer J. Simpson, tu es un génie.
Merhaba. Bugün Homer J'in günü.
Aujourd'hui, ça va être mon grand jour.
36 yıl önce, bir kadın, bir erkek çocuk doğurdu, adını Homer J. Simp...
Il y a 36 ans, une femme a donné naissance à Homer J. Simp...
Herneyse, Bay X, "Marge, eğer bu seni hala azdırmadıysa benim adım Homer J. Simpson." dedi.
M. X dit toujours "Marge, si avec ça tu t'emballes pas, je m'appelle pas Homer Simpson!"
Hayır, hata yok. Homer J. Simpson'ın ölmesiyle birlikte elektriğiniz kesildi.
L'électricité était au nom de Homer J. Simpson, décédé.
Beni dinleyin!
Ecoutez-moi. Je suis Homer J. Simpson.
Ben Homer J. Simpson'ım!
Vous me croyez mort, à tort.
Belki de üstünde Simpson yazan diğer mezardır.
Celle qui dit "Simpson". Homer J. Simpson Sa mort nous profitera
Amirim, Homer J. Simpson yazıyor.
- Vous lisiez à l'envers.
Benim adım, Homer J. Simp son.
Je m'appelle Homer J. Simp...
Ve her şeyi Springfield Nükleer Santrali'ne, Homer J. adına gönderin.
Non! Ne donne pas ton vrai nom ou Bart saura.
Eğer Homer sağ olsaydı benim de3 bir radyom olurdu.
S'il était là, j'aurais une radio.
Homer ve ben Lingayen Körfezi'ndeki çarpışmada beraberdik, ama bundan haberimiz yoktu.
J'ai fait la bataille du golfe de Lingayen avec Homer. Mais sans le savoir!
Hemen geliyorum, Homer.
J'arrive.
Uyanık olduğunu gördüm, Homer. Pencereden seni gördüm.
J'ai regardé à travers la vitre et j'ai vu que tu étais debout.
Homer arayınca, yeni siyah taftanı ödünç almayı düşündüm.
J'ai voulu mettre ta robe en taffetas noir, ce soir.
Sizinle tanışmak için sabırsızlanıyordum. Homer'ın böyle güzel bir yeğeni olduğundan haberim yoktu.
J'ignorais que Homer avait une nièce si belle...
Ama burayı bitirdiğim zaman gideceğim. Ama teşekkürler. - Senyor Homer?
Mais quand j'en aurai fini ici, je m'en irai.
Homer hakkında anlatacak çok şey var ve...
J'ai tant de choses à vous dire... Sur Homer et...
Vay canına! Kendi kendime hep derim ya bu adam Homer'ini tanıyor.
J'aurais dû en faire autant avec mon oncle, mais peu importe, ils recevront mon message!
Sen olduğunu biliyorum, Homer.
Je sais que j'ai pas rempli notre contrat, mais je peux aller en colonie?
Efendim, performansınız beni benden aldı adeta diyebilirim.
Homer, j'ai préparé une surprise rien que pour toi.
Ne de olsa Homer, doğal arzularım var benim. Dediğini anladım.
Après tout, Homer, j'ai des appétits on ne peut plus normaux.
Homer, "kahraman" kelimesini pek sık kullanmam.
J'ai une chance?
Homer, sana adil bir teklif sunacağım.
Homer, j'ai une proposition à vous faire, sincère et honnête.
Homer bana, kendi yaptığı bir banyo süngeri verdi.
J'ai dû frotter Homer dans son bain.
Homer, benim öksürüğüm bile bundan daha korkunç.
Homer, j'ai déjà recraché des trucs plus effrayants que ça.
Homer, senin için özel bir süpriz hazırladım.
Homer, j'ai préparé une surprise rien que pour toi.
Ama sonra düşündüm ki madem Homer kadın olmak istiyor, olsun.
Puis j'ai pensé : "Si Homer veut devenir une femme, c'est son choix."
Umarım, Deli Homer'a aldırmazsınız.
J'espère que ce que veut faire ce fou de Homer ne vous ennuiera pas.
Don Homer sizin için özel bir çörek pişirdim.
Don Homer, j'ai cuit ce beignet spécialement pour vous.
Homer umarım Crusher ve Low Blow canını yakmamıştır.
Homer. J'espère qu'Ecraseur et Coup Bas ne vous ont pas fait de mal.
- Homer, sadece testi açıklamaya çalışıyorum.
- Homer, j'expliquais l'examen.
Homer, ikimizin de başını büyük belaya sokabilecek çılgın bir fikrim var.
Homer, j'ai envie de faire une folie qui pourrait nous attirer des ennuis.
Elimde, bir çörek karşılığı bana ruhunu vaat eden Homer Simpson'la aramdaki kontratı tutuyorum, ki ben payıma düşeni yaptım.
J'ai là un contrat me liant à un certain Homer Simpson. Il m'a vendu son âme pour un donut, dont il a reçu livraison.
Homer, bunu radyatörün arkasında buldum.
J'ai trouvé ca derrière le radiateur.
Homer, ikimizinde başını gerçekten ağrıtabilecek hınzır bir fikrim var.
Homer, j'ai envie de faire une folie qui pourrait nous attirer des ennuis.
- Evet. Homer, Bunu farkettiğimde... karışık duygular içindeydim.
- Tu sais, Homer, en apprenant ton projet, j'ai ressenti différentes émotions.
Homer, amatör çekimlere bayılırım.
Homer, j'adore les vidéos d'amateurs.
Alo, Anne? İyiyim.
Bonjour, j'ai un colis pour Homer Simpson.
Eğer bu kadar aceleci olursan, korkar ve kaçar. - Seni seviyorum.
J'ai un colis pour Homer Simpson.
"Ned Ne Yaptı" adlı bugünkü vaaza başlamadan önce herkesin, Homer Simpson'u yakın zamanda yaptığı hayır işi için tebrik etmesini istiyorum.
Avant mon sermon intitulé "Ned ou la dépravation", j'aimerais féliciter Homer Simpson pour son dévouement.
Homer? Şunun dişlerine bak.
Homer, j'ai peur de me faire encorner.
Homer, sınıfta sırlarımızı anlatmandan hoşlanmıyorum.
J'aime pas que tu parles de choses personnelles dans ton cours.
Bekle! Homer!
- J'ai dit, ferme ta gueule, Flanders.
Savaş makinesini durdurmak için sert önlemler almalıydık.
Des mesures radicales s'imposaient pour arrêter cette machine de guerre. J'ai couché Homer, Abe.
- Homer J. Simpson adına teslim edilmemiş mektup var mı?
Du courrier non remis pour H.J. Simpson? Non.
Homer Simpson Bu tarz oyunların için hiç vaktim yok.
J'ai pas de temps à perdre avec vos discours de fous.
Daha Homer'a söylemedim. Ve yeni işiyle, bu masrafın altından kalkabilir mi bilmiyorum.
J'ai encore rien dit à Homer, et avec son nouveau boulot, je sais pas comment on va s'en sortir.
Ben getiririm Homer.
J'y vais, Homer.
Duyduğuma göre... Homer.
J'ai entendu...