Ileride translate French
3,439 parallel translation
Eminim ileride birinin karısı olacaktır.
Je suis sûr qu'il fera un époux merveilleux.
Eminim ileride birinin karısı olacaktır.
Il fera un époux merveilleux.
Yarın, ileride karşı karşıya geleceğiniz zorluklara odaklanıyor olacağız.
Demain, nous nous concentrerons sur les moments délicats.
Şu yoldan 400 metre ileride.
1 / 4 mile, par ici.
Eğer Pupar ölürse gezegenimizdekiler ileride verecekleri emirler için bize ulaşamazlar.
Si le Pupar meurt, notre planète ne pourra pas nous transmettre les instructions complémentaires.
Bizden 10 saat ileride.
Il a 10 heures d'avance sur nous.
Ama ileride olacak.
Je veux dire, ça sera hilarant.
Daha şimdiden bu kadar stres yaparsan ileride bununla nasıl başa çıkacaksın?
C'est quoi tout ça? comment vas-tu t'en sortir à l'avenir?
Çok uzak değil, hemen şu ileride.
Ce n'est pas loin. C'est tout droit.
Bana şimdi ya da ileride bir şey olursa bu, kamuoyuna gösterilecek.
Si quelque chose m'arrive maintenant ou dans le futur, cela va être dévoilé au public.
Bana şimdi ya da ileride bir şey olursa bu, kamuoyuna gösterilecek.
Si quelque chose m'arrive, maintenant ou dans le futur, ce sera révélé au public.
Bu hikayeyi ileride defalarca anlatacaksın.
Tu raconteras cette histoire.
Evet, hemen ileride.
Oui, tout droit.
Şu anda bulunduğumuz yerden aşağı yukarı... -... 50 metre ileride piyano dersleri veriliyor.
Il y a des leçons de piano à 54 mètres de là où nous sommes.
İki kapı ileride, maskot sergisinden sonra.
Deux portes plus bas, avant la figurine.
ve ileride neler olucağını düşünemedim.
et peu clairvoyante.
Uzun zaman önce bir yazı okumuştum. Çocukları 12 yaşına basmadan boşanan çiftlerin çocukları da ileride büyük ihtimalle eşlerinden boşanıyormuş.
Tu sais, j'ai lu quelque chose il y a un moment ça disait qu'il y avait plus de probabilité que les enfants de parents divorcés, divorcent eux-même, sauf si les parents s'étaient séparés après que les enfants aient eu 12 ans,
Benimkini de anlatacaktım ileride. Ama o kısmı atlayabiliriz belki. Neden tamamını atlamadın?
je veux dire, que j'aillais parler de la mienne, mais peut être nous devrions laissez tomber pourquoi tu n'as pas tous laissé tomber?
Ayrım hemen ileride.
C'est juste après ce virage.
Hatırlat da ileride şeftali liköründen uzak durayım.
Rappelle-moi d'éviter le Schnapps à la pêche à l'avenir.
Griffith'in ve Şahin Takımı'nın yaptıklarını ve kazandıklarını görmek... Ayrıca ileride kazanmak için atılmaya hazır olduğu şeyleri görmek.
Qui ils avaient amené avec eux et ce qu'ils cherchaient.
1 mil ileride tali bir yol var.
Il y a un stop à peu près à 1km de la route.
Karate salonu az ileride.
Tu sais quoi? Le dojo est juste là.
Aa bak ileride yol çalışması var.
Oh, mais la route est en construction.
Buralarda bir yerde olduğunu düşünüyorsun, ama muhtemelen beş altı adım daha ileride.
Tu crois qu'il est la mais il est sûrement deux mètres plus loin.
O zaman ileride iyi bir politikacı olursun.
Tu seras une bonne politicienne.
Varış yeriniz ileride solda.
Votre destination est bientôt sur votre gauche.
Evet ama yine de sorun çıkartabilirler ileride. Onlarsız çalışmayı tercih ederim.
Oh, oui, mais ils continuent à constituer une trace écrite, et je préfère travailler sans.
Peki ileride ne olacak? Nikita'nın dediği şu savaşsız günler gelince?
Pourquoi pas plus tard, quand nous atteindrons enfin ces mythiques jours d'après guerre dont Nikita parle tout le temps.
Belki ileride fişi çekilir.
Il est peut être temps de retirer la prise.
Gördüğünüz üzre, sol taraf ileride kalıyor. Etkilendiğimi söylemeliyim.
Comme vous pouvez voir, le côté gauche est constamment sur-changement.
Şu yönde beş blok ileride.
C'est... à 5 blocs dans cette direction.
Parker, ileride bir tünel var.
Bon, Parker, il y a un virage juste devant toi.
Millet, ileride birileri var!
Il y a quelqu'un devant.
Cesedini 5 kilometre ileride sahilde bulduk.
On a retrouvé son corps à 4 km le long de la côte.
Büyürken ileride bu tarz konuşmalar yapacağını düşünmüş müydün?
Tu pensais avoir ce genre de conversations quand tu grandirais? Non.
İleride torunlarıma anlatabileceğim bir hikayesi olması gerek, anladın mı?
Un conte pour mes petits-enfants, quand ils seront dans mes pattes.
İleride acıyla, güçlüklerle ve zor kararlarla karşılacaksın, biliyorum ama bunların seni boğmasına, mutluluğunu çalmasına izin veremezsin.
Je sais que tu vas faire face à la douleur, souffrance, aux choix difficiles mais tu ne peux pas laisser le poids de tout ça étouffer ta joie dans la vie.
Willa, şifre kombinasyonunu değiştirdim. İleride ilgini çekebilir diye.
Je vais changer la combinaison au cas où, tu serais tentée, à l'avenir.
İleride röportaj verirken kullanırım.
Je les utiliserai lors des futures interviews.
İleride ben de söz sahibi olacağım.
J'ai mon mot à dire sur son avenir.
İleride bayağı güzel şeyler var.
Il y plein de trucs trop biens là devant.
İleride... Madem öyle neden şimdiden işe koyulmuyoruz?
Dans les temps a venir, il peut être important pour moi de renforcer la lignée Compton.
İleride olacağından değil ama, şu an kesinlikle paramız yok.
C'est pas qu'on l'aura un jour, mais sûrement pas maintenant.
Sahneye çıkmışım ve "İleride Başarılı Olacak Ödülü" nü alıyorum.
Je suis sur l'estrade, recevant le prix "a le plus de chance de réussir"
İleride ağrımasın diye içiyorum diyelim.
C'est juste... Considère ça comme de la pévention
İleride üstleneceği görevlerden bugün yaptığı gibi yarım ağızla tamamlamaktan kurtulamayacağını anlaması lazım.
Quand il prendra ma succession, il devra être prêt.
İleride pek çok fırsat çıkabilir ve...
Il y a de nombreuses occasions, pour l'avenir et...
İki blok ileride.
À 2 pâtés de maisons.
İleride bir gün torunun olunca ve olacak, yatakta zıplamasına ve bolca şeker yemesine izin ver, olur mu?
Un jour, quand tu auras un petit fils, promets-moi que tu le laisseras sauter sur son lit et manger des tonnes de bonbons, d'accord?
Millet, bakın. İleride bir şey var.
Regardez, il y a quelque chose juste devant.