English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ I ] / Iniyorum

Iniyorum translate French

717 parallel translation
Nehre iniyorum ve muhtemelen sabaha kadar dönemem.
Je vais jusqu'au camp et je ne rentrerai qu'au matin.
Az sonra iniyorum.
Je descends.
" Durumundan endişeliyim, onu yakalamak için gemiden iniyorum.
"Je quitte bateau pour le devancer, préoccupé par son état."
Seninle iniyorum.
Je descends avec toi.
Tamam, Geoff, iniyorum.
OK, Geoff, je descends.
Sen yemeğini yemeye bak. Aşağı iniyorum.
On a juste le temps de manger.
Her neyse, ben aşağıya iniyorum.
Si elle... Je descends de toute façon.
Ben aşağı iniyorum.
Je descends.
Biraz mangır dilenmek için rıhtıma iniyorum.
Je vais au port.
Ben burada iniyorum.
- Désolé, je ne vais pas plus loin!
- Şimdi iniyorum dedi. - Sağ ol.
Elle a dit qu'elle descendait.
Aşağı ofisime iniyorum.
Je vais à mon bureau.
- Ben aşağı iniyorum.
- Je pars maintenant.
- Oraya iniyorum.
- Je descends aussi!
Pekâlâ iniyorum.
Enfin... allons y.
Hemen iniyorum.
Je descends.
- Tamam Jenny, bir dakikaya iniyorum.
J'arrive, Jenny.
Ben kente iniyorum.
Je dois aller en ville.
- Kafeye iniyorum bolca Fransız rakısı içip orkestrayı dinleyeceğim.
Je vais au café boire un Pernod et écouter la fanfare.
Leopoldo bekle, iniyorum.
Leopoldo, attends-moi, je descends.
- Yok, iniyorum.
Je descends.
Hala her hafta Seattle'a iniyorum ve çiftlik işleri gayet iyi gidiyor.
Je vais toujours à Seattle chaque semaine et le ranch prospêère bien.
bir dakika içinde iniyorum.
J'en ai pour une minute!
Hemen aşağı iniyorum.
Je viens tout de suite.
Hemen iniyorum.
Je descends tout de suite.
Ben kasabaya iniyorum.
J'irai en ville.
Beş kez yukarı çıkıp, aşağı iniyorum, iki kez bu sabah ve üç kez de bu öğleden sonra.
Cinq fois que j'me farcis les escaliers deux fois ce matin, trois fois cet après-midi.
Şimdi aşağı iniyorum.
Je descends.
Taksiyi beklemek için aşağıya iniyorum.
Je descends attendre mon taxi.
Ben burada iniyorum çünkü acelem var.
Je vais descendre ici car je suis pressée.
Bekle, hemen iniyorum.
Attends, je descends.
Müsaade ederseniz bu istasyonda iniyorum.
Je descends là.
Kapana kısıldı. Ben iniyorum. - Yolu göster.
Faut tout fouiller!
Aşağı iniyorum!
J'arrive!
Ben aşağıya iniyorum.
Je vais descendre.
Ben malzeme almağa kasabaya iniyorum.
Je vais en ville faire des courses.
Peki, bugün kente iniyorum.
Je serai en ville aujourd'hui.
Baba, sana söyleyeyim dedim, şehre iniyorum.
Père, je descends en ville.
Kürsüden iniyorum ve ilk adayı gösteriyorum.
Et je vais désigner le premier candidat.
- Tamam iniyorum.
- Je descends.
Şimdi Bayan Blanche a söyledim, Juri göreviyle ilgili bir adamı görmek için şehre iniyorum.
Je dois aller en ville pour des affaires de jury.
toprağa iniyorum, yoldaşlarımın saf kalplerine, ve büyük, çünkü ülkemiz büyüktür.
Je redescends à terre parmi les coeurs simples de mes camarades et grands, car grande est notre nation,
Tüm gün boyunca merdiven çıkıp iniyorum.
Toute la journée, cet escalier...
Ben aşağı iniyorum...
Je descends voir.
- Aşağı iniyorum!
- Je vais de bord.
Biraz bekleyin! Aşağı iniyorum!
Attendre pair.
Kahve içmek için aşağıya iniyorum. - Gelen var mı?
Un café, ça intéresse quelqu'un?
- İniyorum.
- Je vais descendre.
- Ben aşağı iniyorum.
- Je pars.
Hemen iniyorum.
J'arrive!
Hemen iniyorum. - Geliyor!
- On descend!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]