Iniyoruz translate French
502 parallel translation
Pekâla dostum, koridorun karşısından aşağı makine dairesine iniyoruz.
Très bien, on traverse le hall et on descend par la salle des machines.
Biz de iniyoruz.
C'est là qu'on sort.
Iniyoruz.
On redescend.
- Merhaba güzelim. Bir dakika içinde iniyoruz.
Nous descendons tout de suite.
Pekâlâ millet. Sakince aşağı iniyoruz, anlaşıldı mı? Tek sıra halinde.
Nous descendons tranquillement.
- Biz iniyoruz. Kımıldayın, hızlı.
Allez, allez.
Hadi oğlum, kente iniyoruz.
Allez, mon pote! On va en ville.
- Oraya nasıl iniyoruz?
- On descend comment?
- Sıkı dur aşağı iniyoruz.
- Accrochez-vous, on tombe.
- Şehre iniyoruz.
Tu viens avec moi!
Aşağı iniyoruz.
Descendez les escaliers.
Sonra bunu çekiyoruz ve şansımız yaver giderse, aşağı iniyoruz.
Ensuite, on tire là-dessus... et avec de la chance, on descend.
Şimdi beraber aşağı iniyoruz, tesadüfen karşılaşmış üç eski dost gibi.
Descendons tranquillement. Comme trois vieux amis.
- Önce bir şey içmek istemez misiniz? - Karaya iniyoruz.
Vous ne voulez pas prendre un verre, avant?
İşte şimdi ya bilinmeyene ya da en büyük tarih kitabına iniyoruz.
À présent, soit on tombe dans l'oubli, soit on entre dans l'histoire.
Haydi anne iniyoruz.
Descendez.
Tahtaya vur tahtaya, Pete. Buraya mı iniyoruz?
On ne doit plus être loin.
- Kasabaya iniyoruz.
- On va au village.
Yerimizi belirleyin şerif. Aşağıya iniyoruz!
Repérez-nous, shérif, on descend!
Biz aşağı iniyoruz.
On descend voir.
Tamam, aşağı iniyoruz.
Bien, descendons.
Ne kadardır iniyoruz sence?
Ça fait combien de temps que nous descendons?
Rigel XII'nin yüzeyine iniyoruz.
Nous allons sur Rigel Xll pour acquérir des cristaux de lithium.
Sorular sormak üzere yüzeye iniyoruz.
Nous allons leur poser des questions.
Aşağıya iniyoruz.
On va s'écraser.
Shinkoiwa İstasyonu'nda otobüsten iniyoruz.
- Que voulez-vous?
Sen ve ben aşağıya iniyoruz.
Alors nous allons nous téléporter sur la planète.
Lincoln'e iniyoruz! İniyoruz!
Nous atterrissons à Lincoln!
-... iniyoruz ve bir süre bu tarafa. - Bu güzel.
Là, on se couche un moment.
40 dakika içinde iniyoruz.
Nous atterrirons dans 40 minutes.
Şehre iniyoruz bir oyun veya iyi bir film izliyoruz.
On va parfois en ville pour voir une pièce ou un film.
Işınlanma hazırlansın, iniyoruz.
Préparez-vous à la téléportation.
Mr. Turist, bizimle gelin, aşağıya iniyoruz.
M. le touriste, vous descendez avec nous.
İniyoruz.
Nous allons atterrir!
İniyoruz. Uçak inişe geçti.
Nous allons atterrir.
İniyoruz.
Homme tomber.
İniyoruz.
Prépare-toi à descendre.
Saniyede 3 metre aşağıya iniyoruz.
Nous descendons de 3 mètres par seconde. Nous avons atteint la profondeur de 1000 mètres.
İniyoruz!
On sort de la tempête!
Bugün aşağı iniyoruz.
On part aujourd'hui.
Derine iniyoruz!
Plongez bas!
İniyoruz. - Nerede içki var?
Où sert-on à boire?
İniyoruz.
On descend, maintenant.
İniyoruz!
On s'est posés!
- Aşağı iniyoruz!
- Nous descendons!
İniyoruz.
Nous descendons.
Yere iniyoruz.
Nous atterrissons.
- İniyoruz gibi sanki.
- On dirait qu'on descend.
Nice Hava Limanına iniyoruz.
Nous arrivons à Nice.
Aşağı iniyoruz.
Tu vas atterrir.
Aşağı iniyoruz!
On y va.