English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ I ] / Ipucu

Ipucu translate French

5,883 parallel translation
Baba tarafından, dedenden bir ipucu buldum.
J'ai une piste sur ton grand père paternel.
Elimizdeki tek ipucu bu.
Catherine n'a pas pu identifié ce gars, c'est notre seule piste.
Neal hiç ipucu bırakmazdı.
Neal n'aurait laissé aucun indice.
Bence okun kullanıldığı nokta, çok iyi bir ipucu.
Je dirais que le flèche tirée sur lui est un très bon indice.
Neden yaktıklarına dair bir ipucu var mı?
Vous avez une idée de pourquoi ils l'ont brûlé?
Yardım etmek isterim, Seeley, ama Dr. Brennan'ın bunları seri katile bağlayacak bir ipucu yok.
J'aimerais faire quelque chose, Seeley, mais le Docteur Brennan n'a aucune preuve d'un quelconque lien avec un tueur en série.
İyi bir ipucu bulana kadar Oscar'lık oynamaz.
Il ne recevra pas l'Academy Award tant qu'il n'aura pas une piste solide.
Kayıp silaha ya da Liber8'in gizli planlarına dair bir ipucu yok.
Pas de piste concernant le pistolet manquant, ou une preuve de l'impliquement de Liber8.
O keşlerin elinde ipucu falan yoktu.
C'est des incapables.
Oh, konuşmayacak kadar akıllıymışsın, keza bu düşündüğünden fazla ipucu verirdi bana.
Vous êtes sage de ne pas parler. Mais cela en dit plus que ce que vous croyez.
Hayır. Hayır ama nerede olduğuna dair bir ipucu buldum.
Non, mais j'ai une piste sur l'endroit où il pourrait être.
Dinleyin, bana bir ipucu vermelisiniz, lütfen.
Très bien, écoutez, vous devez me donner un indice, s'il vous plaît.
Bugün bir kişi daha asıldı, sıradaki hakkında en ufak bir ipucu bile yok.
Encore une pendaison aujourd'hui et aucune idée de qui sera le prochain.
En azından bir ipucu veremez misiniz?
Eh bien, peut-tu au moins nous donner un indice?
Jessica'nın nerede olduğuna dair bir ipucu yakalamamı istiyor.
Il veut que je trouve une piste sur l'endroit où Jessica pourrait être.
beni kimin vurduğu ile ilgili... bir kaç ipucu daha bulduğumu söylemiştim hatırladın mı?
Tu te souviens que je disais avoir d'autres pistes sur qui m'a tiré dessus?
Başka ipucu var mı?
D'autres indices?
Tacın gömülü olduğu yer için bu ikinci ipucu.
C'est le deuxième indice du tombeau de la couronne.
Bu yüzden hep tahmin etmek zorunda hissettim. Boşlukları doldurmak ya da ipucu için seni zorlamak zorunda hissettim. Ta ki sen bana kızana kadar.
J'ai toujours eu l'impression de devoir jouer aux devinettes, ou de combler les blancs, de chercher des indices, jusqu'à ce que tu te fâches contre moi.
Yani Peter'ın anlattığı rüya ipucu veriyor mu?
Donc... ce rêve dont Peter vous a parlé vous a donné des pistes?
Bunca yıldır, bombalamayı kimin yaptığına dair hiçbir ipucu bulamadık.
Pendant toutes ces années, nous n'avons pas eu la moindre piste pour trouver le responsable de l'attentat.
Tasha ile ilgili bir ipucu buldum.
J'ai une piste sur Tasha.
Bir ipucu olduğu da kesin.
C'est clairement une piste.
Banyo çekmecesinden ipucu kağıtlarını bulup çıkarmak için kullanacağım.
je vais m'en servir pour piquer ce paquet de cotons tiges du tiroir de la salle de bains.
Seks taciri şef için birinci öncelik olduğunu biliyordum. O nedenle ipucu aradığımıza dair haber saldık.
Je savais que la prostitution était une priorité pour le chef, on a lancé le mot qu'on cherchait des pistes.
Anonim bir ipucu geldi.
Un tuyau anonyme est arrivé.
Şu anda bayağı hararetli bir ipucu oyununun ortasındayım o yüzden seni sonra arasam?
Je suis au milieu d'une partie très animée de Cluedo, donc pourquoi je ne te rappellerai pas..
Evet. Tamam. Kötü haber şu ki, ben dünyanın en iyi ipucu oyuncusuyumdur.
La mauvaise nouvelle c'est, que je suis le meilleur joueur du monde au cluedo.
Bir adam çıkıp size sayım yapacak... Üç, iki, bir... müziğin ipucu olacak.
Un mec arrivera et comptera trois, deux, un... puis la musique.
Olası bir ipucu olarak değerlendirmiyor musunuz?
Vous ne la considérez pas comme une piste possible?
Ayrıca açmadan önce ipucu istemeye yeltenme.
Et n'essaie pas de demander un indice avant de l'ouvrir.
Ölü bir nonoş var, ipucu yok.
J'ai une tapette crevée et pas de piste.
Bir ipucu yakalamışız diye duydum.
J'ai entendu dire qu'on a une piste.
- Elimizdeki en iyi ipucu buluşma sitesi.
Notre meilleure piste s'est ce site de rencontres.
Orada ipucu...
Nous avons quelques observateurs locaux là-bas au cas où.
Fran'in hesabına mı gitmiş bilmiyoruz elimizde hiçbir ipucu yok.
On n'arrive pas à trouver de signes qu'il soit passé par les comptes de Fran.
Çıktığı yere götürecek bir ipucu olur demiştin.
Qu'il nous mènerait quelque part en rapport avec l'endroit d'où il est sorti.
- İşte ipucu, benim.
- Tu es sérieuse?
Onun hakkında ipucu var mı?
Des pistes?
- Aaron Rawley ile ilgili bir ipucu buldum sanırım.
Je crois que j'ai une piste pour Aaron Rawley.
Yanında bulduğun belgeleri inceledim bize bir mesaj ya da ipucu bırakmış olabilir mi diye.
J'ai fouillé dans les papiers qui étaient sur lui, à chercher ce qu'il aurait pu laisser... un message, un indice.
Kendinden mi geçiyorsun yoksa kendini, uzaylıyı evcil hayvan gibi beslerken mi görüyorsun ama senin de elinde bir ipucu yok.
Un second avènement ou l'entretien de ton nouvel alien de compagnie. Dans les deux cas, tu ne sais pas.
Ne bir ipucu ne de ceset varmış. Ortada hiçbir insan yokmuş. Onlardan hiçbir iz kalmamış.
Pas d'indices, pas de corps, tous les colons disparus, effacés de la surface de la terre, sauf...
- Samaritan bir ipucu bulamadı, efendim.
Samaritain ne trouve rien.
İpucu geliyor :
Voici un indice :
Hiç ipucu vermemiştin.
Vous me l'avez caché!
- İpucu var mı?
Des pistes?
İpucu uyarısı.
Attention spoiler.
Rick ile birbirlerini tanıdıklarına dair bir ipucu arıyoruz.
On essaie de prouver que Rick et lui se connaissaient.
"İpucu" denen bu şeylerden buluyorsun.
On trouve ces trucs que l'on appelle des indices.
Bir tek şey dışında. Bir ipucu dışında.
Un indice...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]