English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ I ] / Ipucu yok

Ipucu yok translate French

474 parallel translation
"Sorgu dosyası 1478 : Beckmann cinayet davası..." - Elinizde ipucu yok!
Écoutez : "le témoignage 1478 dans l'affaire de l'homicide Beckmann..."
Williams'ın yeri hakkında ipucu yok.
Rien de neuf sur la planque de Williams.
Silah yok, ipucu yok, hiçbir şey yok. Ne ilginç değil mi?
Il n'y a pas de revolver... ni d'indice.
Adamın kayboluşu konusunda polisin elinde hiçbir ipucu yok.
Un homme enlevé dans un train La police manque d'indices
- Henüz bir ipucu yok mu?
Toujours rien?
Kanıt yok, ipucu yok, hiçbir şey yok.
Pas une piste, pas un indice.
Yüksek sesle bağırdığın için ipucu yok.
Pas une piste!
Keşke bir kerede "ipucu yok" demek dışında bir şey söylemek için kafanı dışarı çıkarsaydın.
Si tu arrêtais de leur dire :
Pek fazla ipucu yok.
On n'a presque aucun élément.
Burada olduğuna dair bir ipucu yok.
C'est pas logique qu'il reste ici.
Temizlikçi kadın bunun sabahta çaldığını söyledi. Pek ipucu yok gibi.
Il jouait encore ce matin.
"Çavuş James R. Judson'un" bıçaklanarak öldürülmesinde hala ipucu yok. "
"Toujours aucun indice dans le meurtre du sergent James R. Judson."
İz yok, ipucu yok, hiçbir şey yok.
Aucune marque, aucun signe, rien.
Hiç ipucu yok ha?
Des pistes?
- Hiç ipucu yok.
- Je n'en ai aucune idée.
Daha bir ipucu yok mu ondan?
Il n'est pas retrouvé?
- Hiç ipucu yok mu?
Aucun indice?
O pastayı kimin gönderdiğine dair bir ipucu yok değil mi?
- On ne sait pas qui c'est?
Hiçbir ipucu yok mu?
Vous avez une piste?
Şimdiye kadar bir ipucu bulunamadı. Hiçbir ipucu yok.
Jusqu'ici, aucun indice n'a permis aux enquêteurs d'orienter leurs recherches.
- Kaptan, henüz bir ipucu yok.
- Je l'ignore, pour l'instant.
Yap boz oyunu gibi. Hepsi aynı renkte. Parçaların yerine dair ipucu yok.
Comme si toutes les pièces d'un puzzle étaient identiques.
Evet, Frenchy Lebec'le ilgili kullanabileceğimiz bir ipucu yok mu?
N, y avait-il aucun indice sur Frenchy Lebec?
Kasten yapıldığına dair herhangi bir ipucu yok değil mi?
alors, vous portez pas plainte pour les bêtes non, pas ce coup-ci.
Ya Marello'nun ölümü? Hiç ipucu yok mu?
Et la mort de Marello,
Boş zamanınızda okuyun. Diğer bir adama ilişkin bir ipucu yok.
Il n'y a pas d'autre homme.
Hiç ipucu yok mu?
Vous devez tout de même en avoir une idée.
Nerede olduğu konusunda hiç ipucu yok mu?
- Vous savez où il est?
Mükemmel bir solex'e sahip olmak yerine elimizde işe yaramayan ceset var ve hiç ipucu yok.
Au lieu de récupérer la photopile, nous finissons avec un cadavre inutile et aucune piste.
Söyler misiniz doktor, sizce de burada çok fazla ipucu yok mu?
Il ne vous semble pas qu'il y a ici un peu trop d'indices?
Senin kartvizitinden başka ipucu yok..
Pas d'indices excepté ta célèbre carte de visite.
Şimdilik başka ipucu yok.
Sinon, aucun autre indice pour le moment.
- Elimizde hiç ipucu yok.
- Nous n'avons donc aucune indice.
Elimizde, şu dışarıdaki kadın haricinde hiçbir ipucu yok. Belki o, sabah ofisinize gelen hastalarınızın resimlerine bakmalı. Ve belki o zaman aradığım sapığın sizin şu ruhsal hastalık ya da uyum sorunu olan hastalarınızdan biri olmadığından emin olabilirim.
Nous n'avons aucun indice... excepté un témoin qui devrait jeter un coup d'oeil... à tous les patients que vous aviez vu ce matin-là... ainsi, je peux être absolument sûr que mon... maniaque n'est pas votre "personne souffrant... de problèmes émotionnels et de problèmes d'adaptation".
Polisin, ne olup bittiği hakkında bir ipucu yok.
La police ne comprend toujours rien.
Elimizde yeni bir ipucu yok. Fakat hala bazı vatandaşlarımızın belki de bizi seyredenlerin, yararlı olabilecek bilgilere sahip olabileceğini umuyoruz.
Nous n'avons aucune nouvelle piste mais nous espérons toujours que quelqu'un, peut-être vous, aura des informations susceptibles de nous aider.
Tek bir ipucu bile yok.
Pas le moindre indice.
Avukata ihtiyacım yok. Tek lazım olan bir ipucu.
J'ai besoin d'un indice, pas d'un avocat.
Hiçbir ipucu yok.
Rien.
Hiçbir ipucu yok.
Rien de rien.
- "İpucu yok, ipucu yok."
Du calme!
Dexter davasında henüz bir ilerleme yok. Sadece bir kaç tane dağınık ipucu.
Il n'y a pas encore de fil rouge, rien que des bouts de fil.
Bir ipucu yok demek?
- Allons...
Bu olayda hiçbir ipucu..... hiç parmak izi, sebep, şüpheli yok.
Dans ce cas, vous n'avez ni indices, ni empreintes, ni mobile, ni suspect.
Babana saldıran hakkında en ufak bir ipucu bile yok mu? Bu adamı teşhis edebilecek ufacık bir ipucu dahi mi yok?
Il n'y a vraiment aucun indice qui pourrait vous aider à retrouver l'assassin?
Bir ipucu bile yok.
Je n'en ai pas la moindre idée.
İpucu yok.
Aucun indice.
İpucu yok, diğer üçüyle bir bağlantısı yok.
Aucun indice, aucune piste. Bref, rien du tout.
Bize ipucu verecek hiçbirşey yok.
On n'a pas de tuyaux.
Hiçbir şey yok. En ufak bir ipucu dahi.
Pas le moindre tuyau.
Garip.45'lik Cinayetlerinde Hiçbir İpucu Yok
Pas d'indices sur les étranges meurtres au calibre.45

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]