Istasyonda translate French
946 parallel translation
Acele et yoldaş. 15 dakika içinde istasyonda olmamız gerekiyor.
"Dépêche-toi, camarade. On doit être à la gare dans quinze minutes."
Bay Parker'ın istasyonda bulunmasına ne diyorsun bakalım?
Que penses-tu de la présence de M. Parker à la gare?
Sanırım bir sonraki istasyonda inebilecek kadar iyileştim.
Je crois être capable de descendre à la prochaine gare.
Bu gece istasyonda onu karşılayacağım.
Nous nous rejoignons ce soir.
Eğer benimle istasyonda buluşmak istiyorsan sen de aynısını yapmak durumundasın.
Et pour toi non plus si tu décides de me rejoindre à la gare.
Geçen gece istasyonda dedektife koridorda kimseyi görmediğinizi söylediniz.
L'autre soir, sur le quai. quand vous avez répondu au commissaire que vous n'avez vu passer personne dans le couloir,
Bir sonraki istasyonda benzer ama daha karmaşık bir vakam var.
J'ai un cas similaire à la prochaine gare. Mais plus grave.
Aslında, bavullarımı istasyonda bıraktım.
Mes bagages sont à la gare.
- Istasyonda degil.
- Il n'est pas dans la station.
Bayan Napaloni istasyonda kaybolduğu için çok üzgünüm.
Je déplore l'incident survenu à Mme Napaloni.
Bayan Napaloni istasyonda kay.... kay kaybolduğu için çok üzüldük.
Je déplore le Napaloni survenu à l'incident... Mme Napaloni, à la gare.
Bizi istasyonda karşıladığında onun ne kadar eli sıkı biri olduğunu gördün.
Tu as vu comme elle était distante, à la gare?
Şapka elinde beni istasyonda karşılar.
Et le vieux crabe, votre père, sera fier de moi!
Seni istasyonda bulurum.
Retrouvons-nous à la gare.
Beni istasyonda neden bıraktığını mı, anlatmaya geldin?
Vous vouliez m'expliquer pourquoi vous m'avez laissé en plan à la gare?
Sabah trenini gözetlemek için istasyonda mıydın?
Vous étiez à la gare pour surveiller le train du matin?
- Peki, istasyonda tanıdığınız hiç kimseyi gördünüz mü?
- Quelqu'un peut confirmer?
Ailen bize şehri gezdirir. Bizi istasyonda karşılar.
Votre famille nous fera visiter la ville.
- Beni bir sonraki istasyonda bırak.
- Dépose-moi à la prochaine gare.
Bellinger Metal-İş'in direktörü olan Bay MacAllister sizi istasyonda karşılayacak.
M. MacAllister, le directeur local de P.C.R., vous accueillera à votre arrivée.
Bizi karşılamak için istasyonda bekliyor olacaklar ve yemek de hazır olacak.
Ils vont nous attendre a la gare, et le dîiner attendra.
Mark, beni istasyonda bıraktıktan hemen sonra dosdoğru New York'a geri dönmek istedim.
À la gare, j'ai décidé de rentrer à New York.
Bir şekilde Meksika'daki o gecede ve seninle istasyonda buluştuğumda hissettiğim şeyi hissettim.
Je me sentais comme au Mexique, ce soir-là, et comme à la gare.
Sonra Levender Şelaleleri'ndeki istasyonda benimle buluştuğunda içimde derin bir aşk hissettim. Bunun hayalini kurdum.
J'ai cru avoir rêvé.
Seninle istasyonda karşılaştığım gün yakamdaki leylağı görene kadar beni öpmek istemiştin.
À la gare, tu voulais m'embrasser, puis tu as vu les lilas.
Debby, hayatım, istasyonda durabilir miyiz.
Arrête-toi à la gare.
- Onu sonraki istasyonda yakalarız. - Ne? Taksiyle.
On la récupère à la prochaine station.
- Hepsi bu kadar da değil. Ben Miller, Pierce ve Colby ile beraber istasyonda.
De plus, Ben Miller, Pierce et Colby sont à la gare.
İSTASYONDA...
À la gare
Arabamın seni istasyonda karşılamasını istiyorsan geldiğinde beni arayıp haber ver.
Je t'aime. Carlisle.
İstasyonda trenden indirileceksiniz.
Le train est arrêté en gare.
İstasyonda birkaç parça bavulum var.
J'ai des bagages à la gare.
- İstasyonda mı buluştunuz? - Gelmek istedim ama çok yoğundum
- Il est allé à la gare, j'étais débordé.
İstasyonda kız kardeşim ve kocası, Bay ve Bayan Belknap... tarafından karşılanacağız.
M. et Mme Belknap-Jackson.
İstasyonda sizi karşılayamadığım için özür dilerim.
Pardonnez-moi de ne pas avoir été à la gare.
İstasyonda.
- A la gare!
Scarlett, seni böyle hatırlamayı yeğlerim. İstasyonda titrerken değil.
Je n'aime pas les adieux pénibles... dans les gares.
İstasyonda yüce liderimiz seçkin konuğunun gelmesini beklemekte.
Voici notre Chef bien-aimé qui vient l'accueillir.
İstasyonda ne arıyordun? Bir arkadaşını mı? Evet.
Tu attendais quelqu'un au train?
İstasyonda yetiştirilmiş bir gül.
Une rose vulgaire qui a poussé dans une gare.
Onları istasyonda ben geçireceğim.
Je les accompagnerai à la station.
İstasyonda olacağım.
Je serai à la gare.
İstasyonda mı kalıyorsun?
Vous vivez où?
İstasyonda bekliyor olacağım.
Je t'attendrai à la gare. J'ai besoin de toi.
İstasyonda yardıma ihtiyacın vardı, Ve ben orda duruyordum...
Mes amies sont déjà au dortoir.
- İstasyonda.
Non...
İstasyonda 10 santime satılıyor!
Ii coûte 10 centimes à la gare!
İstasyonda valizimi kaybettim.
J'ai perdu mon sac à la gare.
İstasyonda mıydın?
Etiez vous à la gare?
İstasyonda, Siebert adlı bir gestapo ajanı tarafından karşılandı von Papen'le görüşmek üzere Alman elçiliğine kadar kendisine eşlik edildi.
A la gare, il rencontra un agent de la Gestapo nommé Siebert qui l'escorta à l'Ambassade Allemande pour s'entretenir avec von Papen.
İstasyonda bir el çantasının içinde bulunmanızdan önce...
La simplicité de ton caractère te rend délicieusement irrésistible.