English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ I ] / Iyi mi

Iyi mi translate French

27,137 parallel translation
O iyi mi? Billie şiddetli bir çatışmaya karıştı.
Billie a été impliquée dans une violente confrontation.
Shelby nasıl iyi mi?
C'est bon pour Shelby?
- Jace'le aranız iyi mi?
- Ça va avec Jace? - Non.
Baban iyi mi?
Dis-moi que ton père va bien.
- Clary iyi mi?
Est-ce que... Clary va bien?
Şey, o iyi mi?
Elle va bien?
Marina'nın özgürlüğünü takas etmesine yetecek kadar iyi mi?
Swag. Assez bien pour t'échanger hors de l'emprise de Marina?
Martha, iyi mi?
Martha, va bien?
Ama Brian iyi mi?
Mais est-ce que Brian va bien?
İşten ayrıldığı zaman... iyi mi ayrıldı kötü mü?
Quand il est parti, est-il parti en bons ou mauvais termes?
Fakat Dr. Sekara iyi mi bilmiyorum.
Dr Sekara, d'autre part...
Hanımlar, açık konuşacağım, bu muhabbet iyi mi gidiyor kötü mü bilecek kadar içmedim.
Mesdames, je vais être franc, je suis pas assez ivre pour savoir si c'est cool ou pas.
Durumu iyi mi?
Il va bien?
Öyleyse benim doktorumdan, cerrahtan ve fizyoterapist ekibinden daha iyi mi biliyor?
Donc, elle en sait plus que mon médecin, un chirurgien consultant et une équipe de kiné?
O iyi mi?
Elle va bien?
Bu birçok iyi insanın hayatını mahvedecek, biliyorsun değil mi?
Ça va détruire la vie d'un tas de gens bien.
İyi mi?
Vous allez bien?
Ailemi ben seçiyorum, bu iyi değil mi?
Je choisis ma famille, n'est-ce pas bien?
Yoksa çocuksu hayallere mi kapılırdın? "Gerekçeleri vardı. Aslında iyi biriydi."
Ou as-tu préféré lui trouver des excuses, comme un enfant?
Herkes iyi mi?
Tout le monde va bien?
İki primat olarak çok iyi bir çiftiz değil mi?
On fait une bonne paire de primate, non?
Neden not defteri taşımıyorum ki? Sence büyük şişeyi mi yoksa küçük şişeyi mi sever? Bugüne kadar gördüğüm en iyi arabaya servis yeri burası hacı.
Je n'avais jamais vu un drive-in de fast-food pareil.
Sence bu iyi bir fikir mi?
Tu es sûr que c'est une bonne idée?
Şimdi Tilly'nin aradığını söylemek için iyi bir zaman değil, değil mi?
Alors ce n'est pas le bon moment pour te dire que Tilly a appelé?
Program çok hassas. Bünyemizde halletmemiz daha iyi değil mi?
C'est un programme sensible, non?
Bu iyi bir fikir mi?
Est-ce une bonne idée?
Sen öyle düşünüyorsan iyidir çünkü ne olursa olsun senin için buradayım ama bu çok iyi bir fikir olmayabilir mi acaba?
Si tu le penses, ça l'est. Je te soutiens quoi qu'il arrive. Mais c'est peut-être pas la meilleure idée?
- Lexi'yi tanıyorsun değil mi, eski en iyi arkadaşım?
Tu te souviens de Lexi, mon ex-meilleure amie?
Açık konuşsak daha iyi değil mi?
Autant le rendre publique, non?
En son beni gördüğünde pek iyi değildim ama şimdi iyiyim. - Öyle mi?
Kady, je n'étais pas au bon endroit la dernière fois que tu m'as vu.
Jace'le durumunuz iyi mi?
Toi et Jace allait bien?
İyi mi?
Il va bien?
Yüzüne vuran güneş iyi hissettiriyor değil mi?
C'est bon de sentir le soleil sur son visage, n'est-ce pas?
Ve daha iyi bir isim düşünemedin mi?
Et tu n'aurais pas pu penser à un meilleur nom?
Tanıyor musun? Çok iyi adam, değil mi?
Non.
- İyi haberi mi kötü haberi mi istersin?
La bonne nouvelle ou la mauvaise? La mauvaise.
Bana sorarsan, şu Müfettiş Bucket işini pek de iyi yapamıyor, değil mi?
Si tu veux mon avis, cet inspecteur Bucket ne doit pas être doué dans son job.
Sen ve ben, fahişe için iyi eşleriz değil mi Compeyson?
On rivalise avec la catin, n'est-ce pas, Compeyson, toi et moi?
Quantico'ya gitmene David Englander ile arayı iyi tutmak için izin verdim. Kapattığı davaları çözmen için değil. Yani politikayı gerçeğe tercih mi ediyorsun?
Je vous ai laissé aller à Quantico pour montrer de la bonne volonté à David Englander, pas pour résoudres ses affaires.
Yanına daha emin birini gönderebilirler mi diye şirketi arasam iyi olacak sanırım.
Peut-être que je devrais appeler votre bureau pour voir s'ils peuvent envoyer quelqu'un de plus confiant.
NZT, her şeyi değiştirecek ve bunun iyi bir değişim mi yoksa bir felaket mi olacağına biz karar vereceğiz.
Le NZT est en train de tout changer, et toi et moi, on a notre mot à dire si c'est une bonne chose ou un désastre.
- Bu iyi bir şey değil mi?
C'est bien ça, non?
Ha ha! Kardeşimi çok iyi taklit ediyorum, değil mi?
J'imite plutôt bien mon frère, non?
İyi olduğumu biliyorsun, değil mi?
Tu sais que je vais bien?
- İyi bir akşam geçirdiniz mi Bayan Lombard?
- La soirée a été bonne?
Şimdi kendimi daha iyi hissetmem mi gerekiyor?
C'est supposé me réconforter?
Başka iyi haber de mi var?
Encore une bonne nouvelle?
- Baban iyi mi?
Il est dans un meilleur endroit.
Zach Miller çok iyi bir adam değil mi?
Ce Zach Miller, il est assez charmant.
Bence iyi olacaklar, değil mi?
Je crois qu'ils seront bien, ici.
Yeterince iyi değil mi Sheila?
Ça ne suffit pas, Sheila?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]