English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ I ] / Iyiler

Iyiler translate French

2,368 parallel translation
Fakat çok daha iyiler.
Ils sont bien meilleurs.
Ve keşfettim ki, kadınlar sır saklamakta daha iyiler.
Je les trouve plus douées pour les garder.
Çok iyiler, Ron.
- Elles sont fantastiques, Ron.
- Çok iyiler.
- J'en raffole.
Marlon ve Peggy çok iyiler
Marlon et Peggy sont très gentils.
Bunlar daha taptaze, yani çok iyiler.
Wauw. Ils sont tous frais. Ils sont vraiment bons.
Iyiler.
Bien.
Sadece en iyiler ayakta kalabilir derler.
Il dit que seuls les plus adaptés survivent.
Evet, neden böyle bir şey söyledi bilmiyorum çünkü en iyiler hep oradan başlar.
Oui, je ne sais pas pourquoi tu dis ça. C'est là que les grands débutent.
Ben sadece yaparım. Ama iyiler değil mi? Mal iyi mi?
Ils sont bons?
Çok iyiler.
- Ils assurent.
Ailen nasıl, iyiler mi?
Et la famille? Bien?
Çok iyiler.
Elles sont très bonnes.
Çok iyiler. Ayrıca senin ayakkabılarını çaldıklarını sanmıyorum.
Ils ne t'ont pas piqué tes baskets.
Onlar şuan iyiler, Söz veriyorum.
Elles vont bien, promis.
Evet, çok iyiler ama burada değiller. Ben de dönemiyorum.
Ils sont super, mais ils ne sont pas là et je ne peux pas retourner là-bas.
- Çok iyiler.
Ils sont cool.
- Çünkü sadece en iyiler hatta gider
Parce qu'on est des vrais soldats.
Ama şimdi daha iyiler. İyi değiller, hayat hâlâ aynı ama daha iyiler yani.
Il commence à se rétablir, mais il ne pète pas encore de joie.
Çok iyiler.
Ils sont bien.
Hayır, onlar da iyiler.
Ils sont super.
Eşiniz ve kızınız iyiler.
Votre femme et votre fille vont bien.
- Evet, çok iyiler.
- Oui, très bien.
Ebeveynlerim iyiler.
Mes parents vont bien.
- Ama fiziksel olarak iyiler değil mi?
- Pas de signes physiques?
Biliyorum, ama babam ve Marcus bu işte iyiler.
Je sais, mais Marcus et mon père sont bons à ce genre de choses.
29 gemideki en iyiler arasından seçildiniz.
Vous avez été sélectionné parmi les meilleurs des 29 vaisseaux.
Merak etme.Bu işte iyiler.
T'en fais pas, ils assurent.
Evet, kesinlikle bu işte iyiler çünkü eğer öyle olmasa, oraya gidip onlara günlerini gösterirdim.
J'espère bien. Sinon, j'y vais et je leur fais sauter la cervelle.
Gayet iyiler, hallederiz.
On les prend.
Evet, eski kameraları bulmak için iyiler.
Oui, je cherche de vieux appareils photos.
Ve işlerinde gayet iyiler
Ce sont des tueurs, très doués.
Gayet iyiler.
Très bonnes.
Onlar, bizim evlerimizden gerçekten daha mı iyiler?
Est-ce qu'ils sont meilleurs que nos maisons?
Bunlar oldukça iyiler.
Elles sont vraiment bonnes.
Söylememen gerekiyordu. Jamal, parçalarını dinledim. Gayet iyiler ama çıkış yapacak şarkı sende yok.
Désolé, TU etais censée ne pas lui dire regarde, Jamal, J'ai écouté ton truc, et tu es bon bébé, mais tu n'as pas ce hit qui déchire, ok?
Oldukça iyiler.
Ils vont plutôt bien.
Mac, çocukların iyiler.
Mac, tes garçons vont bien.
İyiler hiçbir şey yapmazken kötüler zafer yapıyor.
Le mal triomphe quand les bons ne font rien.
- Evet. İyiler, teşekkürler.
- Ça va, merci.
İyiler.
Ils sont très bien.
İyiler.
Bien.
- İyiler, Louis sorduğun için teşekkürler.
Ça va, Louis, merci.
İyiler.
Je crois que ça va.
İyiler çabuk kapılıyor.
Ce sont les meilleurs qui partent les premiers.
- Tanrım, çok iyiler.
Ils assurent.
Çok iyiler.
Je ne peux pas résister.
İyiler mi?
Ils vont bien?
- İyiler.
- Oh, ça va. - Vraiment? Pourkwa tu m'rappelles pas?
- İyiler.
- Ils vont bien.
İyiler.
Elles vont bien. Elles sont en sécurité.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]