English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ I ] / Iyiydim

Iyiydim translate French

838 parallel translation
- Bana bunu hatırlatma. - Sen konuşana kadar iyiydim.
- Ça allait jusqu'à ce que tu en parles.
- Şuana kadar gayet iyiydim.
- Bien, jusqu'à maintenant.
6 yaşındayken belki daha iyiydim.
J'étais peut-être meilleur à six ans qu'à présent.
Acil durumlar için çok iyiydim.
- J'étais là pour toutes les urgences.
- Gayet iyiydim. Tamam, üzme tatlı canını, Maxim.
Ne vous inquiétez pas.
- Simdiye kadar iyiydim.
- Bien, jusqu'ici.
O zamanlar... en iyiydim.
À l'époque, j'étais le maître.
Sahneye çıktığımda son derece iyiydim.
J'étais tout à fait bien en entrant sur scène.
Daha önce yalnızdım ve iyiydim, belki de daha iyiydim.
J'ai été seule avant, et je m'en sors bien. Peut-être mieux.
Bir erkek kadar iyiydim.
Je valais n'importe quel homme.
Evet ama ben de iyiydim, değil mi?
- Si, tu l'es. - Je suis douée aussi, non?
- Çocukken, bunlar kadar iyiydim.
- J'étais bon, petit.
Beni sevdin çünkü beni kullanabiliyordun. Beni kullanabiliyordun çünkü işimde iyiydim.
Tu m'adorais parce que tu me prenais pour un malin.
Araştırmada iyiydim.
Je sais faire des recherches.
Çok iyiydim... Savaşın gerçek anlamı hakkında bir yazı yazmıştım.
J'ai écrit un article sur le pourquoi de cette guerre.
Cody, şu tren işinde oldukça iyiydim ha? - İlk işim olarak hiç fena sayılmazdı, ha?
J'ai été à la hauteur pour une première fois, hein?
Sana... sana karşı hep iyiydim.
J'ai été bon pour toi.
Neden yerimi değiştirdiniz? Eski yerimde iyiydim.
Pourquoi me déranger?
Eskiden çok iyiydim.
Je tirais bien.
Ben daha iyiydim.
- J'étais meilleur que lui.
Bayağı iyiydim, onlar da bunu biliyor.
J'étais plutôt doué et ils le savent.
Lisede oldukça iyiydim.
J'ètais bon au lycèe.
Lisede nede iyiydim, biliyor musun? Matematik.
J'ètais bon en maths au lycèe.
Kasketimden bıçağı fırlatmada iyiydim.
J'étais maître du "lancer de la casquette".
- Sensiz de gayet iyiydim.
- Je me passerai de vous.
Oradayken çok iyiydim.
Je m'y plaisais.
Zaten uyuyamıyordum. Koridorda da pekala iyiydim.
Ne pouvant dormir, je suis restée dans le couloir.
- Bugün daha iyiydim, değil mi Madam?
- Ca allait mieux madame? - Aujourd'hui, oui.
Çok iyiydim öyle değil mi?
Tout a bien marché ce soir, tu ne trouves pas?
Sizi şaşırtabilir ama, şansım dönmede önce çok iyiydim.
Vous seriez étonnée. J'étais bon, avant de tomber dans le pétrin.
Kızılderililerin yanında daha iyiydim.
J'étais mieux traitée par les Indiens.
Ama boksta çok daha iyiydim.
Mais j'ai surtout fait de la boxe.
Üstelik epey iyiydim.
Et j'étais assez bonne.
Bu işlerde çok iyiydim.
Dommage, j'étais très bon.
Gerçekten iyiydim.
Vraiment.
İşimde iyiydim ama... hiç sevilmedim. Hiç.
Je fais bien mon travail, mais... je n'ai jamais été aimée.
Oldukça iyiydim, değil mi?
Pas mal, non?
Bayağı iyiydim, değil mi?
J'ai été bon, n'est-ce pas?
Harika değildim. Sadece iyiydim.
Je n'étais ni terrible ni même "Grande École".
Çocukken iyiydim, ama artık değilim.
Enfant, j'avais une jolie voix.
- Sen gelene kadar iyiydim.
- Plus maintenant.
İyiydim, cidden iyiydim.
J'étais bonne, vraiment
- İyiydim, değil mi?
- J'étais bien, n'est-ce pas?
İyiydim, değil mi?
J'étais bien, non?
İyiydim.
J'étais bien.
Çok iyiydim.
Le bois Demander n'importe quoi sur le bois. J'étais bon.
İyiydim. Spyros'u arar mısın?
Demande Spyros au téléphone.
Oldukça da iyiydim işimde.
Ça marchait pour moi.
- İyiydim.
- Ca allait.
- İyiydim ama caz çalmak için siyahi olmak gerektiğini düşünmüşümdür.
- Oui, j'étais bien. Mais j'ai toujours trouvé que pour jouer du jazz il faut être noir.
İyiydim.
J'étais bonne

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]