Kafayı yiyeceğim translate French
161 parallel translation
Bak söylüyorum, bir şey daha olursa kafayı yiyeceğim.
Je vous jure que je vais devenir fou.
Kafayı yiyeceğim.
Je deviens dingue.
- Kafayı yiyeceğim.
- Quel culot.
Burada bir gün daha kalırsam kafayı yiyeceğim!
Je vais devenir fou, si je reste!
Kafayı yiyeceğim.
C'est fou!
Kafayı yiyeceğim!
Vous me rendez fou!
- Kafayı yiyeceğim!
- Ben, ça alors!
Kafayı yiyeceğim.
Je crois que je suis timbré.
Böyle devam edersem kafayı yiyeceğim!
Si ça continue comme ça, je vais virer fou!
Bu saatte rahatsız etmek istemezdim ama ama kafayı yiyeceğim.
Je suis vraiment désolé de vous embêter, mais je perds les pédales.
Kafayı yiyeceğim!
Je deviens fou!
Kafayı yiyeceğim.
Ça me rend dingue.
Kafayı yiyeceğim!
Ben merde alors!
Kafayı yiyeceğim en sonunda!
Je vais vomir!
Biriyle konuşmam gerek, yoksa kafayı yiyeceğim!
Je dois parler avec quelqu'un, ou je vais devenir fou, putain!
- Kafayı yiyeceğim.
- Je suis pétrifié.
Ben de kafayı yiyeceğim.
- Mary. Je vais me sentir mal.
Kafayı yiyeceğim. Lütfen...
Ça me rend dingue d'être enfermée.
- Kafayı yiyeceğim.
Ça me déboussole.
Annemi severim, ama bir kere daha TV karşısında tepside yemek yersem yada bir kere daha Çarkıfelek'in tekrarını izlersem kafayı yiyeceğim.
Je l'aime bien mais si je dîne encore... devant La roue de la fortune, je crois que je vais peter les plombs.
Bu mektubu bitirmezsem, kafayı yiyeceğim. Bu şekilde olamaz.
Je dois d'abord finir cette lettre.
Kafayı yiyeceğim.
Je perds la tête.
Kafayı yiyeceğim.
Ça me met en colère.
Kafayı yiyeceğim!
Je vais péter un câble!
- kafayı yiyeceğim.
Ca m'explose la tête.
Sessiz kalırsam, kafayı yiyeceğim.
Si je garde le silence, je vais devenir fou. Tout çà?
Değişik bir şeyler bulamazsam, kafayı yiyeceğim.
J'étais en train de me creuser les méninges pour essayer de trouver quelque chose d'original.
Onun burada keyfi yerinde, ama ben kafayı yiyeceğim.
Tu es gentille, mais je perds la tête.
Genel birime dönelim yoksa kafayı yiyeceğim.
Faut qu'on retourne avec les autres ou je vais péter un plomb.
Kafayı yiyeceğim adamım. Red zula hakkında hiç bir şey söylemedi... ki bunun tek bir anlamı olabilir, bağırmaktan çok daha korkunç bir evreye geçmesi.
Ca fout les boules mec, Red n'a rien dit sur le paquet... ce qui signifie qu'il est passé au stade le plus effrayant :
Kafayı yiyeceğim ya...
Je me sens mal!
Düşünmekten kafayı yiyeceğim.
J'ai la migraine rien que d'y penser.
Kafayı yiyeceğim.
Je vais devenir cinglé, bordel!
Kafayı yiyeceğim!
Tu passes tous les jours à la même heure.
Eğer sorunumun ne olduğunu yakında bulamazlarsa, kafayı yiyeceğim. Oh tatlım.
Si je ne découvre pas rapidement ce qui ne va pas chez moi, je vais devenir fou.
Kafayı yiyeceğim.
Je vais péter un plomb.
- Kafayı yiyeceğim!
- Je flippe. - Mais pourquoi?
Aynı dört duvarı seyrediyorum. Kafayı yiyeceğim.
Regarder ces quatre murs... je deviendrais folle.
Kafayı yiyeceğim.
Ça me rend fou.
Hayır aslında birazdan kafayı yiyeceğim
En fait non. Je suis en train de flipper.
Ve eğer hemen oynayamazsam, kafayı yiyeceğim!
Et si je ne joue pas vraiment bientôt, je vais pété un cable!
O zamana kadar haber gelmezse eve gidip kafayı yiyeceğim.
Si je n'ai pas de nouvelle, je rentre à la maison et je panique.
Kafayı yiyeceğim Gary, yeminle!
Je vais vomir, je te jure.
Sıkıntıdan kafayı yiyeceğim.
Je me fais chier grave! .
Kafayı yiyeceğim çocuklar.
Ca me rend dingue.
Kafayı yiyeceğim.
C'en est trop pour moi.
Hep biz mi dayak yiyeceğiz? - Kafayı yiyeceğim be.
Ça suffit, merde!
Burada kafayı yiyeceğim!
Je deviens fou ici!
Eğer ben buradan kurtulduğumda her şeyin ne kadar harika olacağını bir kez daha söylerse kafayı yiyeceğim. Demek istediğim, Timmy ;
Voilà le topo, Timmy.
- Tak gözüne. - Kafayı yiyeceğim.
Bon sang, je vais être en retard.
- Kafayı yiyeceğim.
Vous n'avez qu'à supprimer ça au montage, tes techniciens et toi. -...