English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ K ] / Kapı açılır

Kapı açılır translate French

287 parallel translation
Aniden bir kapı açılır. Kaçış yolu.
Mais soudain, la barrière s'ouvre.
Biz de odadaki havayı boşaltırız, kapı açılır ve giysi böylece dışarı sürüklenir.
Nous ouvrons la porte et tout tombe par le poids du réservoir.
Kapı açılır açılmaz bu kadının kafasına kurşunu sıkarım.
Dès que la porte s'ouvrira, je lui mettrai une balle dans le crâne.
Bilirsin, "Evet, bayan. Hayır, bayan." Önlerinden kapı açılır, Sandalye verilir..
À être poli avec elles, à leur ouvrir la porte, à leur laisser ma chaise.
Belki de kapı açılır ve içeri o girer.
Elle s'apprête peut-être à franchir la porte.
Kapı açılır...
Et la porte s'ouvre.
O kapı açılır açılmaz içeri yığılır ve gideriz.
Une fois la porte ouverte, on montera tous dedans.
- İstemez. - ( Kapı açılır )
Non.
Çıkarırım, kapı açılır memur bey.
Je prends une grenade Je tire l'épingle. Levé, ouvert la porte Oh, Officier
O hafif uyku üstünüze çöktüğünde... önünüzde iki kapı açılır.
Lorsque vous vous endormez, en phase de sommeil léger il y a 2 trous dans lesquels vous pouvez tomber.
- Tokmağı vurursan kapı açılır.
- Frappe, et la porte s'ouvre.
- Genç Hardy'leri okumadın mı? Bir kolu çekersin ve gizli bir kapı açılır!
C'est sûrement une porte secrète.
İç kapı açılır. Kontrol operatörü camdan bakar.
La porte intérieure s'ouvre... la surveillante contrôle tout à travers une glace sans tain.
- Aç şu kapıyı, yoksa kırıp içeri girerim!
- Ouvrez cette porte ou je l'enfonce!
Şimdi, kapıyı açın ve ellerinizi kaldırın.
Ouvrez! Mains en l'air!
Kapılar açılır, kapanır ve kimse sebebini bilmez.
Les portes s'ouvrent et se referment... sans qu'on sache pourquoi.
Görüyorsun ya, tek yapman gereken sütunlar arasından geçmek. Işık kırılır ve kapılar açılmaya başlar.
Vous voyez... vous passez entre les poteaux... la cellule est coupée, les portes s'ouvrent.
Arkanızdaki kapı kiliseye açılır.
Cette porte donne sur la nef.
Bu şekilde açarsan... bir uçak gibi uçar... 50 cente geleceğin kapıları senin için açılır.
Voyons si ce parapluie est solide! Autant qu'un aéroplane. Pour vingt lires, on vous ouvre les portes du Destin!
Kapı nasıl açılır bilmiyor musun?
Vous savez pas ouvrir une porte?
- Bu kapı verandaya açılır.
- Cette porte mène dehors.
O kapılar yalnızca üç kez açılır içeri girdiğin zaman, cezanı çekip bitirdiğin zaman ya da öldüğün zaman!
Ces portes ne s'ouvrent que trois fois. Quand on entre, qu'on a fait son temps ou qu'on est mort!
Arka kapı her zaman açıktır. O zaman, siz evde değilken onun, sizin eve gelmesini ve kendisinin olan eşyaları almasını engelleyen bir şey yok.
Rien ne l'empêchait d'entrer en votre absence et de reprendre son bien?
" Biliyorum, insanoğlunun çıkış yapması için Azrail'in on binlerce farklı kapısı olduğunu Açılır kapanırlar acayip geometrik menteşelerle,
La mort a dix mille portes de sortie.
Gördün mü? Eğer güzel şeyler düşünürsen bütün kapılar açılır.
Si tu penses à des belles choses toutes les portes s'ouvrent.
Ölüm sonsuzluğpa açılan kapıdır, ve burada yatan genç kadın, kapıdan sevdiklerinden daha önce geçti.
La mort est la porte de l'éternité et cette jeune femme vient d'en franchir le seuil avant ceux qu'elle aimait.
Zindanın kapıları açılır ve prensimiz özgür kalır.
Et voici que s'ouvrent les portes du donjon! Et notre prince est libre de poursuivre son chemin.
O zaman tüm perdeler ve kapılar açılır ve asla yalnız kalmazsın... asla.
Tous les stores se lèveront, toutes les portes s'ouvriront et vous ne serez plus jamais seul.
Jeneratör çalıştığında ışıklar yanacağına kapılar açılır.
Quand le générateur fonctionnera, au lieu d'obtenir la lumière... on aura l'ouverture des portes.
Elektrik kesilirse kapılar açılır.
S'il y avait une panne, les portes des "cages" s'ouvriraient seules.
- O kapı nasıl açılır?
- Comment ça s'ouvre?
Bu kapı okyanusun dibine açılır efendim.
Au royaume de Neptune, monsieur.
İkisini de kapı dışarı ettim, açılır köprüyü indirdim ve boşanma işlemlerini başlattım.
Je les ai mis dehors, j'ai remonté le pont-levis et je divorce.
Bir dostun kapısı diğerine her zaman açıktır. Şartlar ne olursa olsun dost dosttur.
Un ami accepte toujours l'autre, même dans la dégradation la plus absolue.
Kapılar açılır açılmaz giriyoruz.
Nous entrons à l'ouverture des portes.
O anda kapılara açılır... ve Eskiler geçmeye başlarmış.
Le moment où la porte s'ouvrirait pour laisser passer les anciens.
Ama ben açıkça ve özgürce yaşadığım için sanırım dehşete kapılıyorlar.
Mais il suffit que je vive au grand jour, librement, pour qu'ils soient terrifiés.
Mihrabın kapıları açılır,
Les portes de l'autel s'ouvrirent,
De ki, bir gün kellem... onun eline düşse bile Gözlerim Tang Klanının yıkılışını... seyretmek için açık kalacaktır Sikong, lütfen onlara kapıyı göster
Retourne dire à ton maître que si ma tête lui parvient un jour, mes yeux resteront ouverts pour contempler sa destruction.
Kapının diğer tarafı başka bir boyuta, sesin bir boyutuna, görüşün bir boyutuna, zihnin bir boyutuna açılır.
Au-delà existe une autre dimension, une dimension sonore, une dimension visuelle, une dimension spirituelle.
Hayır! Steubens'ın laboratuarına açılan kapı burada, ama yolda bunlar varken, oraya nasıl ulaşacağımızı...
Non, c'est le labo de Steubens, mais avec ça,
Sanırım babası ona arabayla çarpınca acıma duygusuna kapıldı.
car son père l'a frappé avec la voiture.
Tahliye kapısı açılıyor ve halatı çekmenle ana paraşüt açılacaktır. Herşey birbirine bağlı..
Le pilote déclenche le mécanisme et le parachute s'ouvre.
yardım edeyim. tokmağı döndürürsen, kapı o zaman açılır.
J'aurais pu être le fils d'un homme riche, mais un sort cruel en a décidé autrement.
Ama fırlatma başladığında kapılar otomatik olarak açılır.
Les portes s'ouvriront quand le lancement commencera.
Çünkü su altı kanyonlarını yüksek doğrulukla ölçebiliyorlar. Bu kanyonlara açılan kapı Thor'un İkizleri olarak anılan yapıdır.
L'entrée de ces canyons est une formation appelée les jumeaux de Thor.
Kapı algılayıcısı açılıp kapanmak için... sadece insanımsı formları tanır.
Les détecteurs ne répondent qu'aux voix humanoïdes pour s'ouvrir.
Biz psikiyatrisiler ahırın kapısı açıldığında inekleri kovalarız.
Nous, les psychiatres, courons après des vaches une fois que la porte de l'étable est ouverte.
İçeri girip kapıyı kapatırsınız, ışık açılır.
On entre, on ferme, la lumière s'allume.
Ne yazık ki güç alanları kapıdan geçtiğim an yeniden açılır.
Malheureusement, le champ de force réapparaît une fois que je suis passé.
O kapı zor açılır. Diğer taraftan.
Non, elle a été forcée, fais le tour.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]