English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ K ] / Karın

Karın translate French

72,946 parallel translation
Karın yok.
Plus d'épouse...
Çabuk, çıkarın onları!
Vite, fais-les sortir.
Millet, New York'un tadını çıkarın.
Les gars, on prend un vol pour La Grosse Pomme "New York".
Denizaltını oradan çıkarın.
Prenons possession du sous-marin.
Önce karın o zaman.
Ça sera ta femme.
Karın ya da çocuğun var mı?
T'en as une?
Demek öyle, göreceğiz. Karın ve çocuğun senin yüzünden yerde kanlar içinde yattığında ve bununla yaşamak zorunda kaldığında göreceğiz.
Bien, c'est ce qu'on va voir... quand ta femme et ton fils baigneront dans leur sang et que tu devras vivre avec leur mort sur la conscience.
Şunları buradan çıkarın.
Faites-les partir d'ici.
Kendinizi boktan çıkarın. 29,99 dolar.
Sortez-vous de la merde 29.99 dollars
Karına yaklaşıp kollarını doladıktan sonra şöyle desen nasıl olurdu,
Imaginez-vous attraper votre femme et lui dire :
K'un-Lun'ın sonuna kadar gittim ama her yerde kar fırtınası vardı.
J'allais tout au bout de K'un-Lun, et tout n'était que... Que tempête de neige à l'infini.
Şimdi eminim pek çoğunuz bu sözde senatörün bazı kötü dürüst olmayan.. işlere karıştığını duymuşsunuzdur.
J'imagine que vous avez entendus parler d'une certaine sénatrice, qui se retrouve mêlée à une sale affaire.
Büyük büyükbabam bunu, karısının sırtından çıkarmak için bir bıçak ve sıcak su kullandı.
Mon arrière-grand-père a utilisé un couteau et de l'eau chaude pour l'ôter du dos de sa femme.
Kariyerime karışmaya başlayamazsın.
C'est mon emploi. Tu ne peux pas te mêler de ma carrière.
İç çamaşırını çıkar.
Enlève ta culotte.
Yani biraz karışık ama daha önce hiç bu kadar mutlu olmamıştım.
C'est compliqué, mais je n'ai jamais été aussi heureuse.
- Sadece manzaranın tadını çıkarıyorum.
Je profite du paysage.
İsterseniz sayın ama size söz, her zaman bir çıkar.
Allez-y, comptez... Vous verrez, c'est toujours un seul.
İki ayrı dilin karışımına benziyor. Tabii gördüğünüz gibi hangi diller olduğunu belirleyemediler.
Ça a l'air d'être un mélange de deux langues mais jusqu'à présent ils n'ont pas réussi à déterminer quelles langues.
- Karışmadı.
- Ce n'est pas déroutant!
Havai fişeklerin tadını çıkar.
Profitez du feu d'artifice.
Aklını karıştırdı demek.
- Oh, je vois vous êtes confuse? - Hein.
Yaptığın şeyi nasıl karışlayacaklar?
Comment vont-ils te juger?
Bir çıkarın var mıydı?
- Êtes-vous associé?
Aman kafan karışmasın dostum.
Faut pas t'y méprendre.
Karımın mezar kazıcılarıyla işi olmaz.
Ma femme n'a rien convenu avec les fossoyeurs.
Toprak toprağa, küller küllere, toz toza karışsın!
Terre à la Terre cendre à la cendre, poussière à la poussière.
Karım ve ben kısa zaman önce toprağa verdiğin o deli ihtiyarın tehditlerine maruz kaldık ve senden tek kuruş almadan 10 yıl boyunca o çocuğa baktık.
Ma femme et moi avons pris soin du garçon pendant dix ans sans un seul penny de votre part et rien d'autre que des menaces du vieux fou que vous venez d'enterrer.
Ben kocanım ve sen de karımsın.
Je suis ton époux et tu es ma femme.
Şu kâğıt topunu açarsan, iki gün sonrasına tarihli Doğu Hindistan Şirketi'ndeki işinden çıkarılma ihbarını göreceksin.
Si vous dépliez ce papier, vous y trouverez votre avis de licenciement de la compagnie des Indes, daté d'il y a deux jours.
Şirket bu işe karışanlarının asılacağını çoktan beyan etmiş bile.
La Compagnie a déjà déclaré qu'elle ferait pendre les voleurs.
Karısı İspanyol prensesi ya İtalyan kontesi ya da başka bir şeyi oynamayı reddettiğinde onu Bedlam Tımarhanesi'ne gönderdi.
Et quand sa femme n'a plus voulu jouer la princesse espagnole ou la comtesse italienne ou peu importe le rôle qu'elle refusait de jouer... il l'a envoyée à l'hôpital psychiatrique de Bedlam.
Ancak klorat ekler ve karıştırır, karıştırır karıştırır ve devamlı karıştırırsan insan gücüne ve vardiyaya da ihtiyacın olur.
Néanmoins, si vous ajoutez du chlorate, vous devez mélanger et mélanger et mélanger et ne jamais arrêter de mélanger en permanence. Il vous faut une équipe. Des hommes.
Evet, menfaati için karısını öldüren iyi bir adamdı.
Oui, un homme bon qui a tué sa femme par commodité.
Müdafaasız olanı kendi çıkarımıza kullanırken onun bir adım önde olduğunu düşünmesine izin vereceğiz.
Nous allons le laisser croire qu'il a un coup d'avance... pendant que nous exploitons ce qui n'est pas protégé.
Yağmuru ve batan gemiyi aklınızdan çıkarır.
Ça distrait de la pluie et d'un bateau en train de couler.
Çamaşırları mı karıştırdın?
Où cela? Tu fouilles la lessive?
Rıhtımda para ödediğim adamların karıları kedi gibi doğuruyor.
Ces dockers que je paye une misère ont des tonnes de gosses.
Dougie bu konuyu düşünecek vaktim oldu. Yaptığın tahkikatın, bu ofisin de içine karıştığı bir organize suç şebekesini ve muhtemel bir polis yolsuzluğunu ortaya çıkardığı aşikâr.
Dougie, maintenant que j'ai eu le temps de réfléchir à tout ça, il est clair que votre travail d'investigation a révélé un cercle de crime organisé, et une possible corruption de la police passant par ce bureau.
Ben Doktor Amp. Özgürlük için baştan çıkarıyor adalet için yokuşları tırmanıyor ve bağımsızlığın ışığını yakıyorum.
Ici le Dr Amp, qui joue les vamps pour la liberté, grimpant la rampe de la justice et allume la lampe de l'indépendance.
Burada kal ve güzel bir uyku çek. Yarın birlikte aramaya çıkarız.
Reste là, passe une bonne nuit de sommeil, et on iras chercher tous les deux demain.
Paris'in tadını çıkarıyor musunuz?
Contente de votre séjour à Paris?
Şişko Tony, cannolinin tadını çıkar.
Fat Tony, déguste-moi ces cannelloni, offerts par la maison.
Karısını severdim ama.
Mais j'aimais bien sa femme.
Bana ver, sen git partinin tadını çıkar.
Je vais la prendre. Profite de ta fête.
İşinize karışmak gibi olmasın ama insan şüphe ediyor. Yoksa bir şeyden mi kaçıyordu?
Je suis pas inspecteur, mais elle devait fuir quelque chose.
Kayıplara karışmak yasalara aykırı değil.
Ce n'est pas illégal de disparaître.
Şunu kafamdan çıkarıp bana suratını göster.
Virez-moi ces sacs et montrez-vous.
Robin ile Susan'ı da bu işe karıştırmamalıydık.
On n'aurait pas dû mêler Robin et Susan à ça.
- Mangels karısını mı hedef almış?
Mangels cible sa femme?
- Karısını boşayacak.
Mangels divorce sa femme.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]