English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ K ] / Karışmayın

Karışmayın translate French

290 parallel translation
Siz karışmayın.
N'intervenez pas.
- Lütfen karışmayın efendim.
- Laissez-moi régler ça seul.
Ve sizde kendi görevinizi yapın, başkasının işine karışmayın. Radcliffe için daha iyi olur.
Et si vous en faisiez autant sans vous mêler de ce qui... ne vous regarde pas, tout se passerait mieux à la mine.
Şimdi karışmayın.
N'intervenez pas maintenant.
- Ayyaş değil mi? - Karışmayın!
- C'est un poivrot?
Siz karışmayın!
Toi, tais-toi!
Bu sefer karışmayın, Peder.
Cette fois, n'intervenez pas.
Bu özel bir mesele. Bu işe karışmayın.
C'est personnel, ne vous en mêlez pas.
Siz bu işe karışmayın!
Ah, vous le poulailler, restez tranquille!
- Lütfen karışmayın.
- Écartez-vous.
Zaten daha yeni - İşimize karışmayın beyefendi.
Mais on a déjà fermé...
Bundan böyle bu işe karışmayın, hiçbiriniz! Sizi yanımda istemiyorum.
Restez en dehors de tout ça, tous autant que vous etes!
Bana bak, Morley, sen ve şu adamların belanızı arıyorsunuz galiba. İşimize karışmayın.
Il me semble que tes hommes et toi faites tout pour causer des ennuis.
Kemiklerime karışmayın, 53,95 dolarımı verin!
Laissez ma charpente. Et donnez-moi mon argent.
Siz bu konuya karışmayın.
- Ne vous mêlez pas à ça!
Yararı yok. Bu işe hiç karışmayın.
Non, ne soyez pas mêlé à ça!
Geri kalan hepiniz, karışmayın.
Hé, vous! Ne nous dérangez pas.
- Lütfen siz karışmayın.
- Restez en dehors de tout ça.
- Siz bu işe karışmayın lütfen!
- Restez en dehors de ça, vous.
Lütfen! Bu işe karışmayın.
Ne vous en mêlez pas.
Ama ne yaparsam yapayım, karışmayın.
Mais quoi que je fasse, n'intervenez pas.
- Bu benim işim, karışmayın! - Ne demek benim işim. Çık dışarı!
- Ce n'est pas vos oignons.
Lütfen işime karışmayın.
Monsieur, s'il vous plaît, restez hors de cette histoire.
Karışmayın!
Debout!
Bu işe karışmayın sizi aptallar.
Ne vous en mêlez pas, galeux!
Buna karışmayın.
Ne le touche pas.
- Bayım, siz karışmayın.
- Ne vous en mêlez pas.
Sözümü dinleyin, başkasının işine karışmayın.
Je vous donne un conseil amical : Occupez-vous de vos affaires.
Lütfen karışmayın.
Ne vous en mêlez pas.
Benim işlerime karışmayın ve sizi zengin edeyim.
Je vais t'expliquer.
Benim işime karışmayın yeter!
N'essayez pas de me baiser.
Bana karışmayın yeter.
Laissez-moi tranquille.
Kendi iyiliğiniz için bu işe daha fazla karışmayın.
Dans votre intérêt, tenez-vous-en là.
Buna karışmayın.
- Ça tombe bien!
Karışmayın!
Ne vous mêlez pas!
- Bu işe karışmayın.
- Ne vous en mêlez pas.
- Kaptan, lütfen karışmayın.
- Capitaine, ne vous en mêlez pas.
Ne istersem söylerim, bana karışmayın!
Bimba, comment oses-tu? Je dis ce que je veux.
- Karışmayın yoksa tutuklanırsınız.
- Laissez passer, ou je vous arrête.
Karışmayın, yoksa kaçırırım!
Vous voulez me faire manquer ma cible?
"Parayı alın ve karışmayın."
on vous paie, vous nous laissez.
Sakın karışmayın. Sadece izleyin, tamam mı?
On ne remue pas, on ne fait qu'observer, d'accord?
Ama iki numaraya karışmayın.
Mais ne marchez pas dedans!
Karışmayın!
Ludmilla...
- Siz karışmayın Mösyö.
- Vous mêlez pas de ça.
İşime asla karışmayın.
Ne vous en mêlez plus!
Başkalarının içişlerine karışmayı tiksindirici buluyoruz.
Nous répugnons à intervenir dans les affaires des autres.
Nereden olduğumuz önemli değil ama en önemli kanunumuz hiçbirimiz başkalarının iç işlerine karışmayız.
Croyez-nous lorsque je vous dis qu'une de nos lois les plus importantes est de ne pas intervenir dans les affaires d'autrui.
- Karışmayın!
Laissez-nous passer!
Bu meseleye karışmayın.
Restez hors de tout ça.
- Karışmayın.
.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]