English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ K ] / Kaçtım

Kaçtım translate French

5,251 parallel translation
- Ben de hemen kaçtım.
- Alors je suis tout de suite partie.
Ben kaçtım.
C'est Bon.
Ben kaçtım.
Je me casse.
Benim adıma masum insanları öldürmelerine daha fazla izin veremezdim bu yüzden kaçtım.
Je ne pouvais pas les laisser tuer des innocents en mon nom, alors, j'ai fui.
Korktum ve kaçtım.
J'ai eu la chienne et je me suis enfuie.
Ben de kaçtım.
Puis j'ai fui.
- Evet, panikledim ve kaçtım.
C'est bon, j'ai compris. J'ai paniqué et fui.
Onlardan kaçtım ve Amerika'ya geldim.
Puis me suis enfui, et suis venu en Amérique.
- Kaçtım, canım.
- Je me suis échappée, ma chère.
- Tüm gün Aria'dan kaçtım.
J'ai évité Aria toute la journée.
Ondan kaçtım.
C'est pour ça que je me suis enfuie.
Aurelius olayı üstlenince, bağlantıyı kurdum,... ve kaçtım, çünkü...
Aurelius l'a revendiquée, j'ai fait le lien, et je me suis caché, parce que...
Söylediğim gibi sıçrayan çiftliğinden kaçtım ama kardeşimin grubu ve ben bitap düşmüştük.
Je me suis échappé comme je te l'ai dis, mais le groupe de mon frère et moi avons été anéanti.
- Yani, dışarıda bir başına mı bıraktın? - Neden kaçtım sanıyorsun?
Et tu... tu l'as laissée toute seule?
- Kaçtım!
- Je me suis échappée.
Ben kaçtım.
J'y vais.
Evet, arkadan kaçtım.
Oui, je me suis enfuis par derrière.
Kaçtım.
A plus!
Çantamı aldım, ceplerindeki parayı da alarak kaçtım.
J'ai pris mon sac, leur argent et je me suis enfui.
Chloe, istemiyorum dedim sonra kaçtım.
Chloé, j'ai dis que je voulais pas et j'ai du m'enfuir,
Zar zor kaçtım, eve gidiyoruz.
Je pouvais à peine m'en aller, allez on rentre.
Tek bir şansım vardı ve ben korkup kaçtım!
J'ai eu la parfaite ouverture pour la faire mienne, mais je me suis défilé!
Ne? Onlardan kaçtığımızı sanıyordum.
- Je croyais qu'on se sauvait.
Çalmasa bile bugün patronum yumurta salatalı sandviçini yüzüme fırlattığında birazı ağzıma kaçtı.
Et même s'il ne sonne pas, aujourd'hui, quand mon boss m'a jeté son sandwich oeuf-salade au visage, une partie a été dans ma bouche.
İllüzyonla, herhangi biri olabilirim... Gerçekten kaçtığım birisi.
Avec l'illusion, Je pouvais être quelqu'un... qui n'était pas vraiment moi.
Hayrola, bütün karılar kaçtı mı?
Toutes les filles se sont sauvées?
Pekala, bir yere kaçtığımız yok.
Bon. On ne s'enfuit pas.
Kaçtığımda hangi özelliklerin lazım olacağını biliyordum.
je savais de quelles compétences j'aurais besoin à ma désertion.
Kaçtın mı?
- Tu as pu fuir?
Bay Tate, hapihaneden kaçtığından beri oğlunuzla herhangi bir bağlantı kurdunuz mu?
M. Tate, avez vous eu un contact avec votre fils depuis son évasion?
Kaçtığım falan yok.
Je ne les évite pas.
- Biraz iştahım kaçtı.
J'ai quelque peu perdu mon appétit.
Onu bulmaya çalışıyorum ama içimden bir ses bende kaçtığını söylüyor.
J'ai essayé de lui mettre la main dessus, mais j'ai comme l'impression qu'elle m'évite.
Kaçtığımızı sanıyordum.
Je croyais qu'on s'échappait.
İzninle, iştahım kaçtı.
Si tu veux bien m'excuser, j'ai plus faim.
Orkestra kaçtığımızdan beri güvenlik önlemlerini arttırdı.
Orchestra a elevé la sécurité depuis notre évasion.
Ben neyden kaçtığımı biliyorum ama senin aklında susturmak istediğin ne var?
Je sais à quoi j'ai échappé, mais qui y a t-il dans ta tête que tu veux oublier?
Neden kaçtıklarını bilmiyordum ama iyi bir şey olmadığını anlamıştım.
J'ignorais à quoi il essayait d'échapper, mais je savais que ça ne pouvait pas être bon.
Kaçtılar. Ama onları bulacağım.
Ils se sont enfuis.
Kester sorunlarımdan kaçtığımı düşünüyor olabilir ama o bana seçenekler sundu.
Kester peut penser que je m'enfuis. mais c'est lui qui m'a donné les options.
Benden bu güzel, masum genç bayanın sizden daha fazla içip, pantolonlarınızı alıp kaçtığına inanmamı mı bekliyorsunuz?
Vous pensez que je vais croire que cette douce et innocente jeune femme vous a mis au tapis, vous a enlevé vos pantalons et s'est enfuie?
Kaçtı mı?
Il s'est enfui?
Yaratmak uğruna hayatımı feda ettiğim dünya benden kaçtı.
Le monde que j'ai passé ma vie à créer. m'a bannie.
Bir hastanede güzel bir kadınla tanışma şansım yüzde kaçtır?
Quelles sont les chances que je rencontre une superbe femme à l'hôpital?
Diğerleri kaçtı.
Les autres ont déguerpi. Il m'a sauvé la vie.
Buraya ilk kez kaçtığımda bana yardımcı oldu.
Il m'a aidé quand je me suis réfugié ici la première fois.
Çocuklarını da alıp aceleyle kaçtı mı?
Elle a pris ses gosses et... elle s'est tirée comme ça?
Neredeyse evden kaçtım.
Mon mariage était si petit que je me suis presque enfuie.
Birkaç seri cinayetten dolayı da sorgulanan Dr. Strauss Carroll, Havenport'tan kaçtıktan sonra, ona sığınak ve tıbbi yardım sağladı ayrıca Carroll'un ne kadar süre...
Le Dr Strauss, lui-même soupçonné d'être un tueur en série, lui aurait offert assistance lorsqu'il a fui Havenport. - Nous ne savons pas...
Divya'nın kaçtığını gördüm ama kimseye söylemedim. Bunu nasıl yaparsın? - Divya'nın kızımız olduğunu düşündüm.
Papa, Maman, j'ai... quelque chose à vous dire.
Benden kaçtığını düşünmeye başladım.
Je faisais... caca. J'ai l'impression que tu m'évites.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]