Kaçırıldı translate French
3,239 parallel translation
Günaydın hanımefendi ben Keller Dover, kızım arkadaşıyla beraber kaçırıldı.
Bonjour, je suis Caleb Dover... Ma fille a été enlevée par son petit ami.
Yani... o kitabı okudu ve görünmez adam tarafından kaçırıldığına karar verdi. Şimdi de onu taklit ediyor, öyle mi?
Ensuite, lisez le livre et a décidé de le faire,... et imiter maintenant.
Bir çocuk kaçırıldı bayan.
Un enfant a été enlevé, madame.
Şimdiye kadar kaç çocuk kaçırıldı?
Douze... Combien d'enfants ont été enlevés?
Amerika bayraklı bir kargo gemisi Maersk Alabama şu an bulunduğunuz noktadan 820 mil batıda kaçırıldı.
Un cargo américain, le Maersk Alabama, a été détourné à 820 nautiques à l'ouest de votre position.
Selam Sör Dragoroth, Deniz cadısı Minerva tarafından, Kaçırıldığını duymuştum.
Aye, Sir Dragonoth a été emprisonné par Minerva, ( La femme de Ed lui fait nettoyer le garage ce weekend ) la sorcière.
Duruma bakılırsa henüz duymamışsın ama Bayan Lara "Para Çantası" kaçırıldı.
Juste au cas où vous n'auriez pas entendu, Lady Lara Moneybag a été enlevé malgrés tout.
Sanırım bir kadın kaçırıldı.
Je pense peut-etre qu'une femme a été enlevée.
Haritada gösterilen bu noktada okula giderken kaçırıldığı varsayılıyor.
Son ravisseur s'est probablement caché en attente qu'elle aille à l'école, qu'on voit ici sur la carte.
Fidye için kaçırıldım.
J'ai été kidnappée.
8 yıl önce kaçırıldım.
J'ai été enlevée il y a huit ans.
Demek ki 8 ile geceyarısı arasında Lyssete kaçırıldı. Gözleri bağlandı, boğulmaya çalışıldı ve buraya kaçtı. Ve köpekler tarafından kovalandı.
Donc quelque part entre 8 h et minuit, on a frappé Lysette au visage puis on l'a attachée bâillonnée et transportée jusqu'ici et on lui a lâché deux Rottweilers dessus.
Soğuk Savaşın en ateşli döneminde bir megatonluk güç cihazı diplomatik çantalar içerisinde parça parça Moskova'ya kaçırıldı ve sonra silah kayboldu.
- À l'apogée de la guerre froide, les composants d'une bombe d'une mégatonne ont été introduits un par un à Moscou, dans des valises diplomatiques. Et après, la bombe a disparu.
- Kaçırıldım.
Eve : J'ai été enlevée.
Polisin genç Leah Templeton'ı arama çalışmaları sürüyor. Dün gece Hancock Park'taki evinden kaçırıldığı düşünülüyor.
La police poursuit les recherches pour retrouver Leah Templeton, l'adolescente enlevée hier soir chez elle à Hancock Park.
Kaçırıldığında hangi AVM'deydin?
Dans quel centre commercial étais-tu?
Kaçırıldım.
On m'a enlevée.
Ve eve giderken, ön kapı açıldı ve beni bu aracın içine aldılar Kaçırıldığıma inanma nedenim var .. çünkü bu bilgileri açığa çıkarabilirim.
Et la dernière chose dont je me souviens, c'est de sortir de ma maison, puis de m'être réveillé là, dans cette voiture avec vous je pense que j'ai été enlevé pour m'empêcher de divulguer cette information
Bu onlara kaçırıldığımızı söyleyecek.
Celui-ci les avertira que nous avons été détournés.
Şu anda size cevap veremiyorum çünkü birkaç kahrolası adam tarafından kaçırıldım. Kershaw.
Je suis absent pour le moment, car une bande de culturistes me gardent en otage Kershaw.
Celia Beth Van Zanten - Hansen tarafından 22 Aralık 1971'de kaçırıldığından şüpheleniliyor.
Sans doute enlevée le 22 décembre 1971
- Hansen tarafından 7 Temmuz 1973'de kaçırıldığından şüpheleniliyor.
Sans doute enlevée le 7 juillet 1973
- Hansen tarafından 5 Temmuz 1975'te kaçırıldığından şüpheleniliyor.
Sans doute enlevée le 5 juillet 1975
Cindy Paulson 13 Haziran 1983'te kaçırıldı
Enlevée le 13 juin 1983
Solomon Northup kaçırıldıktan sonra özgürlüğünü tekrar kazanabilen birkaç köleden biriydi.
Solomon Northup fut l'une des rares victimes de kidnapping à retrouver la liberté.
Malmköping istasyonunda motosikletli bir haydut tarafından kaçırıldığını düşünüyoruz.
Nous croyons qu'il a été agressé par un gang de motard.
- Arabamdayım ve radyoda gevezelik yapan polis 100 yaşında moruğun motosikletli bir haydut tarafından kaçırıldığını söyledi.
- Je suis dans ma bagnole, là. Un flic à la radio vient de parler d'un centenaire... qui aurait été kidnappé par des motards.
Polis arıyor. 100 yaşında huzur evinden kayboldu. Motosikletli bir haydut tarafından kaçırıldı.
Un centenaire, disparu de sa maison de retraite, kidnappé par des motards.
- Kaçırıldın mı? - Ne?
- Il vous a kidnappé, c'est ça?
Kaçırıldığını mı düşünüyorsun?
Tu penses à un enlèvement?
Sırt çantalarıyla gezen birkaç Amerikalı yanlış kişilerle ot içti ve Özbekistan'da kaçırıldılar.
Des routards US ont essayé de fumer un joint avec les mauvais gars et ont été kidnappés en Ouzbékistan.
O taraf Carlton'ın kaçırıldığı istikamet.
C'est la direction que Carlton a prise.
Hayır, ama kaçırıldıklarına inanmak için güçlü sebeplerimiz var.
Non, mais nous avons de fortes raisons de croire qu'ils ont été enlevé.
Bugün buradaydılar, eğer kaçırıldıysalar, muhtemelen bunu Pablo Nunez yapmıştır.
Ils étaient ici plus tôt, et s'ils ont été kidnappé, c'est probablement par Pablo Nunez.
Uhl'un kaçırıldığı gün.
Quand ils ont voulu enlever Uhl.
- Kız kardeşim kaçırıldı.
- On a enlevé ma sœur.
Bir adamın kaçırıldığını biliyorum.
Je - je sais qu'un homme a été enlevé.
Kaçırıldı mı?
A-t-il été enlevé?
Danny Latimer kaçırıldı mı?
Danny Latimer a-t-il été enlevé?
Peki kaçırıldığın zamala ilgili,..., operasyona hazırladığın zamanla ilgili bir şey?
De quoi vous rappelez vous à propos de votre enlèvement, hum, des préparatifs pour l'intervention chirurgicale?
Joe Doucett 5 yıldır adaletten kaçıyor.
Depuis cinq ans, Joe Doucett échappe à la justice.
Akabinde seni kaçırıp bir yıldız yapacağım.
Et je vais te kidnapper et faire de toi une star.
Birinin böyle bir saldırı emri verebilmesi için omuzunda kaç yıldız olmalıdır acaba?
Combien d'étoiles il faut pour donner un tel ordre?
Ben kaçırıldım.
J'ai été enlevée.
Bazen on yıldır birlikte olduğun biri için bir kaç fedakarlık yapmalısın.
Parfois, il faut faire des sacrifices pour la personne avec qui on vit depuis dix ans.
Kaç yıldır top oynuyorsun?
Tu joues depuis combien d'années?
Abby'nin en sevdiği yer karımın, onun onun çok sevdiği bir ağaç vardı, evimizin önündeki parktaydı bir kaç yıl önce, yıldırım çarptı.
Le lieu que préférait Abby... Ma femme. Elle aimait vraiment cet arbre.
Kaç yıldır hiç öyle olmamıştın.
Tu n'avais pas été comme ça depuis des années.
Kaç yıldır tık yoktur?
- Temps d'abstinence?
Bunca yıldır tüm aksiyonu kaçıran sen mi?
Il a disparu de la circulation.
O şey kaç yıldır cüzdanında?
Depuis combien de temps tu l'as dans ton porte-feuille?