Kaçıyorsun translate French
3,109 parallel translation
Gerçekte çok yakın duruyor, ringde kız gibi kaçıyorsun.
T'étais pas si collant, sur le ring.
O halde niye kaçıyorsun?
Pourquoi vous enfuyez-vous, alors?
Claire'den kaçıyorsun.
Tu évites Claire.
Söyle bakalım nereye kaçıyorsun?
Où sont tes adultes désignés? Réponds!
ve açıkça hedeften kaçıyorsun.
Puis visiblement, vous esquivez les balles également.
Kaçıyorsun ha.
- Quelle excuse! - Va cuver dehors.
Neden kaçıyorsun?
Pourquoi te sauves-tu?
Kimden kaçıyorsun?
Vous évitez qui?
Kimden kaçıyorsun dedim.
Vous évitez qui? Femme ou maîtresse?
Herkese patronluk taslayıp onlara ne yapacaklarını söylüyorsun. Çünkü sen kendi dertlerinden kaçıyorsun.
Tu donnes des ordres, tu fuis l'essentiel.
Neden hep benden kaçıyorsun.
Pourquoi me fuis-tu toujours?
Neden kaçıyorsun?
De quoi te sauves-tu?
Nereye kaçıyorsun?
Où cours-tu?
Güzel haberler aldık, erkek erkeğe içiyoruz. Kılıbıklık yapıp hemen eve kaçıyorsun.
Après l'annonce des bonnes nouvelles, on picole, et lui rentre à la maison comme un soumis.
- neden içgüdülerinden kaçıyorsun?
Pourquoi as-tu l'instinct de fuir?
Şimdi de bir üniformaya kanmış 18 yaşındaki bir kızdan kaçıyorsun.
Tu as fui une jeune fille séduite par l'uniforme.
Sana inanmak istiyorum ama biraz aşırıya kaçıyorsun.
Moi je suis disposé à te croire, mais t'exagères.
Benden niye kaçıyorsun?
Arrête de me fuir.
Neden kaçıyorsun, Joaquin?
Pourquoi tu cours, Joaquin?
Kendinden mi kaçıyorsun?
Tu ne veux plus tout TE donner?
Niye yanında düdük taşıyorsun? Düdük mü? Elamanlarımdan biri kaçıp gidiyor.
Un sifflet? comment aurais-je pu ne pas fouiller dans ton sac?
Ve hepsi bir yana Lisa, sana Ramon'dan bahsettiğimden beri bana sanki aklımı kaçırmışım gibi davranıyorsun.
Et en plus, depuis que je t'ai parlé de Ramon, tu me traites comme une cinglée.
Hakem! Sıkı bir maçı kaçırıyorsun!
Eh, l'arbitre, tu rates un super match!
Kaç basıyorsun?
Combien vous soulevez?
Beni kaçırıyorsun.
Vous me kidnappez.
En iyi yerini kaçırıyorsun, telefonu yüzüne kapat.
Tu rates le meilleur. Raccroche.
Bir kızı neredeyse volkanın içine atacaktın hani, hatırlıyor musun? Kaç yaşında olduğumu sanıyorsun?
Tu crois que j'ai quel âge?
Asıl meseleyi kaçırıyorsun.
Tu ne comprends pas.
Kaç yıldır stüdyoda çalışıyorsun? İki Yıl? Ve sonuç yok.
Vous enregistrez depuis plus de deux ans mais toujours pas de résultat.
Müşterilerimi kaçırıyorsun.
Tu fais fuir tous mes clients!
Bir şeyler kaçırıyorsun.
Tu transportes quelque chose.
Onun yerine onun tüm malını içip, tüm talep ve itirazları kaçırıyorsun.
Au lieu de ça, tu as pris sa coke et tu as manqué toutes les objections.
Adam kaçırma yanına kar mı kalacak sanıyorsun?
Vous croyez pouvoir m'enlever et vous en sortir?
O haklı, Gail. Melodiyi tutturabiliyorsun ama soloda nağmeyi kaçırıyorsun. Bazen.
Tu as une vraie présence sur scène comme dans la vie.
Piste çıkmaktan tamamen kaçınıyorsun.
Toi, tu n'as encore rien vécu!
- Aşırıya kaçıyorsun artık.
- Arrête!
Tekneyi kaçırıyorsun Görüşürüz
Vous ratez le train. On se voit plus tard.
Benimle bütün gün etrafta dolaşıp işler sarpa sardığında kaçıp gideceğini mi sanıyorsun?
Tu penses pouvoir me seconder et te défiler quand ça devient sérieux?
Bir şeyden mi kaçıyorsun?
Vous êtes en fuite?
- Eğlenceyi kaçırıyorsun.
- Ah c'est bon. Tu rates quelque chose.
Gözünü toptan kaçırıyorsun, Mahmoud.
Vous avez quitté des yeux la balle, Mahmoud.
Çok fazla bir şey kaçırmıyorsun.
Oh, tu ne rateras pas grand chose.
Ama bunu kaçırıyorsun.
Mais tu rates quelque chose.
Gösteriyi kaçırıyorsun!
Tu loupes le spectacle.
Serçeleri korkutup kaçırıyorsun.
Vous effrayez les moineaux.
Bi yeri kaçırıyorsun Rick.
Tu ne comprends pas le problème, Rick.
Tanrım! Kaç hap kullanıyorsun sen?
Tu prends combien de cachets?
Bu işten aldığım zevki gerçekten kaçırıyorsun.
Tu enlèves tout le plaisir que je peux en retirer.
Sen partiyi kaçırıyorsun.
Tu rates ta propre soirà © e.
Işık gölge sanatı noktasını kaçırıyorsun.
Tu oublies l'objectif clair obscure.
- Yani sen kaçıyorsun.
Et tu t'enfuis.