Kokuyorsun translate French
1,754 parallel translation
- Kokuyorsun.
- C'est vrai, tu pues.
Baba, duman kokuyorsun.
Tu sens la fumée, papa.
Kokuyorsun. Sanırım bunu beğendim.
- Est-ce que tu fumes?
Farklı bir parfüm kokuyorsun.
Tu empestes le parfum.
İçki kokuyorsun!
Tu empestes l'alcool!
Yani, güzelsin, kusursuz giyinmişsin... harika bir kişiliğin ve güzel saçla - rın var. Etine dolgunsun, gülüşün güzel. Harika kokuyorsun.
Tu es super belle, tu as du style, de la personnalité, de beaux cheveux, t'es grosse, tu sens bon...
Tanrım, Howard. Leş gibi kokuyorsun.
Tu pues.
- Makarna kokuyorsun.
- Et toi, alors?
Büyükanne, hep çok güzel kokuyorsun.
Mamie, tu sens toujours bon.
- Evet, kokuyorsun.
- Oui.
Seni severim ama ihtiyar köpek gibi kokuyorsun bugün.
Tu sens le vieux chien, aujourd'hui.
Güzel kokuyorsun.
Tu sais, tu sens bon.
Tanrım, Turtle, umutsuzluk kokuyorsun.
Putain, Turtle, t'es vraiment affamé.
Hey, leş gibi kokuyorsun.
Mais tu es ivre mort!
- Çok güzel kokuyorsun, ayrıca!
- Vous sentez bon, aussi. - Taisez-vous!
Çok güzel kokuyorsun Carmel.
Tu sens bon, Carmel.
Evet kokuyorsun hadi çabuk git de gel.
- Ouais, tu pues!
- Güzel kokuyorsun?
- Tu sens bon.
Birahane gibi kokuyorsun.
Tu sens l'odeur du pub.
Ne kokuyorsun sen?
Qu'est ce que tu sens?
Mmm, güzel kokuyorsun.
Vous sentez bon.
Tuvalet gibi kokuyorsun.
- Tu sens les chiottes.
Ayyaş gibi kokuyorsun.
- Vous puez l'alcool.
Evet, ahbap, bu tamamen teknik bir hata, çünkü pis kokuyorsun.
C'est une erreur technique parce que tu schlingues.
Fena hâlde kokuyorsun.
Tu pues le vomi.
Am gibi kokuyorsun.
Tu sens la chatte.
- Güzel kokuyorsun. - Teşekkür ederim.
- Tu sens bon.
Yemek gibi kokuyorsun.
Vous... - Vous avez une odeur de nourriture.
Güzel kokuyorsun. "Tide" gibi.
Vous sentez bon. Comme le Tide.
"Tide Deterjanı" gibi kokuyorsun.
Vous sentez comme le détergent Tide.
Güzel kokuyorsun. "Tide" gibi.
Vous sentez bon Le Chat.
"Tide Deterjanı" gibi kokuyorsun.
Vous sentez la lessive Le Chat.
Kokuyorsun, titriyorsun, ve şu an hastalarıma yaklaşmana izin veremem.
Tu pues, tu trembles, et il n'y a pas moyen que tu restes à coté de mon patient aujourd'hui.
Güzel kokuyorsun.
Tu sens bon.
Kokuyorsun.
C'est vrai!
Hem banyo yapmayı reddet hem de sana kokuyorsun diyen çocukları döv. Olacak iş değil.
Tu ne peux pas refuser le bain et frapper ceux qui te disent que tu pues, mince!
Dostum, kötü kokuyorsun.
Tu pues, mec.
Evet, leş gibi kokuyorsun.
Ouais, tu sens assez mauvais.
Hayır, sen kokuyorsun.
Non, c'est toi.
Porsuk kıçı gibi kokuyorsun.
Pire que le trou de balle d'un putois.
Çok kötü kokuyorsun.
La vache! Il pue, le vioque! Quoi?
Satoru sen hoş kokuyorsun.
Ta sueur... Elle sent vraiment trop bon.
Zengin kokuyorsun. Teşekkür ederim.
- Tu sens le riche.
Çok hoş kokuyorsun!
Tu sens super bon.
Gerçi hep güzel kokuyorsun. Gerçekten. Seni bütün gün koklayabilirim.
En fait, tu sens toujours bon, je pourrais te renifler toute la journée.
Çok hoş kokuyorsun.
Tu sens si bon.
Bunu dediğimde ne düşünürsün bilemem ama çok hoş kokuyorsun.
En tout cas, quoi que ce soit, tu sens vraiment bon.
Sen de çok hoş kokuyorsun.
Tu sens aussi très bon.
Bok kokuyorsun.
Tu pues.
İğrenç kokuyorsun!
Tu pues!
Bana pis kokuyorsun dedi!
C'est même pas vrai.