Kısa bir süre için translate French
517 parallel translation
Kısa bir süre için yanından ayrılacağım.
Ok. Je vais revenir dans quelques instants pour, heu... pour, heu, mieux vous expliquer.
Sen ise kısa bir süre için onun yerini alacaksın, sonra tekrar yükseleceksin, tıpkı benim yükseldiğim gibi.
Tu prendras sa place pour quelques instants seulement... et puis tu reviendras à la vie... comme moi-même, j'y suis revenu.
Belki de kısa bir süre için benim odama gelmeniz daha iyi olur.
- Au Consul Britannique?
- Kısa bir süre için sadece. Elinizden geldiğince çabuk olun. Pekala.
- Ça ne sera pas long mademoiselle.
O halde kısa bir süre için sorduğumu varsay.
Essayez alors s'il vous plaît, juste un instant, de me répondre.
Olur da seni göremezsem bir da yani kısa bir süre için. Sadece şunu söylemek istiyorum her anı çok güzeldi. Bütün o 50 sene.
Et si je ne te revois pas pour... pour quelque temps... je veux te dire que j'ai passé cinquante merveilleuses années avec toi.
Ne güzel! Sadece kısa bir süre için.
Pas longtemps...
Sanırım ben de kısa bir süre için batıya geri döneceğim.
Tu sais, je pense que j'irai travailler un peu à l'Est.
Kısa bir süre için, başka bir iş bulana kadar.
Seulement en attendant d'obtenir un autre emploi.
Kısa bir süre için daha bu şekilde devam edelim.
Restons-en là, un peu plus longtemps.
Sadece kısa bir süre için uğradık.
On ne reste que quelques minutes.
Kısa bir süre için Birleşik Devletler'e gitmen konusunda baskılar var.
On a usé de son influence pour vous faire rentrer au pays.
Pekala, şöyle düşün, babalık kısa bir süre için benim misafirim olacaksınız.
Disons que vous êtes MES invités un petit moment.
# Kısa bir süre için, artık o kadar da yalnız değildi.
Et il n'était plus aussi seul.
Kısa bir süre için trapezcilere tekrar katılır mısın?
Voudriez-vous la remplacer?
Burada, kısa bir süre için, onun ellerinin, sevdiği şehrin ve yaşadığı zamanın yeniden canlanmasını sağlayacaklar.
Devant vous, pendant un court instant, ils vont être remis entre ses mains. Toulouse-Lautrec, son Paris bien-aimé et son époque vont revivre.
Sadece birkaç dakika, kısa bir süre için.
Pas longtemps.
- Bunda ne kötülük var? Sadece kısa bir süre için.
Ce ne serait que temporaire.
Talebinizi tamamen anlıyorum, Bayan de Vilmorac. Kontes'in kişiliğini elimden geldiğince iyi anlamaya çalışacağım ne var ki böyle kısa bir süre içinde anlamak için fazla sayıda gizemli zıtlıklarla ve inceliklerle dolu bir kişiliğe sahip.
Je comprends votre curiosité, ma chère, et j'essaierai de la satisfaire, mais une femme aussi complexe est difficile à décrire en quelques mots.
Kısa bir süre için.
Juste un peu...
Sadece kısa bir süre için.
Juste un peu...
Kısa bir süre için.
Un au revoir, á peine.
Kısa bir süre için, kaçma ve ölüm arasında tekrar asker oldular.
Pendant un instant, juste avant de mourir... ils sont redevenus des soldats.
Kısa bir süre için ama.
- Pour un petit moment.
Savunma isterse, kısa bir süre için ara verebilirim. Belki bu şekilde mahkum da kendine hakim olmayı başarabilir.
Je peux suspendre l'audience quelques minutes pour que l'accusé retrouve son sang-froid.
Yakında, kısa bir süre için, bir tutuklu kafilesi kasabanızda sıraya dizilecek.
Bientôt, une colonne de prisonniers défilera dans ton propre village.
Ama Kısa bir süre için bile olsa, eğlenceli görünüyordu. Ve Teşekkür ederim.
Il était agréable d'être prise en mains quelque temps.
Elbette dönebilirsin, bu kısa bir süre için.
Ce ne sera pas long.
Kısa bir süre için öyleydi, Komiserim.
En effet. Pendant quelques instants seulement.
Kısa bir süre için.
Et encore, pas pour longtemps.
Teşekkür ederim, çünkü kısa bir süre için bile olsa bana, yanımda beni koruyabilecek bir adam bulunmasının nasıl bir şey olduğunu hissettirdin beni sevebilecek birisinin olmasının.
- Je te remercie parce que, l'espace d'un instant, j'ai eu l'impression d'être protégée et aimée.
Belki, yaşadığı yere dönmeden önce kısa bir süre için, bu atmosferde var olabiliyor.
Il se peut que la créature ne puisse survivre que brièvement à l'air avant de retourner dans son environnement.
Hepinizden kısa bir süre için ayrılmam gerekiyor.
Je dois tous vous quitter.
Judy haklı. Biz geri dönene kadar, kısa bir süre için aşağıya insen iyi olur.
Elle a raison, il faut descendre et nous reviendrons vous chercher.
Kısa süre önce gözlem için Bölge Hastanesi'ndeyken eyalet psikiyatrlarının muayenesini reddetmekle kalmadı, onlara şiddetli bir şekilde saldırdı.
- Oui. Encore récemment, alors qu'il était à l'hôpital du comté en observation... il a non seulement refusé d'être examiné par les psychiatres mais il les a attaqués violemment.
Otoku, kısa bir süre için Osaka'da olacağım. Başarılı bir dönüş yaptım.
Désormais nous serons comblés... dans notre vie et... dans l'art que j'exercerai.
Onu ayarladım ve akşam yemeği için bir yer söyledim. Ve çok kısa bir süre sonra...
Nous avons dîné ensemble et un peu plus tard...
Bu, sıradan bir İngiliz orta sınıf ailesinin öyküsüdür. Öykü 1939 yazında, çalışan, oynayan, çocuklarını büyüten, bahçelerinde uğraşan mutlu ve tasasız insanların yaşadığı ama kısa bir süre sonra hayatta kalmak için umutsuzca savaşacak olan İngiltere'de geçer.
Cette histoire d'une famille anglaise bourgeoise... commence pendant l'été 1939, quand le soleil illuminait... un peuple heureux et insouciant qui travaillait et se distrayait... élevait ses enfants, soignait son jardin... dans une Angleterre heureuse qui bientôt... lutterait désespérément pour son mode de vie et pour la vie elle-même.
"... çünkü kısa bir süre sonra benim için her şey bitmiş olacak... "
Pour moi ce sera bientôt fini...
"Saat 8 : 00'den kısa bir süre önce, hapsi de... " işçi yaka kartı takan dört kişi... " gündüz vardiyası için gelen çalışanlara karıştı.
Quatre hommes portant des macarons d'identification se sont glissés parmi les ouvriers allant à leur travail.
Sadece kısa bir süre için? Senin dinlenmeye ihtiyacın var.
Tu as besoin de repos.
Kısa bir süre sonra da durdular. Ama dinlenmek için değil.
Ils s'arrêtèrent peu après, mais pas pour boire.
- Kısa bir süre için.
- Juste un petit peu.
Bence Bern ve benim kısa bir süre icin gerçek hippi oIduğumuzu kıskanıyor.
Je crois qu'elle est jalouse. Bern et moi, on a vraiment été hippies.
Kısa bir süre önce biri sizin için bir paket bıraktı.
Au fait, on vous a livré un paquet tout à l'heure.
Kısa bir süre sonra, öç almak için saldırdılar.
Et il fit le serment à sa mort qu " il serait vengé :
Bayan McKenzie, kısa süre önce Ulusal Sağlık Sigortası Kurumu'na bir başvuruda bulundunuz mu? - İşitme cihazı için.
Mlle McKenzie, avez-vous récemment demandé à la Sécurité sociale... un appareil acoustique?
Avukatlarının da söylediği gibi, Vole, kısa süre sonra sana da kendini savunman için bir fırsat verilecektir.
Comme votre conseil vous le dira, vous pourrez bientôt parler pour votre défense.
Aslında Garibaldi, Palermo'ya girdikten kısa süre sonra Tancredi eve Toskana'lı bir general getirdi villadaki freskleri görmek istiyordu ondan sonra da bize Donnafugata için gerekli izinleri almamıza yardım etti.
"En effet, peu après l'entrée de Garibaldi à Palerme..." "Tancredi amena à la maison un général sympathique," "qui voulait admirer les fresques de la villa..."
Bu mahkumlara cephe gerisi harekatlar için kısa bir süre eğitim vereceksin.
Vous entraînerez ces hommes à toutes les opérations de commando.
Kısa süre önce haber verdiğim için üzgünüm fakat devamlı çalıştığım yerin orduda bir oğulları vardı o da 48 saatliğine gelmiş, ben de onlara izin vermek zorunda kaldım.
Désolé de vous avertir si tard, mais mes cuisiniers ont un fils à l'armée, et il a eu une permission de 48 heures, alors j'ai dû les libérer.