English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ M ] / Madem öyle istiyorsun

Madem öyle istiyorsun translate French

62 parallel translation
Tamam, madem öyle istiyorsun.
Si vous y tenez, c'est d'accord.
Madem öyle istiyorsun... bu gece işim bitince buraya bir daha ayak basmayız.
Si c'est ce que tu veux, après ce soir, on dégage pour de bon.
Yani, madem öyle istiyorsun.
Si c'est ce que tu désires...
Peki, madem öyle istiyorsun, ama ona karşı biraz sabırlı ol.
Bon, mais ayez quand même un peu de patience.
Pekâlâ, madem öyle istiyorsun...
Très bien, si c'est ce que vous voulez...
Madem öyle istiyorsun!
- Alors franchement, je me demande ce que je fous ici, moi!
Madem öyle istiyorsun.
Si tu veux.
Pekâlâ, öyle olsun! Madem öyle istiyorsun aramızdaki bütün bağları koparıyorum.
Ni parents ni enfants ne tiennent en ce monde?
Madem öyle istiyorsun, Frank.
Si tu veux, Frank.
Tamam, madem öyle istiyorsun Bunları kendi odama alırım.
Tout ira dans ma chambre.
Peki, madem öyle istiyorsun.
D'accord, si c'est ce que tu veux.
Madem öyle istiyorsun.
Tu n'as rien à craindre.
İyi, madem öyle istiyorsun, öyle olsun.
Très bien, si c'est ce que tu veux.
- Madem öyle istiyorsun, "durmam".
Si c'est ce que tu veux, pas question.
- Madem öyle istiyorsun. Kuru temizlemeciye gideceğim.
Je vais chez le teinturier.
Madem öyle istiyorsun. Ancak dikkatli olup sana koz vermemem gerek. Çünkü ister istemez onları bana karşı kullanacaksın.
Toi, peut-être... mais, moi, je dois me méfier et éviter de te donner des cartes.
Madem öyle istiyorsun.
Bien sûr, si tu veux.
- Tamam, madem öyle istiyorsun.
Très bien. Si tu vois les choses comme ça.
Tam da su geçirmez palto kongresine gidecektim ama madem öyle istiyorsun.
J'allais résister à la tention, mais si tu insistes.
Peki Lois, madem öyle istiyorsun.
OK, Lois, si tu penses que ça va marcher.
Madem öyle istiyorsun Jane,.. -... nezarethaneye dön.
Si c'est ça que tu veux, Jane, en cellule.
Tamam. Madem öyle istiyorsun...
Si c'est que tu veux.
Madem öyle istiyorsun.
C'est comme tu veux.
Peki. Madem öyle istiyorsun.
D'accord, si c'est ce que tu veux.
Madem öyle istiyorsun.
Si vous l'entendez ainsi...
Madem öyle istiyorsun.
Compris, j'insiste pas.
Gösterimizin bölünmesini istemem, ama madem sen öyle istiyorsun.
ça sera dur de se séparer!
- Madem öyle istiyorsun Abe.
.
- Madem öyle istiyorsun, ben de unuturum.
Si tu n'es pas d'accord...
- Madem sen öyle istiyorsun.
- Si c'est ce que tu veux.
Madem bilmek istiyorsun söyleyeyim. Gösteriyi hiç sevmemiş. Öyle mi?
Puisque tu y tiens, il a détesté le spectacle.
Madem öyle izah etmek istiyorsun.
Tu peux voir les choses comme ça.
Tamam. Madem öyle istiyorsun.
Si c'est ça que tu veux...
Madem öyle yapmak istiyorsun, biz de öyle yaparız.
Si c'est ce que tu veux, c'est ce que nous ferons.
Öyle istiyorsun madem, hadi bakalım.
Si tu en décides ainsi, marchons.
Madem öyle istiyorsun, öyle olsun. Bakalım ne kadar iyisin.
Nous verrons si vous avez intérêt à vous opposer à moi.
Madem öyle istiyorsun, ben gidiyorum.
- D'accord, je m'en vais.
Madem öyle istiyorsun, pekâla.
Tous les deux!
Madem sen öyle istiyorsun, ben de senin olmanı umarım.
Si c'est ce que tu veux, j'espère que ce sera toi aussi.
Madem öyle zavallı adamdan daha ne istiyorsun?
Que vous faut-il de plus?
Madem öyle neden benden sana "peder" dememi istiyorsun?
Pourquoi tu voulais que je t'appelle père?
- Madem teknik bir ifade kullanmak istiyorsun, öyle olsun.
- On pourrait dire ça, M. Technique.
Madem sen öyle istiyorsun...
Si vous y tenez.
- Madem öyle istiyorsun.
Volontiers.
- Madem öyle, ne konuşmak istiyorsun?
De quoi parles-tu?
Öyle olsun. Madem bir hastayı tedavi etmemi istiyorsun, ederim.
Vous voulez que je prenne un patient, je vais prendre un patient.
Madem öyle istiyorsun.
D'accord, voilà.
Peki. Madem mutsuzluğunla boğulmak istiyorsun madem beni kötü adam ilan etmek istiyorsun, öyle olsun.
Bien, tu veux te complaire dans ta misère, tu veux que je sois le Père Fouettard, bien, ok!
- Evet. Madem öyle istiyorsun.
- C'est parti!
Tamam, madem kamera istiyorsun, öyle olsun.
Ok, vous voulez la caméra, vous l'aurez.
Bilmek istiyorsun madem, evet öyle.
- Si tu veux le savoir, c'en est un.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]