Mariam translate French

Bu, güzel bir takma isim, ama benim için her zaman Maria olacaksın. - Benim Mariam.

C'est un joli surnom, mais pour moi, tu seras toujours ma Maria.

- Ellerinizi öpeyim, hanımlar!

Bonjour Mariam!

- Marian, sen terzi değil miydin? - Evet.

Vous étiez tailleur avant, Mariam?

- Mariam bir hazine gibi değil mi?

- Mariam est un ange!

Mariam!

Mariam!

Meryem, ahududu şurubu, ahu...

Chère Mariam, du sirop de framboises...

Biz de Kurt'u aldık. Percy ve Mariam beni gemiden aldı ve eve götürdü.

Percy et Mariam sont venus me chercher au bateau et m'ont ramené à la maison.

Mariam biraz soğuktu.

Mariam était un peu bourrue.

Ama Mariam mesafeli ve nazikti ve sanırım buna ihtiyacım vardı çünkü gerçekten de oraya ait olduğumu hissetmekte zorlanıyordum.

Mais Mariam était distante et gentille. C'est de ça que j'avais besoin parce que j'avais du mal... à me sentir chez moi.

- Mariam ne yapıyor?

- Comment va Maria?

Mariam.

Mariam.

Miriam gibi küçük kızlar tehlikede. Canım Vadim Timurovich.

Ce sont des fillettes comme Mariam qui sont en danger, mon cher Vadim Timurovitch.

Mariam.

Mariam!

Çünkü o zaman görmüştüm ki... Miriam'ın kanını gördüğümde...

C'est là que j'ai compris, en voyant le sang de Mariam.

Mariam, ne diyorlar?

Mariam, ils disent quoi?

Mariam?

Mariam?

- Mariam.

- Mariam.

Miriam, bu evlilik sadece Raza ile Zaara arasında değil.

Mariam Ma'am, ce mariage n'est pas seulement une union entre Raza et Zaara

Adım Miriam Hayat Kan, Zaara'nın annesi.

Je suis Mariam Hayaat Khan. Je suis la mère de Zaara.

22 yıl önce Miriam Hayat Kan, vedalaşırken... bu nazarlığı onu koruması için bir Hintliye hediye etti.

Il y a 22 ans, Mariam Hayaat Khan a offert ce porte-bonheur à un indien... en signe d'adieu, pour le protéger.

Üzgünüm, Anna Mariam doğal sebeplerden dolayı öldü.

Malheureusement, ma Anna Maria est morte de cause naturelle.

Annenin kardeşi Mariam Londra'da Somali büyükelçisinin karısı.

Marium, une sœur de ta mère, est l'épouse de l'ambassadeur de Somalie à Londres.

- Mariam.

- Salut.

Tamam. Tamam. Mariam da iyi, oğlum.

Le prêtre a choisi quel nom?

Canım, Mariam öleli iki sene oldu.

Chérie, ça fait deux ans que Mariam est morte.

- Adım Mariam.

- Mon nom est Mariam.

Ailenin karnını doyurmalısın Mariam.

Vous avez besoin de nourrir votre famille, Mariam.

- Mariam önceden bir kızı olduğunu söylemedi.

Mariam n'a jamais mentionné le fait qu'ils aient eu une fille.

Mariam'ın da böyle düşündüğü anlamına gelmez.

Ça ne veut pas dire que Mariam le ressent ainsi.

Mürettebat yoktu Mariam.

Il n'y avait pas d'équipage, Mariam.

İyi bir annesin Mariam ama kötü bir yalancısın.

Vous êtes une bonne mère, Mariam, mais une très mauvaise menteuse.

Mariam'ın bu adamı korumak için yalan söylediğine inanamıyorum.

Je ne peux pas croire que Mariam ai mentit pour protéger cet homme.

Bunun için seni affetmeyecekler Mariam.

Il vous en voudront pour ça, Mariam.

- Çok geç Mariam.

Mariam, c'est trop tard.

- Mariam ve Rafiq geçici vize alacak.

Mariam et Rafiq obtiendront des visas temporaires.

Meryem mahvolmuştur.

La pauvre Mariam, elle doit être dans tous ses états.

- Mariam, merhaba.

Mariam, ça alors...

Johannesburg, Güney Afrika'ya tatile gelmişler ve halaları Mariam Nell'in yanında bir barda çalışıyorlarmış. Teyze 24 saat önce kayıp olduklarını bildirmiş.

Ils étaient en vacances et visitait Johannesburg en Afrique du Sud, où ils travaillaient temporairement dans le bar de leur tante, Mariam Nell, qui a signalé leur disparition il y a 24 heures.

Hayattaki tek akrabanız da Güney Afrika'daki...

Et le seul proche que vous avez en Afrique du Sud est votre sœur, Mariam Nell?

-... kız kardeşiniz Mariam Nell mi?

- C'est correct?

Çocuklar Mariam'a tapardı.

Les garçons adoraient Mariam.

Mariam Nell'in çete üyelerini tarifiyle bunları elde ettik.

La description physique de Mariam Nell des membres de gangs qui l'ont approchée nous a donné ceci.

Benim bandomu...

Ce salaud de Mariam!

Başka yapılacak ne var ki, Meryem?

Mais que puis-je faire, chère Mariam?

Mariam, sen iyi misin?

Ça va?

Bir çörek daha ister misin, Mariam?

Tu en veux encore?

Abir.

Abeer, la fille de Mariam?