Müsaade ederseniz translate French
311 parallel translation
- Müsaade ederseniz?
- Serait-ce possible?
Eğer sadece biraz rahatlar ve arkadaşlığımızın ilerlemesine müsaade ederseniz tabii.
Détendez vous. Tâchons de faire connaissance.
Cabal'i bana verip, Harding'le yalnız konuşmama müsaade ederseniz size söz veriyorum hava kuvvetlerinizin üçte birini yine göklerde göreceksiniz.
Votre guerre et tout le reste! Ma vie entière a été interrompue et gâchée par la guerre. - Je n'en supporterai pas d'avantage.
Müsaade ederseniz biraz yürüyüşe çıkacağım.
Je vais marcher un peu.
Müsaade ederseniz, üstünüzü arayacağız.
Vous permettez, messieurs... Pour la fouille...
Söylememe müsaade ederseniz dük ve mürebbiye arasında günahkar bir ilişki var.
Qui se trouve dans la relation honteuse entre le duc et la préceptrice.
Müsaade ederseniz, önemli bir toplantım var.
Excusez-moi, j'ai un rendez-vous important.
Bir dakika müsaade ederseniz eğer.
Chaque chose en son temps.
Müsaade ederseniz hanımefendi, size cesaret kazanmanız için bir sebep vereyim.
Madame, si vous le permettez, laissez-moi vous y encourager.
Müsaade ederseniz sizinle paylaşabilirim.
Permettez-moi de vous en offrir.
O, çok çekici bir hırsız. Müsaade ederseniz, gerçekten de toplanmam lâzım.
Je dois finir mes bagages.
Müsaade ederseniz Monsenyör adımları saymak istiyorum.
Si vous permettez, Monseigneur, je vais compter.
- Ben de tam çavuşa - - Günaydın, eğer müsaade ederseniz önemli bir konferansa geç kaldığımı belirtmek isterim.
Excusez-moi, mais je suis très occupe.
Müsaade ederseniz efendim, ben de prensese katılıyorum.
Si vous permettez, j'approuve la Princesse.
Müsaade ederseniz, Bay Ferrante beni eve bırakacaktı.
Si ça ne vous dérange pas, M. Ferrante me ramènera.
Müsaade ederseniz.
Excusez-moi.
Müsaade ederseniz bu istasyonda iniyorum.
Je descends là.
Şimdi de, müsaade ederseniz, yatacağım.
Et maintenant, avec votre permission, au lit.
Müsaade ederseniz, bu davaya benzer bir askeri davada Fransız bir savcının yaptığı....... konuşmayı okumak istiyorum.
J'ai ici un document plus pertinent, si je puis me permettre : Le discours du procureur français devant le Tribunal militaire international.
Şimdi müsaade ederseniz, gidip bavullarınızı getireyim.
Vous m'excuserez, je vais prendre les valises.
Şimdi müsaade ederseniz, biraz uyumak istiyorum.
Maintenant j'aimerais dormir un peu.
Eğer müsaade ederseniz, bir iki noktaya değinmek istiyorum.
J'aimerais soulever un ou deux points, si vous le permettez.
Senatör Prentice, eğer biraz daha müsaade ederseniz! ... Genelkurmay Başkanı'nın tüm askeri görüşlerine... saygı duyuyorum ve bunlar ile özellikle ilgili bir yargılamada bulunmuyorum...
Du chef d'Etat-Major, j'accepterais... tout jugement d'ordre militaire.
- Şimdi, eğer müsaade ederseniz.
Veuillez m'excuser.
Eğer müsaade ederseniz köprü artık kapalı.
Désolé, la passerelle est maintenant interdite.
Müsaade ederseniz bu geceki resital için alıştırma yapmalıyım.
Maintenant, veuillez nous excuser, monsieur, euh... Je dois m'exercer, beaucoup m'exercer avant le récital de ce soir.
- Müsaade ederseniz, size her şeyi anlatacağım.
Eh bien monsieur, si vous le permettez, je vous expliquerai tout.
Kabin amirinin yolcuları denetlemesi bitene kadar kalmama müsaade ederseniz buradan ayrılacağım ve sizi asla bir daha rahatsız etmeyeceğim.
Si je peux rester jusqu'après le contrôle de tous les passagers... je quitterai votre cabine et je ne vous ennuierai plus jamais.
Bana biraz müsaade ederseniz, tamam mı?
Vous jugerez vous-même.
Müsaade ederseniz arkada bazı işlerim var.
Excusez-moi, j'ai des choses à faire derrière.
Bana müsaade ederseniz, Kaptan.
Si vous voulez bien m'excuser, capitaine.
Müsaade ederseniz, o sahneyi izlemeyeceğim.
Je ferai l'impasse sur cette scène.
Müsaade ederseniz silahları balistiğe yollayacağız.
Si vous le permettez, je vais donner ces armes au laboratoire.
- Müsaade ederseniz sanırım biraz kestireceğim.
- Si vous voulez bien m'excuser, je vais faire une petite sieste.
Dr. Armitage, müsaade ederseniz Necronomicon üzerinde çalışmak istiyorum.
Docteur Armitage, j'aimerai être autorisé à étudier le Necronomicon. Pour quelle raison, monsieur Whateley?
- Şimdi, eğer müsaade ederseniz, baylar.
- Si vous voulez bien m'excuser.
Bana müsaade ederseniz, onunla konuşmam gerekiyor.
Veuillez m'excuser, j'aimerais lui parler.
Şimdi müsaade ederseniz.
Excusez-moi...
Sayın Başkan, müsaade ederseniz bu belgeleri yanımda götürmek isterim.
M. le Président, je vais prendre ces documents chez moi.
Müsaade ederseniz ben Enstitünün psikologuyum.
Excusez-moi... Je suis le psychologue de l'institut.
Şimdi müsaade ederseniz, çocuğun ailesine haber vermek gibi gayet nahoş bir görevim var.
Excusez-moi, mais c'est à moi qu'incombe la tâche délicate d'informer les parents.
Müsaade ederseniz, Sam'in ofisindeki sandalyenin altlığını yağlamam lazım.
Excusez-moi, je dois aller huiler les roulettes de la chaise de Sam.
- Bay Krupp, müsaade ederseniz.
- M. Krupp, s'il vous plaît...
Ve şimdi bize müsaade ederseniz...
Si vous voulez bien nous excuser.
Sana anlatmam gerekti... Müsaade ederseniz, seyyar satıcılılar buramıza kadar geldi.
Nous ne voulons rien acheter.
Bize biraz müsaade ederseniz iyi olur.
J'aimerais un peu d'intimité.
Eğer müsaade ederseniz?
Veuillez m'excuser.
Yani, müsaade ederseniz...
Alors, si vous permettez...
Şimdi, bay Fulci, müsaade ederseniz, başka bir hastamı bekliyorum.
- Veuillez m'excuser, maintenant. - J'attends un autre patient.
Müsaade ederseniz kalsın.
Permettez...
Ve kendi deyişimle ifade etmeme müsaade ederseniz...
"les années décisives".