Ne buldum translate French
2,250 parallel translation
Gel de bak ne buldum.
Viens voir ce qu'on a trouvé.
Altı ay sonra annemin arabasındaki torpido gözünü açtım ve bilin bakalım ne buldum.
Six mois plus tard, devinez ce que je trouve dans la boîte à gants de ma mère?
Bak ne buldum.
Regarde ce que j'ai trouvé.
- Diyeceğinizi unutmayın Bay Banks. Evdeki ofiste ne buldum bir bakın.
J'ai trouvé ça dans le bureau.
Bak, alt kattaki lavabonun altında ne buldum. - Yağlı kağıt mı?
Bon, regarde ce que j'ai trouvé en bas sous l'évier.
Brian, bak ne buldum!
Brian, regarde!
Bak, ikinci sınıf yıllığında ne buldum.
Regarde ce que j'ai trouvé dans son album de lycée.
Bak bodrumda ne buldum.
Regarde ce que j'ai trouvé au sous-sol.
Ne buldum biliyor musun?
Et tu sais quoi?
Evinde yok. Ama bil bakalım ne buldum? Üç tane sodyum pentothal ampülü.
Tout ce qu'on a trouvé chez lui, ce sont trois ampoules de penthotal.
Biraz evvelki dinlemede bak ne buldum
Écoute ce que j'ai enregistré plus tôt.
Bak ne buldum? Birini unutmuşsun.
Regarde ça, tu en as oublié un!
Sokakta ne buldum, bakın.
{ \ pos ( 192,230 ) } J'ai trouvé ça dans la ruelle.
Bak Bay Başsız'ın cebinde ne buldum.
Regarde ce que j'ai trouvé dans les poches de M. Sans-tête.
Michael'ı buldum, geri gelmeyecek.
J'ai retrouvé Michael. Il ne reviendra pas.
Buldum seni!
Je ne comptais pas revenir!
Yine de arayabileceğin tek kişi ben olduğum için bunu etkileyici buldum. Ve daha gerçek bir yetişkin konuşması bile yapamıyoruz.
Bien que je trouve ça fascinant... que tu penses que je sois la seule que tu puisses appeler... on ne peut pas avoir une vraie conversation d'adultes.
Ayrıca kil, poliüretan ve hayvan kanı izleri buldum. Kim olduğunu bilemem ama ne işle meşgul olduğunu söyleyebilirim.
Et on a des traces d'argile, de polyuréthane et de sang d'animal.
Ne yaptığını..... söylemek için yerini buldum.
Ce n'était pas une bagarre.
Bir de bana söylemeyi düşündüğün, Arlo'yu hapse tıktıracak şeyin ne olduğunu buldum galiba.
Je connais l'information qui pourrait envoyer Arlo en prison.
Ve bence ben de katilini buldum.
Et j'ai trouvé son meurtrier. Quand tu ne m'as pas fait sortir, je me suis inquiété.
Tahmin et ne buldum?
J'ai trouvé ça.
Ne yapacağımızı buldum.
Je sais ce que nous allons faire.
Buldum! Ne?
- Je l'ai trouvé.
Ne olduğunu anlayamadan, kendimi "zindelik" ve "kabızlık", "açık kapılar" ve "acılı uçuklar" arasında kafiye ararken buldum.
Avant de réaliser, je faisais rimer "satisfaction" avec "constipation". "Altesse" avec "herpès".
Ne olduğunu anlayamadan, kendimi tuvaletleri ovup, bir ergenin kusmuklarını hasır sepetlerden temizlerken buldum.
Avant de réaliser, je récurais les WC et je nettoyais des paniers remplis de vomi d'ados.
Ve aslında, bu e-postadan bir kaç kelimenin ne olduğunu buldum.
Et j'ai pu traduire quelques mots de cet email.
Erkekler artık benimle çıkmak istemediklerinden, bir kullanıcı adı buldum.
J'ai donc créé un pseudo, puisque les types ne m'invitent plus.
Adamın Crowley ile ilgili bir iz buldum. Diğer adı ile Fergus Rodric Macleod. Canisbay, İskoçya'da 1661 yılında doğmuş.
J'ai une piste pour ton homme, Crowley, alias Fergus Rodric MacLeod, né à Canisbay, en Écosse, en 1661.
- Ne giyeceğimi buldum sanırım.
Avec vous, c'est Super Blagueur.
Jules, doğum günün için ne yapmamız gerektiğini buldum.
Jules, je sais quoi faire pour ton anniversaire.
Dr. Russell'ın ajandasındaki "G.D." nin ne anlama geldiğini buldum.
On y va. J'ai trouvé qui est "G.D." sur l'agenda du Dr Russell.
Kodun ilk kısmını kullanarak karşılaştırma yaptım. Sonunda bir eşleşme buldum.
En ne prenant que la première séquence du code j'ai trouvé une correspondance...
Kim, ne diye böyle bir şey yapar ki? Şef, bir şey buldum!
Qui ferait un truc comme ça?
Dekanı aradım ve artık Columbia'da hocalık yapamayacağımı soyledim, hatta yerime birini de buldum.
J'ai appelé le doyen pour dire que j'arrêtais d'enseigner à Colombia, je ne leur chercherai même pas de remplaçant.
Birkaç sağlam şey buldum. Ne?
- J'ai trouvé d'autres trucs.
İyi bir hayal gücü ürünüydü fakat A'ya değecek bir şey olarak görmedim. Samimi olmak gerekirse, biraz bayat buldum.
Cette histoire était inspirée, mais je ne pense pas qu'elle méritait un A. Franchement, je l'ai trouvée un peu banale.
Ben de birkaç dosyaya baktım, Kimliğine bürünebileceğin bir adam buldum Son altı aydaki hikayesini istediğin gibi değiştirebileceğin ve hiç kimsenin farkı anlayamayacağı bir adam
Alors, j'ai cherché un peu et j'ai trouvé un gars dont tu peux emprunter l'identité... et dont tu peux inventer l'histoire des six derniers mois... et personne ne le saura jamais.
Ve bunun yüzünden kendimi sonsuz bir kederin içinde buldum!
Et on ne me laisse pas l'oublier!
Adam, bir fikir buldum ve fikirlerime sahip çıkmaya başlamazsam yok olacakmışım gibi hissediyorum.
J'ai eu une idée. Si je ne m'attache pas à mes idées, je risque de disparaître.
Tatlım, bak ne buldum.
- Regarde ça.
Bakın ben ne buldum.
- Mais voyez ce que j'ai trouvé.
İşinin ne olduğunu buldum ama.
On connaît ton boulot.
Bodrumda ne olduğunu buldum.
J'ai trouvé ce que vous cachiez.
Ne yapabileceğini buldum.
Je sais.
Ben de yeni buldum.
Je ne sais pas.
Çekecek bir şeyler buldum. Ne?
J'ai trouvé un remontant.
Sonunda Betty White'tan bahsetmeyen bir çocuk buldum.
Enfin un gosse qui ne parle pas d'elle.
Rita diplomasını aldığını bize hiç anlatmadı, ama ben buldum,
Rita ne nous avait jamais dit qu'elle avait eu son diplôme. Mais je suis tombée dessus.
Hiç birşeyin göründüğü gibi olmadığının kanıtını buldum.
Il ne faut pas juger sur l'apparence.
Seni hep düşündüğümden çok daha yetenekli ve bilirsin çok daha kırışık buldum.
Il a encore plus de compétences et et de rides que je ne l'imaginais.
buldum 1029
buldum seni 20
buldum onu 66
buldum işte 16
ne bu 443
ne buldunuz 75
ne buldun 232
ne bunlar 26
ne bu şimdi 28
ne bu böyle 40
buldum seni 20
buldum onu 66
buldum işte 16
ne bu 443
ne buldunuz 75
ne buldun 232
ne bunlar 26
ne bu şimdi 28
ne bu böyle 40