Ne için mi translate French
4,971 parallel translation
Ne oluyor Wayne? Sen Sam için çalışıyorsun, öyle değil mi?
Wayne, tu bosses pour Sam, non?
Bizim için ne yaptığı farkeder mi?
Et le plus important pour nous, c'est que nous la respections.
Sadece bizim için mi dua edeceksin?
Ne dis rien sur ma danse du serpent...
Ne, onlar için mi?
Tommy, ici, tu laisses ces gars tranquilles.
- Çocuk için biraz korkutucu değil mi?
Ça ne va pas lui faire peur?
Sırf o istemeyeceği için mi?
Parce qu'il ne veut pas?
Bekle, beni La Rive Gauche'a götür ama bana yolu tarif etmek için zamanın olmayacak değil mi?
Mais tu ne veux pas prendre le temps de me donner des directions?
seçmeler mi ne için? satıcının ölümü adlı tiyatro oyunu için.
Mes amis et moi jouons la pièce "La mort d'un vendeur"
Buraya dostça bir çözüm bulacağımızı umarak gelen insanlar için de ne büyük bir rahatlama oldu, değil mi?
Quel soulagement pour ces gens qui espéraient qu'on trouve une solution à l'amiable, pas vrai?
Bir kere bile mi mesaj atmadı? İyi misin diye sormak için?
Elle ne t'a même pas envoyé un texto pour s'assurer que tu va bien?
İnsanlar hayatlarını kaybeder işte. Zaten bunun için verilmez mi? Sen ne dersin?
Les gens passent leur vie en la tenant pour acquise, vous ne pensez pas?
- Senin için hiçbir şey yetmez değil mi?
- Rien ne te suffit jamais, non?
Bu çöplüğe hayvanların ne düşündüğünü öğrenmek için mi geldin?
Vous êtes venu dans la marge voir ce que pensent les animaux?
- Evet. Ev bizim kullanmamız için mi yoksa birine kiralanıyor mu, onu bile bilmiyorum.
Je ne sais même pas si on peut s'en servir... ou si quelqu'un l'a déjà louée.
- Ne zamandır biri bizi bulsun diye burada saklanıyorduk ve bu kapılar çok kalın olduğu için hiçbir şey duymadık, değil mi? Merhaba.
Bien sûr.
Brad evsiz kalmamak için derin düşüncelere mi dalmıştır şimdi?
Il se demande comment ne pas devenir S. D. F.?
Onun senin için ne anlama geldiğini biliyorum. Geldiğini mi?
N'en parle pas au passé!
Ve sonra ne kadar büyük bir adam olduğunu göstermek için herkesi havaya uçuracağını söyledin, değil mi?
Et puis t'as dit que tu était prêt à détruire le monde juste pour montrer quoi quel grand garçon que tu es?
Baban gibi seni de kaybedemem, dedi. Senin gibi züppeler için ölüme mi gidelim? Anca fildişi kulelerinizden bizim gibileri yargılayın.
Elle ne voulait pas me perdre au combat comme mon père ni que je sois de la chair à canon pour des snobs qui jugent les gens du haut de leur tour d'ivoire sans se demander pourquoi ils font de tels choix.
Hector için ne düşünüyorsun? Çok tatlı, değil mi?
- Comment tu le trouves, le petit Hector?
Neden, çünkü ölü kalamadığım için mi?
Parce que je ne voulais pas rester mort?
Hakaretler mi? Hayatın hepimiz için ne kadar kötü olduğu üzerine karamsar homurdanmalar mı?
Des grommellements défaitistes sur cette vie globalement atroce?
Ama başarısız deneyler bizim için bilinmez değildir değil mi?
Mais que fait-on quand une expérience ne mène à rien?
İyi dostum Mikhail Novaknovich'i öldüren ve başkanımıza suikasta yeltenen bir adam adaletle yüzleşmesi için bize teslim edilmeyecek mi?
Que l'homme reponsable du meurtre de mon ami Mikhail Novakovich, et de tentative de meurtre sur notre président, ne nous sera pas livré pour rendre justice?
- Hayır. Bu sadece, senin için ne kadar sevindiğimin vücudumun açıklanamaz bir tepkisi - Gerçekten mi?
C'est juste la réaction très inattendue de mon corps pour te montrer à quel point je suis heureuse pour toi.
- Johnjo için gelmediniz mi?
Vous ne venez pas pour Johnjo?
- O kancadan kurtulmak için sabırsızlanıyor, değil mi?
Il ne peut vraiment pas attendre pour se tirer d'affaires, hein? M'man.
- İleri Seviye mi? Tanrım! - İleri Seviye için ne yapacaksın?
Quelles branches?
Bugün değiştiremeyiz ama. Yorgun olduğun için mi?
C'est juste qu'on ne peut pas la remplacer aujourd'hui.
- Ne yani? David için mi buraya geldin?
Vous êtes venu pour David?
Şeflerden kendisine omlet yapmasını istediğini söylediğimden beri sen yani ne bileyim işte, sükse için küçük sır tarifin üzerinde mi çalışıyordun?
Depuis que je t'ai dit qu'elle demandait aux chefs de lui faire une omelette, est-ce que tu t'es mis, je ne sais pas moi, à travailler ta recette secrète pour arriver à tes fins?
Ama o akşam için size şahitlik edecek kimse yok değil mi?
- Personne ne peut le confirmer.
Ne, sadece kadın için mi buradasın yani?
Quoi, tu es seulement venu pour une femme?
Bay Butler için burası biraz ucuz kaçardı öyle değil mi?
Ça ne serait pas plus avantageux pour M. Butler qu'il le fasse par lui-même?
Velhasıl, konu Ortadoğu tarihine geldiğinde idealistler için hiç de iyi sonuçlanmaz, değil mi?
Après tout, si on regarde l'histoire du Proche-Orient, ça ne finit jamais bien pour les idéalistes.
Ne yapmamı istersin, gayretin için övmemi mi yoksa sonuç için kovmamı mı?
Que dois-je faire : louer votre effort ou vous virer pour le résultat?
Ne yani, yaşlı olduğu için mi soruyorsun?
Quoi, à cause de son âge?
Ne için olduğunu sana söylemem gerekmiyor, değil mi?
Pas besoin de vous dire ce qu'il fait là?
Başkan olarak aday gösterildim değil mi? Yedi yıl önce, hükümetiniz ve ağabeyim tarafından. Ve hiç öğrenmediğimden emin olmak için gizlice anlaştınız?
J'ai servi de façade, n'est-ce pas, il y a 7 ans, pour votre gouvernement et mon frère, et vous vous êtes arrangés pour que je ne l'apprenne jamais?
Ağrıları için daha fazla bir şey vermediler mi?
Ils ne peuvent rien lui donner de plus pour la douleur?
Evet ama bunun için doğmadı, değil mi?
Il ne l'était pas, cependant?
Şüphesi gerçek mi, yoksa beni kızdırmak için mi bilmiyorum ama ne olursa olsun, evde kalmalı.
Je ne sais pas si son doute est réel ou si elle me défie, peu importe la raison, elle devrait rester ici.
Gitmesine müsaade etmek için yeterli bir sebep değil mi?
Cela ne suffit pas pour la laisser partir?
Shana'nın onca yol gelip çocukluk arkadaşını kimin tehdit ettiğini bulmak için buraya taşındığına cidden inanmıyorsun, değil mi?
Tu ne crois quand même pas que Shana a fait tout ce chemin depuis la Géorgie pour poursuivre la personne qui a essayé de tuer son amie d'enfance?
Ama şu an bunun basit bir kayıp vakası olmadığını düşünmek için hiçbir sebep yok, değil mi komiserim?
Mais à ce stade, nous avons toutes les raisons de croire qu'il ne s'agit que d'une affaire de disparition, n'est-ce pas?
Cennetin sınırlarını zorlamamak için herkese kendi intikamı hakkını veremeyiz değil mi?
On ne peut pas compter sur les cieux surchargés pour donner à chacun ce qu'il mérite, tu vois?
Ailen burada olmadığı için mi?
C'est parce que tes parents ne sont pas là?
Babamın o telefonu ne için kullandığını öğrenebildin mi?
Est-ce que tu as réussi à trouver ce que papa faisait avec ce téléphone?
- Herkes için böyle mi?
Toutes? Je ne pense pas.
Pekala, ne yapıyoruz? Konuşmak için mi geldik, dans etmek için mi?
On est là pour parler ou pour danser?
Kendimi satamam ya. Değil mi? Bunu almak için ne satmak zorunda kaldı?
Je suis censé me vendre?
ne için 2038
ne için bekliyorsun 17
ne için bu 20
michael 2337
michele 109
michèle 40
mina 105
mike 2004
miss 41
mira 52
ne için bekliyorsun 17
ne için bu 20
michael 2337
michele 109
michèle 40
mina 105
mike 2004
miss 41
mira 52